CHP GENEL BAŞKANI ÖZGÜR ÖZEL, İBB’NİN TOPLU KREŞ AÇILIŞINDA KONUŞTU

19 Mart sivil darbesiyle özgürlüğü elinden alınan seçilmiş İBB Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun,2019’da göreve geldiği dönemde sıfır (0) olan kreş sayısının bugün itibariyle 127’ye çıktığının altını çizen Özel, “Bugün, 16 kreş açıyoruz. Toplam kreş, 127’ye çıkıyor. Ve bugünden itibaren, açtığımız 16 yeni kreşle biz, 12 bin 649 çocuğa elinden tutup, bu eşsiz ve eşit imkana kavuşturuyoruz. 12 bin 649 yoksul aileye daha dokunuyoruz.

BİRİ SON CUMHURBAŞKANI, DİĞERİ GELECEK CUMHURBAŞKANI…

12 bin 649 kadını daha hayatın içine katıyoruz. İşte bizim anlayışımız, bizim bakış açımız bu. Türkiye'de 762’ye geliyor Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin kreşi olarak. Ve Ekrem Başkan'ın hedefiyle, partimizin hedefini, kendisinin Türkiye Belediyeler Birliği Başkanlığı görevini yaparken ortaya koyduğu rakamla ifade ediyoruz… ‘Türkiye'de 1000 kreş’ demişti Ekrem Başkanımız. 762’sini gerçekleştirdi belediye başkanlarımız.

İŞTE BU YÜZDEN BİRİ GİDİYOR, BİRİ GELİYOR

İlerlemeye devam ediyor… İşte bu yüzden Ankara'da bir sarayda oturanın moralleri bozuk, Silivri'de bir zindanda olanın morali yüksek. Ankara'daki, tasa ve kahır içinde; Silivri’deki gurur ve coşku içinde. İşte bu yüzden biri gidiyor, biri geliyor. Biri son Cumhurbaşkanı, diğeri gelecek Cumhurbaşkanı…” dedi.

ÖZEL: ANKARA'DA BİR SARAYDA OTURANIN MORALLERİ BOZUK, SİLİVRİ'DE BİR ZİNDANDA OLANIN MORALİ YÜKSEK

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından Tuzla’da gerçekleştirilen toplu kreş açılışı töreninde konuştu. “Bu 16 kreşle, İstanbul'da kreş sayısı 127 oluyor,” diyen Özel, “Konuşmaya şöyle başlasaydım, deseydim ki, ‘Bizden önce İstanbul'da kaç kreş vardı?’ Herkes aklından bir söylerdi. Ama kimse bilemezdi. 3 diyen de yanılırdı, 5 diyen de 10 diyen de 100 diyen de yanılırdı. Çünkü, bizden önce İstanbul'da kreş yoktu. Nasıl olmaz? Bir tane mi yoktu? Bir tane yoktu. İstanbul'da Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı, yoksul ailelerin çocuklarına iyi bir okul öncesi eğitim sağlayacak bir tek kreş yoktu. Bir tek öğrenci yurdu da yoktu. Bu kararlar, ekonomik kararlar değildir. Bu kararlar, siyasi kararlardır, siyasi tercihlerdir,” şeklinde konuştu.

“EĞER SİZ, İSTANBUL'A AK PARTİLİ BİR BELEDİYE BAŞKANI SEÇERSENİZ…”

Özel, konuşmasında özetle şu ifadeleri kullandı:

“Eğer siz, İstanbul'a AK Partili bir belediye başkanı seçerseniz; çocuğun erken yaşta yeteneklerinin keşfedilmesi ya da varsa yaşıtlarına göre birtakım sorunlarının, eksiklerinin erkenden öğrenilip, giderilmesi, el becerilerinin gelişmesi, zihin kapasitesinin gelişmesi, çocuğun sosyalleşmesi, akranlarıyla ilişkilerini kurması, karşı cinsi görüp onunla aynı ortamda olduğunda nasıl davranacağını bilmesi gibi, okul öncesinde edinmesi gereken bu kıymetli yetkinlikleri kazandıracak bir kreşi açmayıp, projelendirmez. Şöyle düşünür o, şöyle bakar: ‘Ne var, anası var, evde bakar! İşi ne kadının? Çocuğu doğurur, büyütür, okula yollar. O sırada bir yenisi de gelir. Eve gelecek olan kocasını bekler. Varsa evde, yaşlısına bakar. Engelli varsa, engellisine bakar. Ve gerekirse de biz ona biraz bakım parası falan da veririz. İşi ne? Otursun evinde!’ İşte bu bakış açısı, kreş açmıyor. Bu bakış açısının yerine; ‘Kadını sosyal hayata katmalıyız, istihdama kadını katmalıyız, kadının dört duvar arasında durmasının ne kendine ne evladına ne hanesine ne ülkeye bir faydası yok’ diyen bir anlayış varsa; işte o anlayış kreş açar. O anlayış, Ekrem İmamoğlu'nun anlayışıdır.”

