Teknoloji ve Oyun Bağımlılığına Dair Birkaç Söz:

“Çocuğumla konuşmaya çalışıyorum ama hep telefonunda.”

“Derslerini boşladı, oyundan başka bir şey düşünmüyor.”

Bu cümleler size de tanıdık geliyor mu? Son yıllarda aile içindeki en büyük çatışmaların başında teknoloji ve oyun bağımlılığı geliyor. Elbette teknoloji hayatımızı kolaylaştırıyor, eğlence ve öğrenme fırsatları sunuyor. Fakat kontrolsüz kullanıldığında, bir zamanlar sıcak sohbetlerin döndüğü sofralar sessizleşiyor, göz göze bakışmalar yerini ekran ışığına bırakıyor.

*Bağımlılığın Görünmeyen Sebepleri*

Bir gencin saatlerce oyunun başında kalması, sadece “inat” meselesi değildir. Çoğu zaman bunun ardında streslerden kaçış, eğlence arayışı ya da arkadaş çevresinde kabul görme isteği vardır. O yüzden ilk adım, çatışmaya girmeden önce “neden?” sorusunu sormaktır. Belki de çocuğunuz, oyun oynarken kendini güçlü hissediyor ya da dışarıda bulamadığı bir aidiyeti orada buluyor.

*Ayna Olmak*

Ebeveynlerin sık yaptığı bir hata, çocuklarından teknolojiden uzak durmalarını istemek ama kendilerinin sürekli ekran başında olmasıdır. Unutmayalım ki çocuk, söylenenden çok gördüğünü öğrenir. Eğer biz sofrada telefona bakmayı bırakmazsak, onlardan aynı şeyi beklemek samimiyetsiz olur. Aile içinde “teknolojisiz saatler” belirlemek, küçük ama etkili bir adımdır.

*Kurallar Dayatılmaz, Konuşularak Belirlenir*

Ergenlerle yaşanan çatışmaların çoğu, kural koyma biçiminden kaynaklanır. Çocuğunuza “Bundan sonra günde bir saat oyun!” dediğinizde itirazla karşılaşmanız kaçınılmazdır. Ama aynı kuralı, onun da fikirlerini alarak birlikte koyduğunuzda işler değişir. “Sence derslerinle oyun arasında dengeyi nasıl sağlayabiliriz?” diye sormak, hem iletişimi güçlendirir hem de sorumluluk bilincini artırır.

*Ekranın Ötesinde Bir Hayat Var*

Teknolojiyi yasaklamak çözüm değildir; yerine alternatif koymak gerekir. Beraber yürüyüş yapmak, mutfakta birlikte yemek hazırlamak ya da bir masa oyunu oynamak… Kısacası çocuğunuza “ekran dışında da keyif alınabilecek bir hayat var”ı göstermek. Oyun bağımlılığını azaltmanın en doğal yollarından biridir bu.

*Ne Zaman Profesyonel Yardım?*

Bazen çabalarımıza rağmen teknoloji kullanımı çocuğun sosyal hayatını, akademik başarısını ve ruh sağlığını ciddi biçimde etkilemeye devam edebilir. İşte o noktada, bir uzmandan destek almak en doğru adımdır. Bunu bir zayıflık değil, aksine çocuğumuza duyduğumuz sevginin bir göstergesi olarak görmek gerekir.

*Sonuçta,* teknoloji ve oyun bağımlılığı bir günde ortaya çıkmadığı gibi, bir günde de çözülmez. Ama şunu unutmayalım: çocuklarımızın ekranın parlak ışığından çok, bizim sabırlı bakışımıza, anlayışımıza ve sevgimize ihtiyaçları var. Onları suçlamak yerine, yanlarında olduğumuzu hissettirebilirsek, bağımlılığın zincirlerini birlikte kırabiliriz.

İstanbul Times - Mehmet Sebah Yiğit