DP İstanbul İl Başkanı Hayrettin Öztürk’ün ev sahipliğinde İl binası’nda düzenlenen İlçe Başkanları ve partiler katıldı. Panelin açılış konuşmasını yapan İl Başkanı Öztürk, vatandaşların Deprem Yönetmeliği konusunda yeteri kadar bilgilendirilmediklerini ve yeni çıkan yasanın vatandaşların faydasına olmadığını ifade etti.

Öztürk’ün ardından panelin ana konuşmacısı olan Mimar Süleyman Uluocak söz alarak, Kentsel Dönüşüm gerçeğinin altını çizdi. Afet riskli alanlarının dönüştürülmesi ile ilgili yeni yasanın ayrıntılarına da değinen Uluocak, “Yasada belirtilen riskli binaların yıkılmasını ve yerine yenilerinin yapılmasını biz de istiyoruz ancak bu dönüşümün vatandaşın hakları korunarak ve kültürel dokuyu bozmadan yapılması lazım” dedi.

DEPREM BİZİ OLGUNLAŞTIRDI
Yeni yasanın, ‘rezerve alan’, ‘riskli alan’ ve ‘riskli bina’ şeklinde tanımlamaları içerdiğini aktaran Uluocak, “Bu riskli binaların yıkılmasına biz taraftarız. Ben yıllardır mimar mühendislik yaptım. 99 depreminden sonra Türkiye’de gerek mimarlar olusun gerek sektörün dışındakiler ve halk olsun bu konuda bilinçlendi. Deprem bu sektörde emek verenleri olgunlaştırdı. Özellikle 20-30 yılı doldurmuş riskli binaları yıkmamız gerekiyor. Ama nasıl? Kanun diyor ki; Örneğin Bakırköy’ün rantlı bir bölgesini riskli alan ilan edeceğim. Orada vatandaşın yeni binası varsa bile istimlak konacak ve vatandaş bunu satamayacak, bir tasarrufta da bulunamayacak. İşte biz buna karşıyız” diye konuştu.

VATANDAŞ MAĞDUR EDİLMEMELİ
Yasada “risk alanların” etraflı bir şekilde tarif edilmediğini bundan dolayı uygulamada vatandaşın aleyhine bazı sorunlar doğurabileceğine dikkat çeken Uluocak şunları kaydetti;
“Vatandaşın elinden gayri menkulleri alıp pazarlanmasına karşıyız. Toki ve Kiptaş’ın kentin ana artellerine, seçilmiş belediyeleri devre dışı bırakarak yeni plan yapmasına karşıyız. Şu anda Toki ve Kiptaş’ın bizim kentsel dokumuzu oluşturan yeşil alanlar üzerinde bina yapmasına karşıyız. Toki çok büyük yetkilerle donatıldı. Başbakanlığa bağlı ve hiçbir bakanlığın müdahale etme şansı yok. Yerel belediyelerin hesap verme mecburiyeti var ama Toki’nin hesap verme mecburiyeti yok.”

YAPILAN KENTSEL DÖNÜŞÜM DEĞİLDİ
Dönüşümün ilan edildiği ilçelerin başında gelen Zeytinburnu’unda kentsel dönüşüm adına bazı çalışmaların yapıldığını ancak bunların kentsel dönüşüm mantığından ziyade rant amaçlı yapıldığına vurgu yapan Uluocak, “Zeytinburnu’nda Merkez Efendi’de Eski Karpuz Hali’nin olduğu yerde ve Veli Efendi Stadının orda binalar yapıldı. İnsanlar zannettiki biz bu binaları alıp orda oturacağız. Ama öyle olmadı. Merkez Efendi’de bir site yaptılar ve bunlara 6 yüz milyar ile 1 trilyon değerindeki fiyatlarla sattılar halbuki onun yanında yerel müteahhitlerin yaptığı daireler 100-200 bin liraya ancak satılıyor. Veli Efendi Stadı’nın arkasında ise içinde yol geçen iki arazi birleştirilerek tek parsel haline getirildi” bilgisini verdi.

KENTSEL DÖNÜŞÜM KÜLTÜRÜ BOZMADAN YAPILMALI
Köyden kente göçlerle birlikte insanların hazineye ve kendilerine ait araziler üzerine gecekondu yaptığını 1980’lerdeki imar affıyla birlikte buralara kat çıkma hakkı tanındığını hatırlatan Uluocak, “Bu süreçlerde biz inşaatları yapıp yıkarak ekonomiyi canlı tuttuk. Ama öyle bir noktaya gelindi ki herkes bulunduğu yerde bir çevre oluşturdu ve mahalle kültürü oluşturdu. Kendi işyerini kurdu. Bu kültürü bozmadan dönüşümü yapmamız lazım” diye konuştu.

YEREL YÖNETİM PASİFİZE EDİLDİ
Yeni afet dönüşümü kanununda yerel yönetimlerin devre dışı bırakılmasını eleştiren Uluocak, “Çıkarılan bir kanun var ilçeleri pasifize etmiş. Bütün yetkileri Toki’ye bağlamış. ‘Rezerv alanı var, riskli alan ve riskli bina var’ diyor. Rezerv alanlarının neresi olduğu belli değil, riskli alanların da öyle. Depremin üzerinden yıllar geçmiş o riskli alanlar nasıl tespit edilecek kıstas ne olacak belli değil” dedi.
Süleyman Uluocak, tekelleşme ve haksız rekabet oluşmaması için riskli binaların dönüşümünün yerel yönetimlerin katılımı ve yerel firmalar eliyle yapılması gerektiğini belirterek şunları ifade etti; “Kensel dönüşümün yerel yönetimle birlikte hayata geçirilmesi gerekiyor. Yönetim halka bütünleşmeli, bilinçlendirme toplantıları yapmalı. Kat sayısı konusunda vatandaşla uzlaşmalı ve haksız kazanç sağlamamalı. Bu yasa yeterince şeffaf değil.Ayrıntılar anlatılmalı.”
Haber: Ferdi TÜRK- İstanbul Times / Haber Merkezi

HABERİN VİDEOSU