Tesla:" Atmosferdeki nemin bizim müdahalemizle yağmur olarak avucumuza düşmesine çok az kaldı."

Bu yazımda sizlere çok uzun zamandan beri var olan bir teknolojik çalışmadan, yani yeryüzünde yaşayan herkesin bilmesi gereken bir konudan bahsedeceğim.

HAARP tesisleri ilk önce o zamanki SSCB, şimdi RUSYA olarak bildiğimiz devlet tarafından UKRAYNA 'da 1976 yılında devreye alındı.

Kıyamet silahı olarak da bilinen HAARP yüksek frekanslı etkin iyonosferin özelliklerini ve davranışlarını araştırmak üzere kurulmuştur. Haarp teknolojisi ile iyonosfere 100 milyar watt enerji göndererek, devasal bir enerji gerçekleştirmek mümkün. Neler yapılabileceği konusunda ise ünlü fizikçilerden Prof. Gordon J.F. McDonald bizleri bilgilendiriyor.

İklim değişikliği, madenlerin takibi, uçak düşürme, gemileri etkisiz hale getirme, göktaşı takibi, ışın yolu ile radyasyon verebilme, göktaşını istediği yere düşürme, ozon tabakası ile oynama, okyanus dalgalarını kontrol edebilme, deprem yaratabilme, radyasyon yayma. Bunlar HAARP teknolojisinin yapabileceklerinin bir kısmı...

Nitekim bilimsel veriler gösteriyor ki modern HAARP teknolojisi faaliyete geçtiği günden bu yana, dünyanın değişik bölgelerinde iklim anormallikleri izlenmeye başlandı. Kar yağması gereken yerleri güneş kavururken, Afrika’da kar yağışları gözlenmekte. Bu tuhaf olaylar genelde küresel ısınmaya fatura ediliyor. Ama Pentagon’da çok iyi biliyor ki bu olayların asıl sebebi HAARP sistemidir.

1960'larda başlıyor HAARP projesi ve Çernobil kazası bir nükleer tıp patlaması değildi. Rusya (SSCB) kazası HAARP projesiydi ve bunu ABD patlattı. CIA 'nın(istihbarat servisi) 1960'lı yıllarda iklimi kontrol edecek bir programa ihtiyacımız var dediği biliniyor.

Teknolojisini pentagon ve ABD hava kuvvetleri inceliyor. Dünyanın katmanları ile oynuyorlar deneme yapılıyor, bölgesel iklimi değiştirecek güçler elinde.

2018 yılında Rusya'da, İran'da Kuzey Kore'de denediler.

HAARP 180 anten ile çalıştığı zaman 36 milyon watt enerji oluşturuyor. 1 saate çalıştığı sürece devasal enerji üretiliyor. Oluşan enerjiyi yönlendirebildiği konusunda iddialar olduğunu biliyoruz.

Rusya'nın bir gazetesinde ABD' nin Rusya’daki yoğun sıcakların sorumlusu (2010) olduğu iddia edilmektedir.

Çernobil faciası bile HAARP teknolojisi sonucu oluştuğu iddialar arasında, dünya çok farklı bir teknoloji çağında sona doğru ilerliyor.

ABD 2005 yılında federal iklim değiştirme bürosu isimli kuruluşu kurarak birçok patenti bünyesinde topladı. Bu projeyi 70 in üzerinde iklim mühendisliği projesi yürütülüyor. İçeriği kamuoyuna açıklanmayan gizli projeler olması da dikkat çekici... Aynı zamanda atmosferin spreylenmesi ABD eski başkanı Barack Obama'nın bilim ve teknoloji danışmanı olarak görev yapan John Holden küresel ısınma ile müdahale etmek için stratosferi spreylememiz gerekirse yaparız açıklaması dikkat çekmişti.Böylesine bir teknolojinin tehlikesinden bahseden kimse yok.

Bu arada akıllara araştırmacı yazar Hakan Yılmaz Çebi'nin sözü geliyor." ABD Türkiye'ye deprem ile girer" demiştir. Bu sözün ne kadar doğru olduğunu şimdi daha iyi anlıyoruz.

