Bir kavşakta duruyorum.

Işık kırmızı.

Sağıma soluma bakıyorum; arabalar geçiyor, motorlar sıyrılıyor, yayalar bile umursamıyor.

Herkes geçiyor.

Ben duruyorum.

Ve tam o anda soru geliyor zihnime:

Ben ideal bir insan mıyım, yoksa enayi mi?

Bu soru, basit bir trafik meselesi değildir.

Bu soru, bir toplumun ahlâk haritasını ele verir.

Kural bellidir.

Kırmızıda durulur.

Ama kuralın yazılı olması yetmez; uygulanmadığı yerde kural, sadece duvardaki bir süstür.

Herkes geçtiğinde bekleyen kişi, artık hukuka değil; vicdanına uymaktadır.

Ne var ki vicdan, kalabalıklar arasında hızla değersizleşir.

Bugün pek çok yerde sahtekârlık, uyanıklık adıyla ödüllendiriliyor.

Kurala uymak saflık, hakkı gözetmek aptallık, sabretmek beceriksizlik sayılıyor.

Yakalanmayan hırsız, akıllı; sıraya giren vatandaş, enayi ilan ediliyor.

İşte asıl çürüme tam burada başlıyor.

Bir toplumda sahtekârlık norm hâline gelirse,

ahlâk yük olur,

dürüstlük bedel,

adalet ise romantik bir masal gibi anlatılmaya başlanır.

Kırmızı ışıkta bekleyen adam bu yüzden yalnızdır.

Çünkü o, “herkes yapıyor” cümlesine sığınmaz.

Çünkü o, çoğunluğun değil doğrunun tarafında durur.

Ve bu yüzden bedel öder: Alay edilir, küçümsenir, enayi denir.

Ama sormak gerekir:

Bilerek yanlış yapan mı akıllıdır, yoksa bilerek doğruyu seçen mi?

Enayi, kandırıldığını bilmeyendir.

Kırmızıda bekleyen ise kandırılmadığını bilen kişidir.

O, sistemin aksaklığını görür ama ona teslim olmaz.

Herkes geçerken durabilmek, bir aptallık değil; ahlâkî bir dirençtir.

Toplumlar büyük yıkımlarla çökmez.

Küçük kabullerle çürür.

“Bir kereden bir şey olmaz” denilen her an,

bir ilke daha toprağa gömülür.

Bugün kırmızı ışıkta durmak anlamsız görünüyorsa,

yarın adalet istemek de anlamsız bulunur.

Çünkü kuralın küçükte çiğnendiği yerde, büyüğün saygınlığı kalmaz.

Belki kırmızı ışıkta bekleyen adam dünyayı değiştirmez.

Ama en azından çürümeye ortak olmaz.

Ve bazen,

herkes geçerken durabilmek,

insanın kendine olan saygısını korumasının son yoludur.

İstanbul Times - Mehmet Sebbah Yiğit