“ANKARA'DAKİ, TASA VE KAHIR İÇİNDE;SİLİVRİ’DEKİ GURUR VE COŞKU İÇİNDE”

“O yüzden geldiği gün sıfır olan kreş sayısı, bugün 127’ye çıkıyor. Bugün, 16 kreş açıyoruz. Niye Tuzla'dayız? Tuzla'da 3 tane açıyoruz. Toplam kreş, 127’ye çıkıyor. Ve bugünden itibaren, açtığımız 16 yeni kreşle biz, 12 bin 649 çocuğa elinden tutup, bu eşsiz ve eşit imkana kavuşturuyoruz. 12 bin 649 yoksul aileye daha dokunuyoruz. 12 bin 649 kadını daha hayatın içine katıyoruz. İşte bizim anlayışımız, bizim bakış açımız bu. Türkiye'de 762’ye geliyor Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin kreşi olarak. Ve Ekrem Başkan'ın hedefiyle, partimizin hedefini, kendisinin Türkiye Belediyeler Birliği Başkanlığı görevini yaparken ortaya koyduğu rakamla ifade ediyoruz… ‘Türkiye'de 1000 kreş’ demişti Ekrem Başkanımız. 762’sini gerçekleştirdi belediye başkanlarımız. İlerlemeye devam ediyor… İşte bu yüzden Ankara'da bir sarayda oturanın moralleri bozuk, Silivri'de bir zindanda olanın morali yüksek. Ankara'daki, tasa ve kahır içinde; Silivri’deki gurur ve coşku içinde. İşte bu yüzden biri gidiyor, biri geliyor. Biri son Cumhurbaşkanı, diğeri gelecek Cumhurbaşkanı…”

“TOKİ'YE YAPTIRDIKLARINI ANLATA ANLATA BİTİRMİYORLAR”

İmamoğlu Tuzla'da Hacetderesi Yaşam Vadisini Açtı (ViDEOLU )
İmamoğlu Tuzla'da Hacetderesi Yaşam Vadisini Açtı (ViDEOLU )
İçeriği Görüntüle

“Geçtiğimiz günlerde Kadıköy'de 15’ncisini açmıştık, 16’ncısı hazır. Takvimimize göre planlayıp, Şişli’de açacağız İBB'nin 16. yurdu. Türkiye genelinde de 77’nci öğrenci yurdu hazır. Sıfırdan İstanbul'da 16’ya, Türkiye'de 77’ye… Hedef, 100. Burada bakıyorsunuz, yurtta da hedef yüzde 77’si şimdiden tutmuş. Daha dönemin başlarındayız. Yani düzenli, planlı, nereye gittiğini, hangi adımları attığını bilen, iyi yönetilen belediyelerle karşı karşıyayız. Ve buradaki meselenin kendisi… Herkes şunu görüyor: Tayyip Bey, meselenin adını kendi koymuştu. Demişti ki, ‘İstanbul'u kazanan, Türkiye'yi kazanır. İstanbul'u kaybeden, Türkiye'yi kaybeder.’ Şimdi İstanbul'u kazananla birlikte, İstanbul'da Tayyip Bey'in anlayışı, üniversite öğrencilerini… Yahu, köprü yapalım; yapılıyor. Yol; yapılıyor. Otoyol; yapılıyor. Tünel; yapılıyor. Hepsi 30 yıl sırtımıza, bu kötü sistem yüzünden geçiş garantisi, hasta garantisi, uçuş garantisi üzerinden yapan, oradan parayı kazanamazsa, o fahiş fiyatlı otoyoldan parayı yine dönüp bizden alıyor ama yine de bir yöntemle bunları yapıyorlar. TOKİ'ye yaptırdıklarını anlata anlata bitirmiyorlar.”

“BİR TEK, KREŞ YAPMIYORLAR. NİYE YAPMIYORLAR ?”

