“Ben Başbakan’la geçmişte siyaset yaptım. Bugün de siyasete devam ediyorum. Bu partiyi birlikte kurduk. Birlikte başarıya götürdük. Zor günleri birlikte göğüsledik ve karşıladık. Bugün geldiğimiz noktada, hepimizin sevinci ortaktır. Ancak siyaset yapma noktasında ve insanlarla ilişki kurma noktasında veya bazı olaylara farklı perspektiflerden bakma noktasında ayrılıklarımız her zaman olabilir. Bu insanın doğasında vardır. Bir insan daha yumuşak olur, daha müsamahalı bakabilir. Bir insan biraz daha buyurgan olur veya biraz daha otoriter olur. Bir insan belki biraz daha karşı tarafla empati yapmaya çalışır. Farklı farklı. Yani insanın olduğu her yerde, parmakizlerimiz bile birbirlerinden farklı olduğuna göre farklı yapıda, farklı davranışlarda, farklı konuşmalarda bulunabiliriz. Ama bu temelde bir ayrılık anlamına gelmez. Mutlaka yine karşılıklı konuşarak çözebileceğimiz bir mesele olmanın ötesine geçmez."
GÖREVİME DEVAM EDİYORUM
Benim bir konuda Hükümet sözcüsü olarak ifade ettiğim bir meseleyi Sayın Başbakan farklı biri biçimde ortaya koydu. Bu, ikimizin arasında hoş olmayan bir durum meydana getirdi. Ben de kendisinden açıklama talep ettim. Birey olarak benim hakkımdır. Bakan olmanın ötesinde. Benim de bir kişiliğim var, benim de bir onurum var, benim de toplumda bir saygınlığım var. İtibarım var. Onun (Başbakan’ın) benden daha fazla var. Ama ben kendime bakıyorum. Yani benim söylediğim sözlerin doğru olması gerekir. İnsanlar böyle inanmalı. Bu konuda ben samimi olarak, bir TV kanalında üstelik, talepte bulundum. O benim talebimi karşıladı. Nasıl karşıladığı, ne yaptığımız bırakın bizde kalsın. Şu anda görevime devam ediyorum.