Türkiye tekstil sektörü, 2024 yılında 9 milyar 495 milyon 379 bin dolarlık ihracat rakamıyla küresel pazarlarda güçlü bir performans sergiledi. Avrupa’dan Asya’ya uzanan geniş bir coğrafyada, Türk tekstil ürünleri kalite, özen ve yenilikçilikle fark yaratıyor. Hızlı moda, yüksek kaliteli hazır giyim ve sürdürülebilir üretimde öne çıkan Türkiye, ileri teknoloji kullanımı, yetkin iş gücü ve coğrafi avantajlarıyla rakiplerini geride bırakıyor. Sektör, çevre dostu üretim süreçleri ve dijitalleşmeye yaptığı yatırımlarla geleceğe emin adımlarla ilerliyor. Soley Dijital Pazarlama Sorumlusu Emre Bey ile yapılan röportaj, sektörün bu başarısının ardındaki dinamikleri gözler önüne seriyor.

Kalite ve Ustalıkla Küresel Rekabet

Türk tekstil sektörü, 2024’te 207 ülke ve serbest bölgeye 2 milyon 449 bin 416 ton ürün ihraç ederek önemli bir başarı elde etti. En fazla gelir 5,94 milyar dolarla kumaş ihracatından sağlanırken, pamuk ve elyaf sırasıyla 2,38 milyar dolar ve 1,17 milyar dolar ile katkıda bulundu. Avrupa Birliği ülkelerine 3,58 milyar dolarlık ihracat yapılırken, İtalya, İngiltere ve İspanya en büyük pazarlar oldu. Sektörün üretim süreçlerindeki titizlik ve ustalık, Türk tekstil ürünlerini özellikle Avrupa’da dayanıklılık ve estetik açısından tercih edilir kılıyor.

Sürdürülebilirlik ve İnovasyon Öncülüğü

Küresel tekstil üretimi yılda 80 milyon tonu aşarken, çevre dostu üretim giderek daha fazla önem kazanıyor. Türkiye, geri dönüştürülebilir kumaşlar ve enerji verimli üretim süreçleriyle bu alanda liderlik yapma potansiyeline sahip. Hollanda merkezli FOUNT’un Türkiye’deki tekstil KOBİ’lerine ayırdığı 60 milyon dolarlık fon, sektörün sürdürülebilirlik yatırımlarına olan ilgiyi gösteriyor. Türk tekstil firmaları, küresel markaların çevre bilinci beklentilerini karşılamak için yenilikçi adımlar atıyor.

Röportaj: Soley.com.tr Dijital Pazarlama Sorumlusu Emre Bey

Sektörün bu dinamik yapısını daha iyi anlamak için Soley.com.tr Dijital Pazarlama Sorumlusu Emre Bey ile konuştuk. Emre Bey, Türkiye tekstil sektörünün küresel pazardaki yerini şu sözlerle değerlendiriyor:

“Türkiye’de tekstil üretimi, bir sanat gibi işleniyor. Kumaş seçiminden son dikişe kadar her aşamada büyük bir özen var. Avrupa’daki müşteriler, Türk tekstil ürünlerinin dayanıklılığı, estetiği ve kalitesi için bizi tercih ediyor. 2024’te 9,5 milyar dolarlık ihracat, bu kalite odaklı yaklaşımın bir sonucu.”

Emre Bey, Türkiye’nin ileri teknoloji kullanımı ve yetkin iş gücünün sektöre sağladığı avantajlara da dikkat çekiyor:

“Bazı ülkeler düşük maliyetle üretim yapıyor, ancak kalite, teslimat hızı ve esneklik gibi konularda Türkiye’nin yanına yaklaşamıyorlar. Avrupa’daki bir marka, siparişini birkaç hafta içinde teslim almak istiyorsa, Türkiye’den daha iyi bir seçenek bulamaz.”

Sürdürülebilirlik konusunda ise Emre Bey, sektörün yenilikçi yaklaşımını vurguluyor:

“Dünya tekstil üretimi yılda 80 milyon tonu aşıyor ve çevre dostu üretim artık bir zorunluluk. Türkiye, geri dönüştürülebilir kumaşlar ve enerji verimli üretim süreçleriyle bu alanda liderlik yapma potansiyeline sahip. Bu tür yatırımlar, Türk tekstilinin kalite ve çevre bilinciyle büyümesini hızlandıracak.”

E-ticaretin sektöre sunduğu fırsatlar hakkında da konuşan Emre Bey, dijital platformların Türk markalarının küresel erişimini güçlendirdiğini belirtiyor:

“Dijital platformlar, Türk markalarının dünya genelinde tüketiciyle buluşmasını kolaylaştırıyor. Bu, 2024’te 207 ülkeye ulaşan ihracat başarımızda önemli bir rol oynadı.”

Gelecek Vizyonu: Kaliteyle Büyümek

Türkiye tekstil sektörü, kalite ve özenle şekillenen bir mirasa sahip. Emre Bey, sektörün geleceğine dair iyimser bir tablo çiziyor:

CHP'Li Karabat : Konkordato Dalgası Büyüyor
CHP'Li Karabat : Konkordato Dalgası Büyüyor
İçeriği Görüntüle

“Kalite, bizim en büyük gücümüz. Tasarım yetkinliğimiz, yenilikçi yaklaşımımız ve özenli üretimimizle dünya pazarlarında daha da büyüyeceğiz. Önemli olan, bu değerleri koruyarak dijitalleşme ve sürdürülebilirliğe yatırım yapmak.”

Türk tekstil sektörü, 2024’teki 9,5 milyar dolarlık ihracat performansıyla küresel pazardaki güçlü konumunu pekiştirdi. Kalite odaklı yaklaşımı, yenilikçi adımları ve çevre bilinciyle sektör, geleceğe umutla bakıyor. Bu mirası geleceğe taşımak, sektörün tüm paydaşlarının ortak sorumluluğu olarak öne çıkıyor.