İBB Başkanı sayın Ekrem İmamoğlu 31 Mart 2019’da başkan seçildikten bir süre sonra bütün mesai arkadaşlarına basın önünde seslenerek hepinizin birinci vazifesi İstanbul halkının yaşamını kolaylaştırmak için çalışacaksınız talimatı vermişti.

İBB Üst yönetiminin tamamı Ekrem İmamoğlu’nun bu talimatı gereği hareket ederek başta İBB çalışanları olmak üzere İBB ile işi olan halkımızın tamamına siyasi parti farkı gözetmeden en iyi hizmeti vermek için ciddi bir emek verdiklerini her zaman gördüm.

Özellikle yakından tanıştığım İBB Medya A.Ş. yönetim kurulu başkanı Sayın Murat Ongun ve İBB Emlak İnşaat Daire başkanı Sayın Kağan Sürmegöz’ ün samimi alçak gönüllü ve halk odaklı çalışmalarına defalarca şahit olan birisiyim.

Hatırlanacağı üzere 31 Mart 2019’da Ekrem İmamoğlu İBB başkanlık seçimini kazanınca kocası İETT’de çalışan bir kadın Çamlıca camisinde Erdoğan’ın önünü keserek eşimin İmamoğlu’na hizmet etmesini istemiyorum dedi.

Bu çıkış üzerine sayın Erdoğan’ın demokrasi böyle bir şeydir. Yıllardır bizim adaylarımıza oy verdiniz onlar İstanbul’u yönetti. Şimdi de İstanbul halkı iradesini CHP’nin adayından yana koydu.

Bizim yapacağımız en doğru şey merkezi hükümet olarak halkımızın oy tercihine saygı duyup seçmiş olduğu CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na destek sunacağız demesi gerekirdi değil mi ?

Peki Sayın Erdoğan o kadın’ a ne demişti ”Bütün gayretimizi 23 Haziran 2019’da yapılacak olan İBB seçimini kazanmak için elimizden geleni yapacağız. Her şeye rağmen biz değil o kazanırsa da İBB Meclis çoğunluğu ve hükümet imkanları bizde onları topal ördek yapacağız sözünü açık açık basının önünde canlı yayında söylemekten imtina etmedi.(İmamoğlu tam bir devlet adamına yakışır derece İBB’de çalışan hiçbir kimme bana değil İstanbul halkın hizmet etsin sözünü söyledi)

Peki bu tür anti demokratik durumları duyan izleyen ve gören İstanbul halkı ne yaptı ?

İlk İBB seçiminde 13 Bin olan oy farkını 806’e çıkarak bizim irademize saygı duymazsanız biz sizi topal ördek yaparız diyerek sandıkta son noktayı koydu.

Peki normal olan Ak Parti’nin ben halkın iradesine saygı duymadıkça daha sert yumruklar yemekteyim o halde demokrasi hak hukuk, adalet ölçeğinde hareket edeyim ki daha sert yumruklar yememeyeyim demesi gerekmez miydi ? elbette ki gerekirdi ama demedi, demiyor ve demeyecek...

Galata Kulesi,Kız Kulesi başta olmak üzere İBB’ bünyesinde yer alan bir çok mekanı İBB’den alarak topal ördek etme sözünü yerine getirmek için 31 Mart 2024 yerel yönetim seçimlerine kadar can siperane çalıştı.

Seçmen ne yaptı, madem ki sen sandığa yansıyan irademe saygı duymuyorsun diyerek 31 Mart 2024 Yerel yönetim seçimlerinde CHP adayı İmamoğlu’na % 51.14 ile tam 4 milyon 432 bin 862 oy verdi.

Ak Parti Adayı Murat Kurum ise % 39.59 ile 3 milyon 431.588/ oy aldı. İmamoğlu’nun en yakın rakibine attığı oy farkı tam 1 milyon 1 bin 274 oydur.

DİKKAT EDİN Sayın Recep Tayyip Erdoğan 1994’de % 25.19 ile 973.704 oy almıştı.

O zaman’ ın iktidar partisi olan ANAP’ın Adayı İlhan Kesici ise % 22.14 ile 885.897 oy almıştı.

Yani arada % 3 ile 87.807 oy ile seçimi kazanan Erdoğan’a kimse seni topal ördek yapacağız diye beyanat vermemişti.

İmamoğlu’nun 31 Mart 2024 Yerel yönetim seçimlerinde rakibi Murat Kurum’a attığı fark Erdoğan’ın 1994’de aldığı 973.704 oy’ dan daha fazlası olan 1.001.274 oy farkı gözler önünde.

