Zeytinburnu Kültür Sanat, kültür tarihimizin önemli isimlerini anmaya devam ediyor. Devlet adamlığının yanı sıra hukukçuluğu, tarihçiliği ve ilim adamlığıyla da bilinen Ahmet Cevdet Paşa’nın çok yönlü karakteri Zeytinburnu Kültür Sanat’ta hatırlanıyor. İki gün sürecek sempozyumun açılışı gerçekleştirildi. 24 Ekim Cuma günü saat 14.00’te açılışı yapılan sempozyumda toplam altı oturum yer alıyor. 24 Ekim Cuma ve 25 Ekim Cumartesi günleri boyunca sürecek sempozyumda Cumartesi gününün oturumları 10.30’da başlayacak.

İstanbul Times Haber Merkezi -Hüseyin Çetiner

“Türkiye’nin ruhunu idrak için kapıları aralamaya gayret ettik.”

Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, Zeytinburnu Kültür Sanat’ta düzenlenen on dokuzuncu sempozyum olan “Yegâne-i Zaman: Ahmet Cevdet Paşa” sempozyumunun bir zincirin halkası olduğuna işaret etti:

“Bir medeniyetin nefesi, zamana sinmiş sözünde; bir milletin vakarı, unutmadan taşıdığı hafızasındadır. Hafıza; sürekliliği temin eden, sedası geçmişten bugüne ulaşan bir zihnî kudrettir. Hafızasını diri tutamayan toplum, fikrî idrakini de zamanla yitirir. Zeytinburnu’nda bu şuura sadakatle sarıldık. Kültürel hafızayı diri tutma, geçmişle bugün arasındaki fikir devamlılığını keşfetme gayretinde olduk. Farklı kültür, sanat ve düşünce silsilelerinin görülebilmesi, anlaşılabilmesi için o silsilede yer alan her ismin dikkatle üzerinde durulması gerektiğine inandık.

Bu elbette Zeytinburnu Kültür Sanat için uzun ve istikrarlı bir kültür yolculuğunu gerektiriyordu. Bu yolculukta her bir etkinliğimizi, geçmişten bugüne uzanan düşünce zincirine eklenen birer halka olarak telakki ettik. Bugün, Zeytinburnu’ndaki kültür atmosferini zenginleştiren en nadide kültür faaliyetlerimizden biri olan sempozyumların on dokuzuncusunu idrak ediyoruz.

Bu yol, her durağında ayrı bir müellifin, mütefekkirin, meselenin künhüne vakıf olmaya çalışarak, nihayetinde Türkiye’ni ruhunu idrak için kapıları aralamaya gayret ettik. Necip Fazıl’dan İslamcılık Düşüncesine, Kemal Tahir’den Cemil Meriç’e, Tanpınar’dan Göç Meselesine, Mehmet Âkif’ten Tarık Buğra’ya, Said Halim Paşa’dan Sezai Karakoç’a kadar uzanan pek çok isim ve mesele tartışıldı. Her birinde isimlerin ve meselelerin yanı sıra, o düşüncenin bize bıraktığı miras, o mirasın bugünkü yankısı ve geleceğe aktarılacak yönü konuşuldu.

İnanıyoruz ki bu gayret sayesinde Zeytinburnu Kültür Sanat, bir fikrî canlılığın merkezi hâline geldi. Bugün, bu zincirin 19. halkasında, düşünce ve kültür mirasımızın seçkin simalarından Ahmet Cevdet Paşa’yı yâd etmek üzere bir aradayız.”

“Ahmet Cevdet Paşa, hem bir devlet adamı hem de derin bir alimdir.”

Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı ve İslami Araştırmalar Merkezi Başkanı Prof. Dr. Murteza Bedir, açılış konuşmasında Ahmet Cevdet Paşa hakkında düşüncelerini paylaştı:

“Ahmet Cevdet Paşa ile ilgili bundan sonra da çok şey yapılabilir. Bizim yaptığımız bile hâlâ Ahmet Cevdet Paşa’nın yaptıklarına dipnot gibi duruyor. Hukuk alanında yaptıklarını yarın konuşacağız ama modern hukukun Türkiye’de oluşturulmasının ana isimlerinden biri. Milli eğitim, ders kitapları, Türk dilinin inşası, hukuk dilinin ve hukuk müesseselerinin oluşturulması –buna mahkeme sisteminin oluşturulması da dahil- gibi şeyleri bu kadar doğal bir biçimde yapabilme becerisini konuşmamız lazım. Nasıl bunları bu kadar doğal bir biçimde yapabildi? Bizim bugün çok gerilimle konuşabildiğimiz konuları çok doğal ve sıradan bir işmiş gibi yapıyor. Bu onun nasıl derin bir alim olduğunu gösteriyor. Alim, aynı zamanda devlet adamı.”

Zeytinburnu'nda Yıkım Ve Beton Dökümleri Daha Planlı Yapılamaz mı ?
Zeytinburnu'nda Yıkım Ve Beton Dökümleri Daha Planlı Yapılamaz mı ?
İçeriği Görüntüle

“Mecelle, bir medeniyetin yeniden inşa oluşunun yapıtaşıdır.”

YÖK Başkanı Erol Özvar, Ahmet Cevdet Paşa’nın çok yönlü karakterini ve onun hukuk alanındaki başarısını vurguladı:

“Ahmet Cevdet Paşa’yı anlamak, modern zamanlarda İslam ve Türk medeniyetinin kendini yeniden inşa etme çabasına denk gelir, desem sanırım ifadem abartılı bulunmayacaktır. Onu yalnızca bir tarihçi, bir hukukçu, bir devlet adamı olarak tanımlamak o çok yönlü dehayı anlatmaya yetmez. Onu anlamak sadece geçmişte kalmış birini anlamak değil, bir imparatorluğun çöküş sancıları içinde aklın, ilmin, cehdin ve sağduyunun nasıl bir direnç noktası oluşturduğunu görmektir.

Ahmet Cevdet Paşa, 19. yüzyıl Osmanlı Devleti’nin siyasi, idari ve kültürel hayatında etkili olmuş önemli bir devlet adamı olmasının yanı sıra ilmi yönüyle de öne çıkmış bir şahsiyettir. Mütefekkir, hukukçu, tarihçi, eğitimci ve sosyolog vasıflarıyla dikkat çekmiştir. Kitapları her dönemde büyük takdir görmüştür. Ahmet Cevdet Paşa denince akla ilk gelen, onun hukuki dehasını somutlaştıran Mecelle’dir. Mecelle, sıradan bir kanun metninin çok ötesindedir. Mecelle, bir medeniyetin kendi iç dinamikleriyle modern bir dünyaya cevap verişinin, kendi kökleriyle beslenerek yeniden inşa oluşunun yapıtaşıdır.”

Kaynak: İstanbul Times Haber Ajansı (İTHA)