“Bir tek, kreş yapmıyorlar. Niye yapmıyorlar? Bu da siyasi bir tercih. Diyor ki, ‘Biz niye kreş yapalım? Parası olanınki gider. Olmayanın çocuğu mahrum kalır. O sırada bizim cemaatler devreye girer. Tarikatlar devreye girer. Çocuğu yurda alır. Çocuk, bu cemaate, bu tarikata gönül borçlu kalır. Ailesi bu tarikata, bu cemaate gönül borçlu kalır. Seçimden üç gün önce ararız, münasip lisanla yoklarız, oy veriyorsa neyse. Tereddüdü varsa, münasip lisanla anlatırız. Bir şekilde bizim siyasetimize destek vermesini sağlar, bizim gibi de kendimizin kinini onlara aktaracağımız imkanı buluruz!’ Diyordu ya, ‘kininin sahibi bir nesil!’ Biz, kininin sahibi bir nesil yetiştirmesinler diye, hiçbir yoksulun çocuğunu cemaat, tarikat yurtlarında zehirlemesinler diye, hiçbir yoksulun çocuğu onlara hak etmedikleri bir minnet, bir borç duymasın diye, yarın öbür gün bu evlat, bu devlete sadakat dışında, bir cemaate sadakat duymasın, yarın, öbür gün de 15 Temmuz gibi karşımıza çıkmasın diye, bu yurtları da belediyenin parasıyla biz yapıyoruz. Meseleyi böyle açık, net konuşmak lazım. Bizim niyetimiz belli, tarafımız belli.”

“AK PARTİ DÖNEMİNDE NE OLUYORDU?”

“Efendim, AK Parti döneminde ne oluyordu? AK Parti döneminde, örneğin bugün bu 16 kreş açılmayacaktı. Ne yapılacaktı ya? 16 dereye inşaat izni verilecekti. Bir gökdelene 16 kat daha verilecekti. 16 yandaş daha zengin edilecekti. Bunun üzerinden AK Parti yöneticileri, belediye başkanları, Ankara'daki Şehircilik Bakanlığı'nın ruhsat sistemi, dönüp de dönüp de dönüp de bu kent rantını AK Parti siyasetinin ceplerine dolduracaktı. Bunu bilmeyen mi var? Bunu görüp, bilip, kişi kendinden bilir işi; ‘Bu İstanbul'a gidin, bakın, Ekrem denen kişi, çevirmiştir aynı işi’ diye, buraya Akın denen kişiyi yolladılar. O günden beri, eşelenip duruyor. Kazmadık yer kalmadı. Ailelere uzandılar. Ekrem Başkan'ın babasının köyündeki kuyuya kadar aradılar. Bahçesini kazdılar. Korumasının yayladaki evinden, A101'den aldığı bu kadarcık dandik kasanın içinden 48 mermi buldular, dolar çıkan görüntülerini, stok video diye Anadolu Ajansı'ndan servis ettiler. Belediye başkanımızın kasasında mühür buldular. Euro çıkan görüntüleri, sahte görüntüleri, Anadolu Ajansı'ndan, stok videodan servis ettiler.”

BİZDE, ‘BABACIĞIM, BABACIĞIM, PARALARI SIFIRLADIM’ OLMAZ”

“31 Mart'ta kazandığımız zaferden sonra, hazmedemeyip, bu hizmetleri görüp, anketlerde Ekrem İmamoğlu'nu yüzde 60’larda görüp, CHP belediyeciliğini yüzde 60’larda görüp, ‘İstanbul'u kazandı, Türkiye'yi kazanacak’ sözüyle, kendi kulağında yankılanan sözüyle uykuları kaçanlar, bugünkü kumpas davasının talimatını verenlerdir. O günden bugüne, tek bir kanıt bulunamadı. Bizde bulsa bulsa, bir iş adamı gelip, ‘Bir katkım olabilir mi?’ derse, ‘Tuzla'ya git bir kreş yap’ dersin. Biz de olabilecek şey budur iş adamıyla. Bizde, ‘Babacığım, babacığım, paraları sıfırladım’ olmaz. Ayakkabı kutusu yok bizde, elbise torbası yok; kreş var bizde, kreş! Öğrenci yurdu var bizde. Yoksul aileye sahip çıkmak var. Süt desteği var. Protein desteği var. Biz, buyuz. Özümüz bir, sözümüz bir. Taahhüdümüz yerine gelir. Her zaman dediğimizi yaparız. Parayı doğru yere harcarız.”