Peki Ekrem İmamoğlu hükümetin bütün maddi ve manevi desteklerine karşın % 51.14 oy alarak ve en yakın rakibi Ak Parti adayı Murat Kurum’a sadece fark olarak 1 milyonda fazla kişiden oy alması Ak Parti‘nin baskılarını yine azaltmadı.

Siyasi İktidarı elinde bulunduran erk 31 Mart 2024 yerel yönetim seçimlerinden sonra ben ne kadar baskı yaparsam yapayım halkımız buna kızıp İmamoğlu’na daha fazla oy veriyor demek ki baskı işe yaramıyor demesi beklenirken strateji değişikliğine gitmesi beklenen Ak Parti bir şey yapmayıp çok sertlik yanlısı politikalar uygulamasını anlayabilmiş değilim.

Seçmen siyasi Erk’in Ekrem İmamoğlu’na baskıyı ve hukuksuzluğu katmerleştirerek artırdığına inandığı için her seçimde desteğini arttırarak sürdürüyor.

CHP toplumun değerlerine ters hareket etmediği sürece adayı Ekrem İmamoğlu’nun yapılacak ilk cumhurbaşkanlığı seçiminde oyları süpüreceği sokak röportajlarında kendisini gösteriyor.

Ekrem İmamoğlu’nun eski içişleri Bakanı Süleyman Soylu’ ya veya yargı mensuplarına söylediği iddia edilen AHMAK davasından dolayı yerel mahkeme Sayın İmamoğlu’na tam 2 yıl 7 ay 15 gün hapis ve 4 yıl siyaset yasağı cezasının verilmesini HİÇ BİR VİCDAN sahibi kabul edemez. (Ahmak: Aklını yeteri kadar kullanmayan kişiye dedir)

Madem ki Ahmak demek bu kadar kötü ise ve cezayı gerektiriyorsa yargı neden Soylu’ ya da res’ en dava açıp aynı cezayı ona da vermedi. Kimse bu seçmeni aptal ve sersem sanmasın.

Bunun dışında İmamoğlu’nun bana hep aynı bilirkişinin denk gelmesi tesadüf olamaz diyerek basın toplantısı düzenleyip süreci ve bilirkişiyi eleştirmesinden dolayı daha basın toplantısı devam ederken soruşturma başlatıldı.

Hakeza daha önce bakan yardımcılığı gibi siyasi bir görevde bulunan bir yargıç’ın İstanbul Cumhuriyet baş savcısı yapılıp kendi hakkında açılan bütün davaların ve soruşturmaların bu kişini tarafından açılmasının tesadüf olmadığını eleştirdiği için hakkında birkaç tane dava açıldı.

BU DAVALAR YETERLİ GELMEMİŞ OLACAK Kİ BU SEFER DAHA SERT VE RADİKAL KARARLAR ALDILAR…ŞİFRE: TURBUN BÜYÜĞÜ HEYBEDE …

-İmamoğlu’nun 31 Sene önce aldığı üniversite diplomasının iptal edilmesi için ÇILGIN kararlar alınmış ve uygulamaya konulmuştu.

-30 Ekim 2024’de Esenyurt Belediye başkanı Prof.Dr. Ahmet Özer bir sahur sonrası şafak sökerken göz altına alındı. Turpun büyüğü heybede denilerek halkanın genişleyeceği sinyali verildi.

ÜLKEYE kötülüğün zirvesi olan 20 milyon nüfusu olan dünyanın en güzel şehrinin başkanı ve 104 mesai arkadaşını şafak operasyonu ile göz altına alındı. Ne oldu bu ÇILGIN tutuklamalar ile ülkemize 11 milyar dolar zarar ettirildiği söylendi..

Uzun lafın kısası İmamoğlu ve mesai arkadaşlarına karşın ciddi hak ihlallerinin olduğunu artık sağır sultan bile biliyor.

Murat Ongun ve Kağan Sürmegöz başta olmak üzere Buğra Gökçe, Mahir Polat, İlçe belediye başkanları, Özgür Karabat’ın şoförü Sırrı Küçük, yine Murat Ongun’un şoförü başta olmak üzere bir çok emekçi insanın özgürlüğünden yoksun bırakıp ailece mağdur edilmelerinin izahını kim yapacak ?

Yazımın başlığına adlarını yazdığım için Murat Ongun ve Kağan Sürmegöz’e en samimi saygı muhabbet ve selamlarımı iletiyorum.

Kimsede bana suç ile ilişkilendirilen kişilere saygı muhabbet besleme diyemez. Çünkü her dışarıda dolaşanın nasıl ki suçsuz olduğuna inanmıyorsam her içeride olanın da suçlu olduğuna kimse beni zorla inandıramaz.

