Mustafa Tatçı, Zeytinburnu Kültür Sanat Merkezinde tasavvuf metinlerini şerhettiği Erenler Divanı'nı bu sezon için son kez topladı. 13 Nisan'da gerçekleştirilen söyleşide Niyazi Mısri'den beyitler okuyan Tatçı, "Hakk’ı seven âşıkların eğlencesi tevhid olur, Aşk oduna yanıkların eğlencesi tevhid olur." mısraından söze başlayarak tevhid ehli için zikretmenin neden ehemmiyetli olduğunu anlattı. "Tevhid sırf rıza-i şerif için yapılır başka bir yol için değil. O rızanın içinde her şey var." diyen Mustafa Tatçı, başka bir niyetle tevhid etmenin kişiyi maksada ulaştırmayacağını söyledi.

Tatçı sözlerine şöyle devam etti: "Tevhid, kemali tamamlamak için sormaktır. Eksiğimiz bize mesaj olarak gelir. O eksikleri kapata kapata, esmasını, ef'alini, sıfatını tamamlarız.

Önce varlıktan, benlikten geçip sonra gönül hanesini tevhidle doldurmak gerekir. Bu aşk ileri noktada insana neler yaptırır, herkesi bu noktaya vardırırlar mı, vardırmazlar mı? Bu ayrı mesele. Ama aşk yoluna giren malını, mülkünü aşk yoluna harcar. Malın, mülkün varsa İbrahim Ethem gibi birazını dağıtınca hiçbir şey olmayacaksa ona fedakarlık denilmez. Bir bardak suyun var da kendin içmeyip başkasına veriyorsan gerçek aşk odur. Malını, mülkünü terk ettirir aşk. Varını veren utanmamış. Tevhid insanı kemale getirir. Hiçbir şey artık sana mani olmaz; halk içinde Hak'la birlikte olmaya başlarsın."

AŞK DÖNÜP BAKMAMAYI GEREKTİRİR

Tevhid yolcusunun gideceği yolun çok zor ve meşakkatli olduğunun altını çizen Mustafa Tatçı, "Hepimizin nefsimizde öldürmesi gereken büyüttüğümüz varlık farklıdır. Hepimizin yıkılması gereken duvarları farklıdır. İlahi emanet ne zaman verilir? Bir günde evliya mı olunur? Her şeyin hormonu var velayetin hormonu yok. Her yerinden türlü olumsuzluklarla yoklanacak. Bu yüzden tasavvuf yolculuğu herkesin işi değildir." dedi.

"Eğlencesi tevhid olanların mizacı değişir. Artık tevhid etmeden duramaz. Tevhid de ikiliği kaldıramaz, ille sevgiliye dönmek, dönüşmek ister. Çünkü Allah iki sevgiyi bir kalbe sığdırmaz. Ya ben ya hiçbir şey." sözleriyle hakiki aşka ulaşmanın dünyadan ve her şeyden vazgeçmekle mümkün olacağına dikkat çeken Tatçı,

"Bu varlık aleminde her şey emanettir. Bu emaneti de yanlış anlıyoruz. Geçici olarak sana verilmiş bir şeydir gibi algılıyoruz. Öyle değil. Hakka aittir. Aşık menfaatsiz çalışan insandır, rıza-i ilahi bekler. Her şeyi terk ettiği için de şehittir. Zira en büyük terk can terkidir. Ölmeden şehadete ulaşmış insandır aşık. Bu vatan aşkına da benzemez daha üstündür. Peygamberimizin severken ölenler ve şehadet şerbetini içenler için müjdeleri var. 'Onlar doğrudan cennetliktir' diyor. Tevhid yolcusu aşk tamamlanınca canını başını verecek hale geliyor. Tenden, candan geçecek hale geliyor. Zaten o duygu gelmezse 'Anam babam sana feda olsun Ya Rasulullah'... noktasına nasıl gelecek? Hâlâ ben derse o iş olmaz. Varlığın zekatı yokluktur. Bu duygu tevhid çektikçe ilahlaştırdığın şeyleri defettikçe yerine Allah geldikçe beslenecek bir duygu. En sonunda hakikaten ben yokmuşum Hak varmış demeyi bileceğiz." şeklinde konuştu.

"Geçici bir dünyadayız gerçek dünyaya gitmemiz için aşık olmamız lazım" diyen Mustafa Tatçı,  "Aşk dönüp bakmamayı gerektirir. Bu yüzden can, baş vermek aşkın zirvesidir. Hz. Hüseyin Efendimizi Kerbela'da falanca öldürdü diye anlarız biz. Başını uzatanın duygularını nereden bileceğiz? Neye bedel olarak kurbanlığa gitti? Sahranın arkasını görmüyor muydu? Görüyordu, peki canı neye bedel oldu? Hâlâ kurban olmaya devam eden Hz.Hüseyin'lere ne diyeceksin? Hak erenler bu yolda nelerini feda ettiler geldiler. Haberin bile yok. Bir Hüseyin mi var zannediyorsunuz? Her eren bir Hüseyin'dir. O makama geçmeden Hüseyin olunmaz. Demek ki Kâr belasına geçilecek çok Kerbela var. Hepsinin bedeli var. " sözleriyle insanın gerçek aşka ulaşmak için nasıl dikenli yollardan geçmesi gerektiğini özetledi.

Editör: TE Bilisim