Osmanlı arşivlerinde yıllarca çalıştığı için tarihi vesikalar hakimiyeti tecrübeli bir kalem olan Mümin Yıldıztaş ve İstanbul’un bir çok semtine ailesinin adı verilen Mehmet Berke Merter’in kaleme aldıkları ve Yeditepe Yayınlarının basımını yaptığı Subaşızadeler ailesinin yaşamlarını konu edinen 144 sahifelik kuşe kağıda basılı 3.basım eseri kurye ile bana gönderdikleri için her iki yazarımıza teşekkür ederim.

Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın yazdığı 2 sayfalık takdim yazısı ile değer kattığı eserde aile üyelerinin Haznedar semti, Merter Beykoz ve bir çok yerde İstanbul’a değer katan yatırımları olduğunu ifade ettiği ön yazı ile beraber eserde İstanbul ile alakalı sayısız yeni bilgi öğrenmeniz mümkün.

Şimdi bu bilgiler ışığında, kitabın içeriğine dair kapsamlı, akademik üslupla ama okuyucuya hitap eden eser hakkında kısa ve özlü bir makale yazmaya gayret edeceğim.

Subaşızâdeler: Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Bir Ailenin İzinde

Toplumsal hafızanın sürekliliğini sağlamak, yalnızca büyük siyasi olaylarla değil, aynı zamanda bu olayların içinde aktif rol oynamış ailelerin hikâyeleriyle mümkündür. Subaşızâdeler – Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Devlet ve Toplum Hizmetinde Bir Aile adlı eser, bu minvalde çok özel bir boşluğu dolduruyor.

Mümin Yıldıztaş ve Mehmet Berke Merter’in titiz çalışmasıyla ortaya konan bu eser, sadece bir ailenin biyografisi değil; Osmanlı’nın çöküşünden Cumhuriyet’in inşasına kadar geçen çetin süreçlerde bürokrasi, ilim, sanat ve ticaret alanlarında emek vermiş bir ailenin devlet-toplum ilişkileri bağlamındaki serüvenidir.

Subaşızâdeler Kimdir?

Kitabın merkezinde yer alan Subaşızâde ailesi, İstanbul’un köklü ailelerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Ailenin ilk önemli figürleri Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde ilmiyede (dinî ve hukuki alanlarda görev yapan kadrolarda) etkin olmuş; medreselerde müderrislik, kadılık gibi görevlerde bulunmuşlardır.

Aile bireylerinin bir kısmı Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerinde modernleşme politikalarının içinde yer alırken, Cumhuriyet döneminde de bu misyona farklı biçimlerde devam etmişlerdir.

Eğitim ve Devlet Hizmeti

Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın da kitap kapağında belirttiği gibi, “mazideki seçkin ailelerin eğitimleri, devlet ve toplum arasındaki fonksiyonlarını tanımak gerekir.” Subaşızâdeler ailesi, Osmanlı’dan devralınan eğitim kültürünü Cumhuriyet döneminin çağdaş eğitim kurumlarıyla birleştirmiştir. Aile fertlerinden birçoğu, dönemin en seçkin okullarında eğitim almış, hukuk, siyaset, ticaret ve mühendislik gibi alanlarda yurtiçinde ve yurtdışında görev almışlardır.

Cumhuriyet’e Uyum ve Katkı

Kitapta özellikle Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde, Osmanlı geleneğinden gelen ailelerin bu yeni rejime nasıl adapte oldukları dikkatle işleniyor. Subaşızâdeler ailesi de bu dönüşüme ayak uydurmuş, yeni rejimin değerlerine katkı sunmuş bir örnek olarak karşımıza çıkıyor.

Bürokrasi, kamu hizmetleri, eğitim ve kültürel faaliyetlerde etkin roller üstlenmişlerdir. Aile fertlerinin bazıları bakanlık düzeyinde görev alırken, bazıları da yerel yönetimlerde ve meslek odalarında yöneticilik yapmıştır.

Toplumsal Belleğin Tanıkları

Bu eser, aynı zamanda İstanbul’un dönüşen sosyolojisini, Boğaz hattında değişen mülkiyet ilişkilerini, konak kültürünü ve mahalle yapısını da gözler önüne seriyor. Kitapta yer verilen fotoğraflar, mektuplar ve arşiv belgeleri sayesinde yalnızca bir ailenin değil, bir dönemin panoraması çiziliyor.

Akademik ve Belgesel Değeri

Eserde kullanılan belgeler, arşiv kaynakları ve sözlü tarih anlatımları, kitabı yalnızca bir biyografi çalışması olmaktan çıkarıyor. Belgesel niteliğindeki bu çalışma, tarih araştırmacıları için ciddi bir kaynak oluştururken, genel okuyucu için de keyifli ve öğretici bir anlatı sunuyor. İlber Ortaylı’nın bu eseri “sosyal tarih araştırmalarının önemli bir bölümü” olarak değerlendirmesi, kitabın tarihî ve akademik değerini açıkça ortaya koyuyor.

Eseri incelediğim zaman;

Subaşızâdeler kitabı, bireyden topluma, aileden devlete uzanan çizgide; köklü ailelerin hem tarihsel miraslarını hem de toplumsal sorumluluklarını nasıl taşıdıklarını anlatan kıymetli bir çalışma olduğunu gördüm.

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan bu yolculuk, yalnızca bir soyun hikâyesi değil, aynı zamanda Türkiye’nin modernleşme sürecine ayna tutan bir belge niteliğinde olduğunu gördüm.

Bu bağlamda, tarih meraklılarına, sosyal bilimcilere ve aile tarihi araştırması yapmak isteyen herkese tavsiye edebileceğim bir kaynak eser.

Mümin Yıldıztaş ile hukukum var daha önce Osmanlı arşivlerinde emek harcamış şu an da Kültür Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğünde Müdür yardımcısı olarak görev yapıyor. Mehmet Berke Merter ‘i ise sadece daha önce Bahçelievler ve İBB meclis üyeliği yaptığı dönemde gazeteci arkadaşım olan Hıdır Ulağ vasıtası ile uzaktan görmüş ve tanımıştım .Bir gün ailenin yeni kuşak temsilsizi olarak görsel ve yazılı bir röportaj yapmayı dilerim.

İstanbul Times – Hüseyin Çetiner – 21 Temmuz 2025