İlk kez keşke İşletme fakültesi yerine hukuk fakültesini bitirip bir avukat olsaydım bu süreçte haksız olarak zindan’ a atlan Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere Silivri’de ,Çorlu’da, Paşakapısında, kandıra cezaevi ve diğer cezaevlerinde kalan ne kadar İBB Mağduru var ise ziyaret edip zor anlarında dayanışma duygularımı yüz yüze ifade etmeyi çok isterdim..

Gerçi gazeteci ve televizyoncu olarak haksızlık karşısında kalemimizi kullanmamız bir avukatın yaptıkları kadar belki de daha değerli olabilir.

İnsanı cezaevinde olmak çok kahretmeyebilir ama çevresinin ve halkın ona kötü bir göz ile bakması emin olun zindandan daha kötü bir şeydir.

Çok sık bana deniyor ki sen İmamoğlu ve arkadaşlarına destek veriyorsun o kadar iddia var bunların doğru olabileceğini hiç düşünmüyor musun diye soruyorlar.

Ben de onlara şu cevabı veriyorum ”Bakın İlk Peygamber Hazreti Ademdir onun oğlu Kâbil kardeşi Habili kıskançlık sonucu öldürdü. O zaman yaklaşık olarak dünya nüfusu 15-20 kişi olabilir.

O zaman bile peygamber evladı olan abi yine peygamber evladı olan kardeşini öldürdüğü bir dünyadan elbette kimse 8 milyar nüfusu olan bugünkü dünyada kimse adına kesin ve net konuşamaz.

Benim dediğim 5 milyona yakın oy alan İBB başkanına ŞAFAK Operasyonu ile sanki terör örgütü mensubuna baskın yapıyormuş gibi bir muamele ülkeye kötülüktür. Pekala tutuksuz yargılama olabilir.

Ak Parti 2018’da İstanbul, Ankara, Bursa ve Balıkesir belediye bakanlarını MENTAL yorgunluk diye görevden aldı.

Yasalarımızda seçilen birilerini Mental yorgunluk nedeni ile görevden almak var mı ?

Eğer bunların suçu yok ise hangi gerekçe ile görevden aldınız ? Var ise neden yargıya teslim etmediniz diye soruyorum.

Siyasi Erk’in amacı yolsuzluk için tutuklama olsa son 20 yılda dere yataklarına, sahillere ve uygun olmayan yerlere imar verenler neden tutuklanmıyor diye soruyorum ? Basın Ekpres yolu dere yatağı, Ataköy sahili Haramidere başta olmak üzere imar’a açılan bunca yerde kim ne kadar para aldı açıklansın .

Eyüp Göktürk’te Demirören Holding’in yeşil alanına kim imar verdi ve bu gruba sadece buradan 600 milyon dolar rant sağaldı neden tutuklama olmadı.

Hakeza KİLLER grubu Saphire binasını kredi borcu yerine bir kamu bankasına tam 100 milyon dolar borcu yerine bankaya verdi.

Üç sene sonra aynı binasını bu sefer 48 milyon dolar karşılığında satın alarak 52 milyon dolar kamu zararını çıkmasına neden oldu.

Peki bu iş için tutuklanan kimse oldu mu biz duymadık. Yani Suç örgütü lideri olarak ifade edilen A.İ.A. CHP’den kat be kat daha fazla Ak Partili kurum ve kuruluşlardan ihale almış ama her ne hikmetse Ak Parti ihalelerinde bir gram yolsuzluk yok ama CHP ihalelerinde yolsuzluk akıyor derseniz halk buna inanmaz diyorum.

Elbette ki her kese dava açılabilir. Hiç kimse yargıdan muaf olmamalıdır. Yasalarımızda asl olan TUTUKSUZ yargılamadır. Ama bu son İBB operasyonlarında sürücüler bile cezaevinde.

İşte dostlar benim itirazım çifte standartlaradır. Hiç kimsenin adil ve doğru bir yargılama itirazı yoktur.

Son söz toplum bu tutuklamalara o karşı o kadar kızgın ki Gazeteci Fatih Altaylı dışarıda iken izlendiğinin üç dört katı daha fazla izleniyorsa yaz ve sıcak olmasına rağmen CHP’in eylemlerine çok sayıda vatandaşın katılması halkın yolsuzluk var algılarına yeteri kadar itibar etmediğini göstermiyor mu ?

En yakın zaman (Adli Tatil Sonrası) Demirtaş,İmamoğlu ve mesai arkadaşları tahliye edilip yargılamaların tutuksuz yapılması gerekir diyerek İBB davalarından dolayı ZİNDAN’ a atılan herkese bir an önce özgülükler dilerken selam saygı, ve muhabbetlerimi iletiyorum .

İstanbul Times - Hüseyin Çetiner - 4 AĞUSTOS 2025