Toplu cezalandırma mantığı hiçbir dinde yoktur

Ceza kişiseldir.Baba evladın suçundan mesul olmadığı gibi evlat da babanın suçundan mesul olamaz. Devlet elbette kendisine karşı suç işleyen kişiye kanunlar dairesince ceza verecektir. Ancak belli bir kesimin işlediği iddia olunan suç için bil vilayet toptan cezalandırılamaz.

İstanbul Times Haber Merkezi / Mehmet Osmanoğlu -Araştırnma Haberi  

Firavun mantığı toplu cezadan yanadır

Doğacak erkek çocuklarından birisinin kendi saltanatını tehlikeye atacağı tezinden hareket eden Firavun’un o sene doğan bütün erkek çocuklarını öldürmesi nasıl ki sakat bir yaklaşım ise Dersim’de suç işlendiği  iddia olunan bir kesim için tüm Dersim’i bombalamak da o derece sakat ve insani olmayan bir yaklaşımdır.

Aleviler Sabiha Gökçen için neden harekete geçmedi ?

Sabiha Gökçen Tan Gazetesinde Mehmet Emin Yalman’a verdiği röportajda kan donduracak ifadelerde bulunduğu halde sadece Atatürk’ün manevi kızı olduğu için Aleviler tarafından hiç eleştirilmemesi tek kekime ile bir ilkesizliktir.

CHP bu konuda tövbe etmeli ve Dersim halkından özür dilemelidir

Ülkemiz tuhaflıklar yeri olduğunu bu olayda da gösteriyor. Dersim Bombardımanı Atatürk’ün hastalığı dönemine denk geldiği için bu olayda ki rolü hakkında elimizde net bir bilgi yok. Ancak İsmet Paşa’nın aktif olarak bu talihsiz işin içinde yer aldığı net olarak biliniyor. Eldeki belge,bilgi ve tanık ifadelerine  göre Dersim olayı Cumhuriyet tarihinin kapanmayan yaralarından olduğu halde olayın üzerine gidip yaşanan ayıbı ortaya çıkarması gerekenlerin susmayı tercih etmesi nedeni ile kendi halkına bomba yağdıranlara Kahramanlık payesi verilmesi çok doğru değil.

Halkına karşı suç işleyen kişiler gıyaben yargılanmalı ve isimleri kurumlardan silinmelidir

General Mustafa Muğlalı Olayı veya 33 Kurşun Katliamı, 1943 yılının temmuz ayında Van'ın Özalp ilçesinde, 33 kişinin hayvan kaçakçılığı iddiası ve 3. Ordu komutanı Orgeneral Mustafa Muğlalı' nın emriyle yargısız olarak kurşuna dizilmesi ve 32'sinin ölümü, birinin kaçması ile sonuçlanan olayda Muğlalı Mahkeme kararını dikkate almadan bir katliam emri vermişti. Bu kişinin ismi son yılara kadar askeri kışlalarda vardı. Bu ve benzeri olaylara karışan kim olursa olsun ciddi ve adil bir yargılama yapılarak eğer isimleri, okul,cadde,sokak,askeri kışla ve havalimanlarına verilmiş ise hemen kaldırılmalıdır.

Sabiha Gökçen havalimanı ismi değişsin

Kendi halkını suçlu suçsuz ayrımı yapmadan bombalayanabir askeri Pilto’un ismi havalimanına verilmesi  bir talihsizliktir. Suç işleyen birisinin Cumhurbaşkanı Atatürk’ün Manevi kızı olması da işlediği suçu örtmez. Kim olursa olsun kanunlar önünde eşit olduğunu ispat etmek adına gelecek nesillerin de halka karşı işlenen suçları yapmaması adına Sabiha Gökçen yargılanmalı gıyabında verilecek ceza verilmeli ve Havalimanında ismi kaldırılmalıdır.

Bakın  Sabiha Gökçen Gazeteci Mehmet Emin Yalman’a verdiği röportajda ne kadar Sadist olduğunu vurgulamış

Türkiye’nin ilk kadın pilotu Sabiha Gökçen, dönemin Tan gazetesinden Ahmet Emin Yalman’a verdiği röportajda çarpıcı itiraflarda bulunuyor.

