​​​​​​​Sevgili genç arkadaşlarım, hazırsanız derin bir nefes alın ve başlayalım. Bu aşamada sizinle birlikte bir yolculuğa çıkacağız eğer hazırsanız. Bu yazım sadece (ergen) gençleri için değildir.

Yazımıza ilerleyen süreçlerde aileleri de dâhil edeceğim için siz değerli aileler sizde okumak için hazır olun. Amacım sadece ergenleri gerçek anlamda anlamak onları iyi tanımak… Hazırsanız yavaş yavaş giriş yapalım ilk öncelikle buluğ nedir? Bakalım. İngilizce anlamı olarak mavi, Fransızca dönüştüren garip bir kelime Arapça ulaşma, yetişme, yetişkin olma anlamına gelir belki bir yerlerde  duymuşsunuzdur.

Işık bir objeye çarptığında bir kısmı emilir diğer bir kısmı ise saçılarak etrafa yansır. Bu da etrafımıza baktığımızda önemli rol oynar aslında doğaya baktığımızda en fazla  saçılım gösteren renk mavidir. Örnek olarak denizi düşünebilirsiniz. Deniz suyu yakından bakıldığında veya bir bardağa koyduğumuzda su berrak olarak görürüz. Aynı şey gökyüzü içinde geçerlidir. Gökyüzü renksiz olmasına rağmen mavi gözükür, şimdi neden diyeceksiniz? Çünkü mavi kolay kolay emilip hapsedilemeyeceği en özgür renktir.

Bu yüzden buluğ çağı gençlerde doğanın yansıması gibidir. Dönem arasında hassas, kırılgan, olduğu dönemdir. Bu yüzden dışarıdan değil de içine girerek onlara bakmak gerekiyor. Ne yazık ki birçok yetişkin  bu gerçeğin farkında değil...

O nedenle herkes sana baksa da kimse seni yakından bakıldığı gibi göremez.

Ergenlik döneminin tarihi perspektiften ele aldığımızda, ilk çalışmaların Aristo (M.Ö. 384-322) ve Platon (M.Ö. 427-347)’a dayandığı görülmektedir.

Platon'a göre ruh insanlığın arzularını, iştahlarını ve cesaretlerini içeren üç katman halindedir. Platon'a göre çocukluktan erişkinliğe doğru kademeli olarak gelişme süreci birinci kademede bireyin özünün, ikinci kademede kavrayışını ve üçüncü kademede zekâ gelişiminin tamamlandığı bir olgunlaşma sürecidir. Konu ile ilgili bilim insanlarının araştırmalarına bakalım.

Aristoteles ise yetişkinliğe doğru gelişimi, yedi yıllık üç dönem; 0 ile 7 yaş: Küçük çocukluk 8 ile 14 yaş: Çocukluk 15 ile 21 yaş: Gençlik olarak ele almıştır (Cloutier ve Onur, 1982).

Ergenlik, insan hayatının uzun ve zorlu bir aşamasıdır. Bu dönem, tutarsız, düzensiz, karmaşık duyguların yaşandığı bir süreçtir. Kişilerin davranışlarını etkileyen en önemli unsurun ihtiyaçlar olduğunu söyleyen Maslow'a göre, ihtiyaçlar kişiden kişiye değişmekte, temel 25 ihtiyaçlar ise beş başlıkta toplanmaktadır. Maslow'un bu sıralamasında üçüncü madde olarak karşımıza çıkan “ait olma, beğenilme ve sevilme ihtiyacı” dır    

Jake Halpern’ e göre yeni nesil gençler, önceki nesillere göre kendilerini daha önemli hissetmekte ve yaklaşık %31’ i bir gün ünlü olacağını hayal etmektedir.

Carl Sagan’ın bu konuyla ilgili yapmış olduğu harika bir tespit vardır. Muhtemelen bu ismi daha önce duymamış olabilirsiniz.

Çok önemli bir bilim insanı derki; eğer anaokulu yâda birinci sınıf öğrencilerinin olduğu bir sınıfa girerseniz. Karşınıza bir sınıf dolusu bilim meraklısı bulursunuz. Size inanılmaz sorular sorarlar bu sorulara örnek verecek olursak serçe parmak neden var? Neden göbek çukuru var? Çimler neden ağaç gibi olmuyor? Güneş neden havada duruyor? Bu sorular oldukça derin ve önemli sorulardır. Üstelik çocuklar bu soruları düşünmeden bir anda sorarlar. 