“ERDOĞAN BİZE SALDIRIRKEN KREŞLERE, ÖĞRENCİ YURTLARINA SALDIRIYOR”

“Sizden belediyelerin gelirinin yüzde 60’ını kestirdi Erdoğan. Kestirdiği para, çocuğuna verilecek süttür. Kestirdiğin para, yapacağımız kreştir. 7 var, üçü daha inşaat halinde. Tuzla'da 12’inci kreşe saldırıyor Erdoğan bize saldırırken; öğrenci yurduna saldırıyor; yeni doğan bebeğe verilen ‘Hoş Geldin Bebek Paketi’ne saldırıyor; protein desteğine saldırıyor; Askıda Fatura uygulamasını yapanlara saldırıyor. ‘Benim de çorbada tuzum olsun’ diyene; ‘Bu belediye çalışmaya devam etsin de başarsınlar, seçimleri de kazansınlar, Türkiye'yi de yönetsinler diyene… Yoksula, orta direğe, zor geçinene demiyorum. İmkanı olan herkese diyorum. İstanbul'da İstanbul Vakfı'na, İstanbul'da İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne, ilçe belediyelerine başvurun. Deyin ki, ‘Ben ne yapabilirim?’ Size ya bir yoksulun kapattıracaklar. Onun yüzü gülecek. Sen sevaba gireceksin ve Türkiye'deki iktidar umudunu da bununla birlikte büyüteceksin. Ya bir kreşe katkı alacaklar ya bir öğrenciye silgi aldıracaklar. Ama bu dayanışmayı büyütelim. İmkanı olan herkesi Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin hizmetlerine ve bölgelerindeki yoksullara yapacakları katkıya omuz vermeye davet ediyorum.”

“BİR BAHÇIVANIN TORUNU, BİR DEVLET MEMURUNUN TORUNU, İKİ EMEKLİ ÖĞRETMENİN ÇOCUĞU OLARAK…”

“Sözümü bitirirken iki şeyi vurgulayayım. Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel başkanı olarak buradayım. Sizlerin huzurundayım. Çok sayıda genel başkan yardımcımız, milletvekilimiz, parti meclisi üyelerimiz var. Darbe dönemlerinde bile olmayan bir saldırı altındaki Cumhuriyet Halk Partisi'ni, Atatürk’ün en büyük eserinden birisi olan Cumhuriyet Halk Partisini savundular, savunmaya devam ediyorlar. Hepsi adına sizi selamlıyorum. Bir bahçıvanın torunu, bir devlet memurunun torunu, iki emekli öğretmenin çocuğu olarak; Atatürk'ün kurduğu ülkede, onun yarattığı imkanlarla, devlet parasız yatılı burslarıyla on yaşından beri okumuş bir evlat olarak, Allah nasip etti, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün koltuğunda oturuyorum, Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel Başkanı olarak. O, Türkiye'ye, tek adam rejiminden Cumhuriyet rejimini getirdi. ‘Tek adam ne derse o olur, kimi derse o seçer, kimi atarsa o görev yapar’dan; ‘Sandık var, tek adam bilmez, hepimiz biliriz. Seçimlere tabiyiz. Millet kimi isterse onu seçer, yönettirir; istemezse geri alır başkasına yetkiyi verir’i Cumhuriyet Halk Partisi getirdi.”

“BİZ BU SANDIĞI, TEK ADAMLARDAN SÖKE SÖKE ALDIK, BİR TEK ADAMA VERMEYECEĞİZ”

“Ben, Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel Başkanı olarak, Atatürk'ün getirdiği bu rejimde, onun koltuğunda oturuyorum. Benim İstanbul'daki vekilim, İstanbulluların, İstanbul'daki CHP'lilerin seçtiği seçilmiş İl Başkanı Özgür Çelik'tir. O yüzden hizmet dağıtsak Özgür Çelik'le, hapiste yatsak Özgür Çelik'le yatarız. Seçilmişlere saygı duyarız, seçenden ötürü. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten emanettir sandık. Bugün İstanbul ilde sandığı kaptırırsan, yarın İstanbul Büyükşehir'de, Türkiye genelinde Meclis’te başkanlıkta sandığı kaptırırsın. Biz bu sandığı, tek adamlardan söke söke aldık, bir tek adama vermeyeceğiz. Onun için direniyoruz. Seçilmiş İl Başkanımla birlikte, seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın yerine kayyım atamaya çalışanlar inat, hep birlikte mücadelemizle, belediye meclisinden seçilmiş vekiliyle birlikte, seçilmiş Tuzla Belediye Başkanı'yla, seçilmiş milletvekillerim, parti meclisi üyelerimle birlikte hepinizi saygıyla selamlıyorum.”

Özel’in konuşmasının ardından 16 yeni Yuvamız İstanbul Kreşi resmen hizmete girmiş oldu. Özel ve beraberindeki heyet, Tuzla’daki kreşi birlikte gezdi.

Kaynak: İstanbul Times Haber Ajansı (İTHA)