17 Yıldan sonra bir ilkti.

18 Haziran da gerçekleşti.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayları Ekrem İmamoğlu ve Binali Yıldrım İsmail Küçükkayamoderatörlüğünde‘Tarihi Buluşma’ adlı programda karşı karşıya geldiler.

“Karşı karşıya…”

Ama karşılıklı değil.

Birbirlerinin gözlerinin içine bakarak yapılan bir tartışma değil.

**

Yıllar sonra ilk kez yaşandığı için herkes bu programa kilitlendi.

Kahvehanede maç pozisyonu, evlerde geri sayım…

Derken…

Demokrasi açısından önemli bir gelişme yaşandı.

**

Gecede kazanan kimdi?

Kazanan var mıydı?

Gecenin bir kazananı yoktu ama sorulup havada kalan, cevabı alınamayan sorular, ardından yapılan asılsız haberler çoktu.

**

“Oyları kim çaldı.” Sorusuna cevap yok.

Binali Yıldırım’ın “Fethullah Cemaati ile herhangi bir bağlantısı var mıydı? Soru karşısında yüz ifadesi değişmişti birdenbire.

“Yok, yok, ne FETÖ’yü görmüşlüğüm, ne de yurtlarında kalmışlığım var.”

Eee peki, Erzurum’da Fethullah Gülen’in kardeşi Hasbi Nidai Gülen’in cenazesinde gördüğümüz kimdi?

Yanında dönemin Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve Tarım Bakanı Faruk Çelik ile birlikte yan yana namaza durmuş vaziyetteydi.

Fotoğrafta öyle!

Fethullah Gülen’in kaleme aldığı ‘Kırık Mızrap’ kitabında yer alan eserleri, STV’nin 20. Yıl kapsamında ünlü sanatçılar katıldığı bir organizasyonla seslendirilmişti. O geceye ait fotoğrafta da görmüştük kendisini.

Geceye siyasilerin de ilgi gösterdiğini…

Durup bir düşünelim. 82 milyona atılmış bir yalan mı şimdi bu?

**

Sayıştay raporu…

Okumamak garip değil mi?

O raporun konusu olan kente belediye başkan adayı iken hem de?

**

Türkiye’yi ve Yunanistan’ı temsil eden kravatlar…

Sorunları bıraktık, kravatları yarıştırmaya başladık.

**

Binali Beyin sürekli Ekrem Bey’in sözünü kesmesi önceden planlanmış mıydı?

Sözünü kesip karşı tarafı sinirlendirmek mi amaçlanmıştı?

Eğer öyle ise başarılı olmadı gibi…

**

Programın ardından linç kampanyalarına başladı millet.

“İlk kaybeden İsmail Küçükkaya oldu.” Diye.

Moderatörlüğüne de, program öncesi sözde yapılan eylemler için de söylenmedik söz kalmadı.

Adil olmadığını, Ekrem İmamoğlu’na soruları verdiğini, öncesinde görüştükleri otelde ki görüntülerini vs. öne sürdüler.

Duayen Gazeteci Uğur Dündar’ın bu görevi geri çevirmesi kendisinin tecrübesinin kanıtı gibi…

Sanki önceden olacakları görmüş gibi…

**

Gazetede atılan manşetler:

Yeni Şafak: “Türkiye canlı yayını izledi. İmamoğlu 82 Milyona yalan söyledi. Göz boyama ve polemikle vaktini tüketti.”

Akit: “Sorulan sorulara yanıt bulamayan İmamoğlu yalana sarıldı. Ekrem’i Yıldırım çarptı.”

Yoksa manşetlerde önceden mi hazırlanmıştı?

“Tartışmanın galibi” diye ilan etmeleri de kendi fanatik okurları dışında kimseyi inandıramayacağının bir göstergesidir.

**

Tarihi Buluşma moderatörü tarafından adil bir şekilde sürdürülmüştür.

Beklenen kırılma noktası gerçekleşmediğinde başarılı bir gazeteciye, üstelik her şeyin yapılması gerektiği gibi yapıldığı takdirde linç kampanyalarına sürüklenmesi oldukça yanlıştı.

**

En başta ‘Demokrasi açısından önemli bir gelişme yaşandı’demiştim.

Yaşanmadı aslında.

17 yılın ardından böyle bir ilk yaşandıysa, seçime son 7 günde, her gün çıkıp kritik yapma kararı alsalardı eğer, işte o zaman demokrasi adına büyük bir adım atılırdı.

Ve Tarihi Buluşma, tarihte ciddi iz bırakırdı.

Tarihe de “kavuşma” diye yazılırdı.

Zaten bu bir buluşma değildi, kavuşmaydı.

Netice de çok ayrı kalındı.