Eğer liselilerin olduğu bir sınıfa girerseniz bakışlar donuk insanlar görürsünüz. 

Aslına bakarsanız yeryüzünde muazzam bir çeşitlilik var ve insan denen memeli canlı, devasa büyüklükteki bu biyoloji ilk insanın kim olduğu, yâda  nereden geldiğimizi açıklamaya çalışan iki temel yaklaşım vardır. İnsanların bir kısmı varlığının köklerini bilimin ışığında bulmaya çalışırken bir başka kısım genellikle dini inançların doğrultusunda bir kabullenme içerisindedir.  İşin ilginç tarafı da ne biliyor musunuz?  Olaylara ister dini ister bilimsel perspektiften bakın, sonuç hep aynı yöne çıkıyor. (Yanlış bilgi ergende kalıcı oluyor)

Oysa çocuklar ve ergenler bu konuda çok daha kolay hedeflerdir. Küçük çocuklar yine bir miktar şanslıdır. Çünkü ebeveynleri öyle yâda böyle bir şekilde onları koruyabilir. Ama bir anne ve babanın ergen çocuğu koruması neredeyse imkânsızdır.

Tam bu arada önemli bir detaya dikkat çekmek isterim. Şuan er-genlerin içinde bulunduğu tehlike çok daha büyük neden senin koşulların çok farklı elinin altındaki teknoloji sayesinde tüm dünyadaki gelişmelerden anında haberdar oluyorsun ve sanal âlemde bir dünya kurabiliyorsun. 

Gelelim ergendeki duraklama dönemine Moratorium nedir bakalım bir kelime anlamına ergenlik deki duraklama dönemidir.  Stresli dönemdir.

Ergen dönemi ortalama olarak kızlarda 9-10 erkeklerde 11-12 yaşlarında başlayıp 20 li yaşların başlangıcına kadar süren, hızlı bedensel, ruhsal, sosyal değişimler içeren dönemin genel adıdır. Ergenliğin orta dönemi ise 13-14-17 son dönemi ise 18-20 dir.

11-14 yaş arası hızlı büyüme dönemidir. Ergen gelişim beyin için arkadan öne doğru gelişir.

Bunu örneklerle yazıya dökeyim.

Frontal Lob; Plan yapma, problem çözme mantık ve öğrenme

Parietal Lop; duygu entegrasyonu uzmansal algılama 

Temporal Lop; Dil algılama, kelime öğrenme, bellek 

Oksipital Lob; görme 

Öyle ki ergende 20 yaşına geldiğinde bile prefrontal korteksteki  gelişim henüz tamamlanmamış olduğu bilimsel olarak görülür Mr da 

Herkesin seni yalnızlığa ittiği bu dünya da, birine güvenmenin ne kadar zor olduğunun farkındayım inan bana biyolojik gelişim kapsamında yaşayacağın her olay hem seni hem de aileni bu zorunlu ayrılığa hazırlayacak şekilde ilerler. Evrimin bu zalim isteğinden kaçış yok.

O nedenle bir anda beynine doluşan isyankârlık ve otoriteye karşı gelme davranışlarını, anne ve babayla aradaki bağı adeta parça parça koparmaya başlayacaktır. Açıkçası bu süreç hakkında çok önemli şeyler var.

Ebeveynlerin yaşayacağı duygu durumlarını birbirini takip eden dört farklı aşama var peki nedir bunlar? 

  1. Şaşkınlık

  2. Korku

  3. Öfke

  4. Ruhsal Tükeniş 

Evet, anne ve babalar bu bölümden sonrası size ait…

Geldik anne ve babaların en zor sorusuna söz konusu kurallar olduğunda aileler nasıl davranmalı otorite ve disiplin den asla taviz vermeyen bir ebeveyn mi olmalı, yoksa çocuğunun her şeyi konuşabileceğim bir arkadaş gibi mi olmalı, yoksa çocuğun her şeyi konuşabileceğim bir arkadaş gibi mi davranmalı? Çok net söyleyebilirim ki eğer bu iki alternatiften biri ise işe yarıyor olsaydı şu an seninle bu konuya girmezdim. Ama biz yine de her iki madde daha yakından bakalım isterseniz ilk olarak biz yaşlıların çok sevdiği katı disiplin anlayışıyla başlayalım. Şart otorite ve ceza temelli tutumlar kısa vadede etkili sonuçlar oluşturabilir.