 

‘Kahraman Türk Kızı’, ‘Türk’ün Kanatlı Amazonu’ diye anılan Sabiha Gökçen’in açıklamasında kan donduran ifadeler de yer aldı. Gökçen, Dersim harekât günlerini şöyle anlatıyor: “Muhasama çarpışma) meydanında canlı hedef üzerine bomba atmak insana hiç acımak hissi vermiyor. İnsan yalnız vazifesini görmek için aramayı, vurmayı düşünüyor...”

Dersim katliamının bombardımanını yapanlardan biri olan Türkiye’nin ilk kadın pilotu Sabiha Gökçen’in dehşet verici itirafları ortaya çıktı. Atatürk’ün manevi kızı olan Gökçen’in yıllar önce Tan gazetesine verdiği röportajdaki ifadeleri, CHP’nin Dersim olayındaki tavrını gözler önüne serdi.

Acı İtiraflar

Gökçen, dönemin ünlü gazetecisi Ahmet Emin Yalman’la yaptığı röportajda çarpıcı bilgiler yer alıyor. Dersim bombardımanı sırasında yaptığı uçuşların hayatındaki en önemli uçuşlardan bir olduğunu belirten Gökçen, bombardıman sırasındaki heyecanını asla unutamayacağını söylüyor. Gökçen verdiği röportajda, “Dersim’deki uçuşlarım daha heyecanlı olmuştur... İnsan evvela bombalarını atıyor, bundan makineli tüfeğe geçiyor. Dersim’deki ilk bombardımanın heyecanını unutamam” ifadelerini kullanıyor.

Canlı Hedefe Makineli Tüfek

‘Kahraman Türk Kızı’, ‘Türk’ün Kanatlı Amazonu’ diye anılan Sabiha Gökçen, Kırmızı Ordu Tayyaregâhı’nda görüştüğü gazeteci Yalman’a çarpıcı açıklamalarda bulunmuş. Gökçen, harekât günlerini şöyle anlatıyor: “Dersim’deki uçuşlarım çok heyecanlı geçti. Bir-iki defa pilot, fakat ekseriyetle rasıt olarak uçtum. Böyle vaziyetlerde insan harp heyecanını rasıt mevkiinden daha iyi duyuyor. İnsan evvela bombalarını atıyor, bunlar bittikten sonra canlı hedef görürse makineli tüfeğe müracaat ediyor.”

“Bomba Atmak Acıma Hissi Vermiyor”

Sabiha Gökçen, Dersimlileri bombalarken duyduğu hazzı şu cümlelerle ifade ediyor: “Muhasama (çarpışma) meydanında canlı hedef üzerine bomba atmak insana hiç acımak hissi vermiyor. İnsan yalnız vazifesini görmek için aramayı, vurmayı düşünüyor...”

“Atatürk’ün İzinde Bir Ömür Böyle Geçti” Kitabından

Gökçen’in kendi anılarının yer aldığı “Atatürk’ün İzinde Bir Ömür Böyle Geçti” kitabında Dersim mezalimiyle ilgili önemli bilgiler daha önce medyada yer almıştı.

Kitapta Gökçen’in kendi fotoğrafının altına yazdığı şu bilgiler oldukça dikkat çekici: “Harekâttan birkaç dakika önce. Dersim’e uçuyordum. Asker arkadaşlarımla, meslektaşlarımla birlikte isyancıları susturmak görevini almıştım. Atatürk’ün bana verdiği silah da üzerimdeydi. Ulusum için ilk kez büyük bir işe gidiyordum. Makbule Atadan hanımefendi, ‘Korkuyor musun?’ diye sordu. Güldüm: Bölgeye barışı sağlamak için gidiyorum. Korkan insanın barış için savaş vermesi mümkün mü?”

“Asla Ellerine Sağ Geçmeyecektim”

Gökçen’in kitabında yer alan bir başka acı itirafı ise şöyle: “Ne olur ne olmaz diye bir de makineli tüfek kontrolü yapıyor, silahı yağlıyor, mermileri sayıyor, herhangi bir taarruza uğradığımızda ne yapacağımızı birbirimize anlatıyorduk. Ben Atatürk’ten aldığım direktif üzerine, şayet uçağımız düşecek olursa derhal silaha sarılacak ve asla asilerin eline sağ olarak geçmeyecektim! Önce onlarla dövüşecek sonra da son kurşunu kendi beynime sıkacaktım.”   (Muhsin Bayraktar / Akit)