Günlerdir kadınların sokağa dökülmesine neden olan kürtaj ve sezaryenin yasaklanması konularının, memur maaşlarına yapılan zammı nasıl unutturduğu hakkında CHP İstanbul Milletvekili Faik Tunay görüşlerini bizimle paylaştı.
Kürtaj ve sezaryenin yasaklanmasıyla ilgili görüşleriniz nelerdir?
Dini açıdan yaklaşıldığında kürtaja ben de karşıyım; fakat yaşadığımız koşullara bakmak lazım. Türkiye’de insanlar yeterince bilinçli mi? Keşke ortam uygun olsa, eğitim seviyesi yüksek olsa da kürtaj yasaklansa, acı tecrübelerle karşılaşılmasa. Benim korkum şudur ki; kürtajı yasakladığınız taktirde merdiven altı kürtaj artacak, insanlar illegal yollardan kürtaj yaptırmaya çalışacaklar. Bayanların hayatı tehlikeye girecek. Avrupa’da ortaokulda okuyan çocuklara cinsel hayatla ilgili eğitim veriliyor, ama Türkiye’de herşeyi tabu olarak gördüğümüz için insanları bilinçlendirmiyoruz ve yanlışlarla karşılaşıyoruz. Onlara doğru yollardan nasıl korunacaklarını anlatmak lazım.
Kürtajın yasaklanmasıyla kadın intiharları sayısında artış görülür mü?
Elbette artacaktır. Gazetelerde dönem dönem okuyoruz . Tecavüze uğramış bacımız, kardeşimiz olacak. İstemediği şekilde kötü bir muameleye maruz kalmış olacak, bunu ailesi dahil reddedecek. Bu durumu Anadolu’da yaşıyoruz . Tecavüze uğrayan kadın babası, kardeşleri tarafından reddedilirken siz bu duruma diyeceksiniz ki; tecavüze de uğrasa bebeğini doğuracak.
Devlet bütün bireylere sağlıklı bir şekilde bakabiliyor olsa, hayat teminatı olsa, bu duruma razıyız. Ama şu dönemde Türkiye’de zenginle fakir arasında uçurum var. İktidar diyor ki;
“Biz onun teminatını sunuyoruz, tecavüze uğrayan bile çocuğu doğurmalı. Kürtaj bir vahşettir. O çocuğa devlet bakar.” Devlet daha doğru yollardan dünyaya gelen insanlara tam anlamıyla bakamıyor. Olaya bu açıdan yaklaşmak gerekir, ama tabi iktidar yine gündemi çok güzel değiştirdi.
Evet, memur maaşları birdenbire unutuldu, bu konuda ne düşünüyorsunuz ?
Gündemi bu şekilde istedikleri yere çekmek de bir meziyettir, bu konuda iktidarı kutluyorum. Enflasyonun yeniden çift haneli rakamlara yükseldiği bu zamanda, memura verilen bu zam hiçbir şekilde adil değildir.
Beni daha çok ilgilendiren şu ki, ”Sayın Başbakan’ın memura daha fazla zam yaparsak Yunanistan’a döneriz demesi. Dünyanın en büyük 16. ekonomisiyiz. Avrupa’nın 6. büyük ekonomisiyiz. Çin’den sonra 2011 yılında en çok büyüyen ekonomiye sahibiz.
Fakat memura 3 – 4 puanlık zam artışı yapınca Yunanistan’a döneriz diyoruz. Bunların birinde bir yanlışlık var. Bu kadar gelişmiş ekonomimiz varsa memura yapılan zammın bizi çok fazla etkilememesi gerekir.
Bu görüşlerden hangisi doğru, bunu bir muhalefet milletvekili olarak sorgulamak en doğal hakkımızdır.
Beni daha çok ilgilendiren şu ki, ”Sayın Başbakan’ın memura daha fazla zam yaparsak Yunanistan’a döneriz demesi. Dünyanın en büyük 16. ekonomisiyiz. Avrupa’nın 6. büyük ekonomisiyiz. Çin’den sonra 2011 yılında en çok büyüyen ekonomiye sahibiz.
Fakat memura 3 – 4 puanlık zam artışı yapınca Yunanistan’a döneriz diyoruz. Bunların birinde bir yanlışlık var. Bu kadar gelişmiş ekonomimiz varsa memura yapılan zammın bizi çok fazla etkilememesi gerekir.
Bu görüşlerden hangisi doğru, bunu bir muhalefet milletvekili olarak sorgulamak en doğal hakkımızdır.
Bu durum geçtiğimiz günlerde vekillere verilen maaş artışını da akıllara getiriyor. Memurlara verilen 3-4 puanlık artışla ekonomimiz bozuluyorsa vekillere verilen, üstelik bir gecede kabul edilen maaş artışıyla ekonomimiz bozulmuyor mu?
Vekile yapılan zamma kesinlikle karşı değilim, fakat memurun yaşam koşulları daha iyileştirilmeden, memur daha mutsuzken vekile zam yapılmasını uygun bulmuyorum. Gönül ister ki memur da mutlu olsun, vekil de.
Memura yapılan zammın miktarını uygun buluyor musunuz?
Memura yapılan zam miktarı elbette ki yetersiz. Bu konuda memurların hakkını savunan sendikalar nerde bunu sorgulamak gerekir. “Bu ülkede korku, baskı var.” dediğinizde; “ Hayır efendim, hiçbir baskı yok, özgürlük var.” deniyor. O zaman memur sendikaları neden hiçbir açıklama yapmıyorlar. Neden memura yapılan zammın yetersiz olduğunu söylemiyorlar. Demek ki, bu ülkede bir korku baskı var ki söyleyemiyorlar. Eğer korku, baskı yoksa o zaman neden söylemiyorlar. O zaman da görevlerini yerine getirmiyorlar. Sendikaların bu tavrının da sorgulanması gerekir diye düşünüyorum.
Göstermelik bir hakem heyeti mi kuruldu dersiniz?
Hakem heyetinin sonucunun ne olacağı zaten belliydi. Hakem heyetinin üyelerine bakın. Başka türlü bir kararın çıkması mümkün değildi.
Bu ülke hepimizin, artık ayrımcılık ve kutuplaşmanın son bulması gerekiyor. Bu anayasa süreciyle insanların birbirinden daha da çok ayrışmaya başladığını düşünüyorum.
Millet bizden tam demokrat, çağdaş bir Anayasa istiyor. Bütün partiler seçim meydanlarında bunu önceliği olarak söyledi. Artık bu duruma öncelik verilip düzgün bir Anayasa yapılması gerekiyor. TBMM‘nin birinci vazifesi daha çağdaş , daha demokrat, milletin değerleriyle barışık bir anayasa yapmaktır, diye düşünüyorum.
Millet bizden tam demokrat, çağdaş bir Anayasa istiyor. Bütün partiler seçim meydanlarında bunu önceliği olarak söyledi. Artık bu duruma öncelik verilip düzgün bir Anayasa yapılması gerekiyor. TBMM‘nin birinci vazifesi daha çağdaş , daha demokrat, milletin değerleriyle barışık bir anayasa yapmaktır, diye düşünüyorum.
İstanbul Times Ankara /Neşe ÖZCAN – Reşat KUŞÇUOĞLU