İnsan beyni iki tehlikeli seçenek arasında kalırsan, eğer başka bir parametre yoksa her zaman daha az tehlikeli seçeneği tercih eder peki ebeveyn çocuğa arkadaş gibi yaklaştığında ne olur birçok uzman bu yaklaşımı daha etkili bir iletişim arasından değerli bulur ama gerçek şu ki anne ve babadan arkadaş olmaz! Diyelim ve konuyu burada kapatalım daha önemli bir konuya giriş yapalım.

Genellikle anne ve babalar çoğu burada büyük bir hata yaparlar. Çocukların her hareketlerini, sosyal medya hesaplarını ve whatsapp yazışmalarını gizlice takip etmeye çalışırlar, yani normalde eklenen bir kamera gibi, davranırlar. Bu durumda da görebilecekleri tek şey, var olan gerçekler yerine ergenin onlara göstermek istediği olacaktır.

İdeal anne ve baba olmak için güvenlik kamerası gibi davranmaktan çok daha fazlasına ihtiyacımız var. Oysa bizim ihtiyacımız olan bakmak değil görmektir.

Bir kitabı evirip çevirip incelemekle içinde yazılanları okumak arasında büyük bir fark vardır. Sevgili ebeveynler, ergen çocuklarınıza dışarıdan gözlemlenmeyi bırakın artık. Onları adeta çok sevdiğiniz bir kitap gibi okumaya başlayın. 

Şunu unutmayın ki çocukların dünya ya gelip gelmemeyi seçme hakları yoktur. Burada büyüklere düşen en büyük görev onları dünyaya geldiklerine pişman etmemektir.

Öncelikle altını çiziyorum, benim üzerinde durduğum mesele ergenlerin şu hayatta en fazla bayıldığı şey popüler olmaktır. O nedenle en popüler olan şeylere karşı büyük bir ilgi duyarlar ve onlar gibi davranarak popüler gözükmek isterler. Dünyaca ünlü bir futbolcu saçını farklı bir stilde kestirdiğinde birçok ergen saçını benzer şekilde kestirir. Aynı şey karşı cins içinde öyledir. Ünlü bir kadın şarkıcı bileğine bir aksesuar taksa o aksesuar binlerce genç kızın bileklerinde görebilirsin. Sevdiği ünlüye yâda fenomene kıyafetinden tutun konuşma tarzına kadar senkronize olmaya çalışan bir beyindir ergen beyni.

Sevgili anne ve babalar ergen beynini reklamlar mühendisler ve yazılımcılar beyni nasıl hacleyecegini üzerine saatlerce kafa yorarken senin çocuğunu senden başkası koruyamaz. Üstelik bu dönemlerde ergenlerin beyni her türlü suiistimale doğal olarak açıkken birde bu konuda karşımızda aşırı profesyonellerin olduğunu unutma!

Oksitosin bağımlılık demek olduğunu unutma ki ergenin beynini görünmez iplerle bağlıyorlar bu bağlar tedbir alınmazsa çok güçlü bağlar ile kuvvetleniyor olduğunu bil ve bu hormonun ergen beyninde de ful açık olduğunu unutma! Ergenlerde uykunun çok önemli olduğunun da altını çizmek isterim. Ah sevgili anne ve babalar! Uyku bir lüks değil hava su ve yemek kadar temel bir ihtiyaçtır. Çocukları bu ihtiyaçtan mahrum bırakmayın…

Her çocuk saygı duyulmayı hak eder.

Bu adım, çocuk ve ebeveyn arasında bir köprü kuracaktır. Duygular çocukluk çağına göre daha yoğun ve dalgalı yaşanır. Bu sarsıcı durum ergeni kaygı duymaya, umutsuzluğa ve agresyona itebilir çünkü bundan sonra o bir çocuk değildir.
Bu dönemlerde en çok rastlanan ergenlik dönemi daha çok utanç ve suçluluk yüklü negatif duyguların yaşanmasıdır. Ergenlik başlamasındaki gecikme sınırı kızlarda 13.5, erkeklerde 14 yaş olup bu yaşlara kadar hâlâ ergenlik bulguları belirmemişse hekime başvurulmalıdır. Adölesan gecikmesi genellikle erkeklerde görülür. Aynı sınıftaki çocuklardan ergenliği başlayanların boyu henüz ergenliğe girmeyenlere göre daha uzundur ve adölesan gecikmesi olan çocuklarda genellikle görülür.

