4.BULUŞMAYA ÇOK KALABALIK BİR KİTLE KATILDI...
Tutuklu seçilmiş İBB başkanı Ekrem İmamoğlu’nun eşli Dr. Dilek Kaya İmamoğlu; Bizim mücadelemiz, yalnızca bugün için değil; çocuklarımızın özgür yarınları içindir. Ve o yarınlar mutlaka gelecek.
Saraçhane’den bir kez daha haykırıyoruz: Adalet olmadan huzur olmaz, hukuk olmadan demokrasi olmaz. Biz susmayacağız, yılmayacağız, yalnız kalmayacağız. Çünkü biz, birbirimizin sesiyiz, birbirimizin umuduyuz.
Hepimizin nefesi, sözü ve yüreği birleşene kadar bu mücadele sürecek. Ve bir gün mutlaka; adalet, özgürlük ve bereket bu topraklara geri dönecek,” dedi.
İstanbul Times Haber Merkezi - Hüseyin Çetiner - Saraçhane - Fatih - İstanbul
Basın açıklamasının ardından Medya A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun’un kızı Lal Ongun herkesi duygulandıran çok anlamlı bir konuşma yatı.
İŞTE LAL ONGUN’UN KONUŞMASI
19 Mart Sabahı ailemden 1980 km uzakta okumak için gittiğim başka bir ülkede henüz orada saat daha gecenin 4’ü- 5 ‘iyken büyük bir şokla uyandım. Canım babama bundan sadece 1 hafta önce sıkıca sarıldığımda, evimizde, huzurlu ortamımızda sarılacağım son bir pazar günü olacağını hiç düşünmemiştim. O gün, o sarılışın ağırlığını anlamamıştım. O günden bugüne 5 ay geçti.
Bu 5 ayda babama sadece 7 kere, buz gibi bir ortamda, parmaklıkların içinde, dakikaları sayarak, her defasında vedanın en zor halini yaşayarak sarılabildim.
Haksız, hukuksuz, iftiralar ile dolu bir sürü çirkin ithamlarla geçen bu günlerimizde annemi ve kardeşimi yalnız bırakmamak için apar topar döndüğüm evimizde yeni normalimize alışmaya ve alıştırılmaya zorlandık.
Derken bir sabah daha; şafak vakti saat 6’da kapı ziline fırladık. Üstelik bu kez polisler annemi almaya gelmişti. Hem de kardeşimin koynundan.
1 gece önce kardeşim babamı çok özledim, artık dayanamıyorum, anne babam eve ne zaman gelecek diye ağlaya ağlaya annemin koynunda uyuyakalmıştı. O sabah annem kardeşimin koynundan çıkıp, nezarethaneye götürüldü. Ve kardeşim babam için ağladığı gecenin sabahına annemsiz uyandı.
Biz 2 kardeş sevgili Kadriye Kasapoğlu’nun oğlu Çınar’dan biraz daha şanslı olacağız ki evde teyzemiz de vardı.
Yoksa belki bizde üst komşuya teslim edilecek, meraklı gözlerle annemizin yolunu gözleyecektik. Ve asla unutamayacağım o gün… Annemin ev hapsi aldığı gün.
Adliyenin önündeydim. Kapıdan çıktığını gördüğüm an koşmaya başladım. Gözyaşlarımı durduramıyordum. O an daha önce hiç yaşamadığım ve asla tarifi olmayan bir his yaşadım.
Ve belki de hayatımda ilk kez ‘İyi misin?’ sorusunu yüzlerce kez sordum. Çünkü o gün, o soruya net bir cevabım yoktu. Çünkü o gün, annemin iyi olduğuna dair hiçbir güvencem yoktu.
Babamız ve annemizden sonra, bu 5 ay boyunca bize babalık yapan, yanımızda bir dağ gibi duran, tanıdığımız ilk günden beri dünyalardan çok sevdiğimiz eniştemizi, bizim için 2. babamızı, Can abimizi aldılar. Bizim için güven, şefkat ve destek kaynağıydı.
Kardeşim ve benim için ikinci bir baba, annem için yükünü hafifleten bir omuz, teyzem için ise nefes alabilmesini, ayakta durmasını sağlayan en büyük gücü ve sığanağıydı. Adliye önünde umutla saatlerce bekleyip o haberi almanın yükü, sabah 6’larda en sevdiklerini almaya gelen o kapı zillerinin travması bizlerde kaldı.
Tüm bunların neden, nasıl olduğunu anlamlandırmaya çalıştığımız bu 5 ayda; anlamlandırabildiğimiz tek şey; babam ve tüm yol arkadaşlarının, Ekrem başkanımızın alnı ak, başının dik oluşudur. Onlar boynunu eğmediği sürece bana ve aileme boynumuzu sadece bu mikrofonlara konuşmaya çalışmak eğdirebilir.
Biz, en karanlık günlerde bile gördük ki; Bir insanın en büyük gücü, doğru bildiği yoldan dönmemesidir. Ve biz, babalarımızdan, annelerimizden, onların dostlarından ve yol arkadaşlarından işte tam da bunu öğrendik.
Onlar bize doğruluğun, dürüstlüğün, adaletin değerini bir kez daha gösterdiler. Canım babacığım şunu bil ki; tüm dostların, seni tanıyan herkes, tüm çalışanların senin güzel kalbini, merhametini, çalışkanlılığını, işine saygını, şehrine ve ülkene faydalı bir birey, bürokrat olmak için harcadığın çabanı biliyor, seninle gurur duyuyor.
Biz çocukların, ev hapsinde olduğu için burada olamayan ama kalbi her an seninle atan annem, biricik babaannem, ablan seninle gurur duyuyoruz, biliyoruz ki; gerçek, zamanı geldiğinde güneş gibi doğar; haksızlıklar da o ışığın altında tek tek hesabını verir.
Kaynak: İstanbul Times Haber Ajansı (İTHA)