Bakıyorum, izliyorum ve görüyorum ki halk doğru ve iyi olana sahip çıkmak yerine sende olan kötü bende olan iyi diyerek hiç bir dini, ilmi ve makul gerekçesi olamayan malayani işlerin peşinde gitmeyi yeğliyor...
Gazeteciler meslekleri gereği bazı şeyleri önceden görüp tahminler yapabilirler...
Bizim yazdığımız öngörüleri doğru algılayıp faydalanmak yerine hoşlarına gitmeyen kelimeler yazdığımız için bize saçma sapan sözler sarf ederek rengini belli et...
Sen falanca filanca partili oldun diyerek bizi tehdit, tahkir ve küçük görmeyi tercih ederek fıtratlarının gereğini yapadursunlar biz hak ve doğru bildiklerimizi yazmaya devam edeceğiz...
Toplum içinde ve sosyal medyada klavye kahramanlığı yapıp bizi eleştiren bir çok GARDAŞIMIZIN özelde aslında abi yazdıkların ve paylaştıkların boş ve gereksiz değil haklısın diyorlar ama iş toplu yerlerde yorum yapmaya gelince yazdıklarımız ile KALP mi kırarız haksızlık mı yaparız diye düşünmeden dilin kemiği yok türünden laflar edip durmaları bizi üzmüyor dersem doğru olmaz ....
ANCAK biz hiç bir zaman doğru bildiklerimizi yazmaktan vazgeçmedik. Geçmeyiz ve geçmeyeceğiz... DOSTLAR UTANACAĞINIZ SÖZLER SÖYLEMEYİN ve YORUMLAR YAZMAYIN.
Yazdığım ve Söylediklerimi neden söyledim ? Doğruluk payı nedir ? Beni bunları yazmaya ve söylemeye sevk eden nedir diye düşünün.
Rahmetli babam derdi ki insanlar başkasının gözündeki tozu görürde kendi K...daki kazığı görmez...
Oysaki keşke insanlar bir şey yazmadan veya söylemeden önce yazdıklarım veya söylediklerim nereye varır diye düşünseler ne kadar iyi olurdu değil mi ?
BİZ NELER YAPTIK Kİ BAŞIMIZA BU MUSİBETLER GELDİ SORUSUNU KENDİMİZE SORUP CEVABINI BULANA KADAR ZOR ADAM OLURUZ...
Bu soruyu kendimize sorup cevabını bulmak yerine daha basit olanına kaçıp onu bunu suçlarsak belki nefsimizin hoşuna gider ama hakka hukuka ve doğruya hizmet etmemiş oluruz...
İşte büyük zatların sorunlara çözüm bulmak adına biz nerede hata yaptık ki bu musibetler başımıza geldi sorusunu sormadıkça doğruya ulaşamayız...
HAYTIMIZI YENİDEN DÜZENE KOYMALIYIZ … BAŞKASINI SUÇLAYARAK BİR YERE VARAMAYIZ…
Ülkemizde ve dünyada yaşanan adaletsizliklere baktığım zaman yüce yaratıcının kıyamete kadar buna essiz kalacağını sanmıyorum.
Avrupa ve Amerika da insanlar çok yemek yediklerinden dolayı aşırı kilo alarak obez olurken diğer yanda asırlardır sömürülen Afrika kıtasındaki bir çok ülkede insanların yemek ve su yetersizliğinden dolayı açlık ve susuzluktan öldüğünü duyuyor ve okuyoruz.
Cenab - ı hak bir çok şekilde bizi uyarıyor ama tabirimi mazur görün biz anlamamak için adeta salağa yatıyoruz. Biz duymadık görmedik diyerek mesuliyetten kurtulacağımızı sanmak işin kolaycılığına kaçmaktan başka bir şey değildir.
Mahşerde yaptıklarımız veya yapmamız gerekip de yapamadığımız her şeyden hesap vereceğiz.
Ben onu bunu suçlayarak işin kolayına kaçmayı basitlik görüyorum. Ayette diyor ya siz neye layıksanız başınıza öyle yöneticiler veririm diye.
İşte ilk olarak kendi ailemde başlamak üzere okurlarım ve izleyenlerimi uyararak birer iyi mümin olmalarını tavsiye etme ile işe başladım bundan tam 12 sene önce …
Son söz herkes sizin gibi düşünmek ve yapmak zorunda değil. Lütfen sizin gibi düşünmeyen herkesi küçümsemeyin ve hor görmeyin.
HEPİNİZİN MÜBAREK RAMAZAN BAYRAMINI EN KALBİ DUYGULARIMLA KULARIM…
İstanbul Times /Hüseyin Çetiner / 20 Mayıs 2020