Özellikle son yıllarda internet tabanlı sosyal medya platformlarının artması internetin hayatımızdaki yerini daha da arttırmıştır. İnternetin sağladığı avantajların yanı sıra aşırı kullanım sonucunda özellikle ergenlik dönemindeki bireylerde bağımlılık, sosyal ve psikolojik sorunlar oluşturma gibi etkileri de bulunabilmektedir. Sosyal medya bağımlılıkları bireylerin sosyal çevre ile kurduğu iletişim ve sergilediği davranış örüntülerine doğrudan etki etmekle birlikte bireyin sosyal çevre ile iletişimi ve olumsuz çevre deneyimleri de bireylerin sosyal medya bağımlılığı üzerinde etkilidir. Bu araştırmada ergenlik dönemindeki bireylerde sosyal medya bağımlılığının sosyal kaygı ve riskli davranışlarla ilişkisi incelenmiştir. Araştırmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini ortaöğretim kurumlarında eğitim görmekte olan öğrenciler oluşturmaktadır. 

Ergenlerde görülen sosyal medya bağımlılığı ile sosyal kaygının karşılıklı ilişkisinin yanında sosyal medya bağımlılığının ergenlerin sergiledikleri riskli davranışlar ile de yakından ilişkisi bulunmaktadır.

Çocukluk döneminde değer verilmeyen, iyi davranmayan, cezalandırılan çocuklar ergenlikte, dik başlı, sınır bilmez, bir gence dönüşmektedir.    

Modernleşmeyle birlikte teknolojide yaşanan gelişmeler, toplumsal yaşamda dönüşümlere yol açmış ve sosyal alışkanlıklarımızda değişiklikler yaratmıştır. İnsanların geleneksel iletişimden uzaklaşarak sosyal medya aracılığıyla iletişim kurmayı tercih etmeye başlamasıyla yüz yüze iletişimi kaybetmeye başlamıştır. Sosyal Medyanın günümüzün vazgeçilmez bir parçası olduğu bir realitedir. Artık kafeler gibi sosyalleşme alanlarının yerini Whatsapp ve Facebook gibi sosyal medya araç ve ortamları almış durumdadır. Sosyal paylaşım araç ve ortamları, insanların bir araya gelmediği “manuel” toplumları yaratmaktadır. Bu durum bireyde başlayan ve toplumun neredeyse tamamını etkileyen “yalnızlık” hastalığı ortaya çıkarmaktadır. İnsan doğası gereği iletişim yaşamının vazgeçilmez bir parçasıdır. 

Ergenlik döneminin sınırlarının kesin olarak belirlenememesi ile birlikte kabul gören sınırları aşağıdaki şekilde sıralanabilir; 

· Erinlik dönemi: 10 ile 14 yaş

· İlk ergenlik dönemi: 15 ile 17 yaş

· Son ergenlik dönemi: 18 ile 21 yaşıdır. Bu süreç sadece insanda değil doğada da aynı süreçte devam etmektedir.

Ergenlik döneminde fiziksel gelişim ile birlikte zihinsel, duygusal ve sosyal gelişim de bulunmaktadır.

Sevgili anne ve babalar son sözüm size şimdi. Tutup ta teknolojinin göbeğine doğmuş bu çocukları bilgi olmadan gerçekten kontrol edeceğine inanma!

Ömer Kantemür

Kaynak 

Aydın B. (2004) Çocuk ve Ergen Psikolojisi. Nobel Kitabevi. Ankara.

Kayaalp L. Freud ve Psikanaliz.( 2008). Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Temel Kitabı. Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Derneği
Yayınları:3 Ed: Çuhadaroğlu Ç ve ark. İstanbul: HYB basım yayın

Ulusoy, D. (2013). Türkiye’de Ergenlerin Arkadaş-Akran Grupları İle İlişkileri ve Sapmış Davranışlar: Ankara Örneklemi. Bilig, sayı: 32, s: 83-108.  

Fizyoloji Anabilim dalı ve ortapia” projesinin kurucusu Dr. Serkan Kara İsmailoğlu (Dünyanın En Yalnız Beyni Kitabı)

Tıbbi kelimeler

Ortapia ; Beyin cinsiyeti

Adölesan ; Ruhsal değişim

Oksitosin ; Bağımlılık

Moratorium ; Duraklama dönemi