Gölcük'teki depremde akıllarda çok sorular kaldı. Gölcük'te deprem sonrasında bölgede İsrail ve ABD askerleri de olduğu biliniyor ne tesadüftür ki ne yaralandılar ne de vefat eden askerler hakkında bilgi sahibi olduk.

Gölcük'te deprem olduktan sonra yasak olan bölge olması,

Deprem olduktan sonra Rus araştırma gemisi Türkiye ye gelmesi, İsrail'den denizin dibine inen araştırma gemisi gelmesi, HAARP internet sayfasında günlük deprem analizleri verilirken 17 Ağustosta verilerin kapatılıp, 19 Ağustosta faaliyete geçiyor olması.

İletişimin tamamen kesilmesi. O dönemde Sayın Ecevit'e, Sayın Demirel'e ulaşılamayıp amatör bir telsiz ile irtibat kuruyor olması da garip.

Sayın Ecevit'in o dönemde HAARP için bir çalışma başlatın demesi ve askıda kalması.

Kutsal kitabımız Kuran'ı Kerimde, Tarık suresinde manyetik sinyallerden bahsedilmektedir. Bir yıldızdır, delen geçen bir yıldız, yani insan içinden geçen bir yıldız.

“İnsan neden yaratıldığına bir baksın”…

Olmaz diyenlere gelelim: Hz. Musa dönemine gidelim ve denize müdahale etmesi o günkü teknoloji ile mümkün mü?

O dönemlerde çok ileri bir teknoloji kullanılmış denizlerin kontrolü, iklimin kontrolü, suların kontrolü o dönemlerde mümkün kılınmış.

Bazı okurlarımız şöyle düşünüyor olabilir o Allah'ın seçilmiş peygamberi o mucizelerle dolu. Tabiki de ama sonuçta insan ve bu teknoloji var, Allah bize de akıl vermiş. Oku demiş, bulun demiş. Sırlar, metafizik, biyoloji, kimya ve matematik… Bulan buluyor.

Gelelim bizim dönemimizde, 1890 yıllarında Nikola Tesla bir elinde elektrik kablosu, bir elinde ampulü yakan tek kişi ve titreşim ile ışınlanmayı, iklim kontrolünü, elektrik ve HAARP'ı icat eden tek bilim insanı, o bir peygamber değildi.

Tüm bunlar zararsız dedikleri HAARP tesisindeki yoğun radyo frekansından bazılarıydı kuşkusuz. HAARP projesi izole olmuş bir proje değil. ABD nin uzun yıllardır üzerinde çalıştığı pek çok projeden oluşan demetin bir parçasıdır.

Haarp teknolojisi üzerine çalışma yapan ülkelere bi bakalım ilk sırada Rusya, ABD, Çin, Japonya, İngiltere var.

ABD Savunma sanayisinin kapalı bütçesinden 3. 8 trilyon dolar ayırması.

Depremler yer altında ki titreşim frekansları değiştirerek HAARP ile yapılabilir.

Sismik ( Araştırma gemisi depremle ilgili) Rus deniz altına Haarp araştırma gemisi gizli çalışma yapıyor olması da dikkatleri çekmiştir.

O dönemlerde 1989 yılında ABD'de 20 yıl içinde Türkiye çölleşecek şeklinde iklim raporu yayınlandı.

Bizim sıkıntımız teknolojiyi bilmememiz. Bilmediğimizden olsa gerek imkânsız geliyor bize. 2 kilometreden tel kesiyor lazer ile görmüyorsun bile. Bu yapılıyorsa HAARP ile insan beynini ısıtılabilir ve beyni yakar bunlar elektromanyetik transfer teknolojileri ile mümkün.

Yer çekimi var dünyada. Bizi bir şey aşağıya çekiyor. Ne çekiyor sorusuna cevap olarak bizi çeken parçacıklar deniyor. Biz onları göremiyoruz. Nötron uzay parçacıkları geçiyor içimizden şuan gözümüz bunları görmüyor.

Uzay boşluğunda bir boşluk mu var?

Uzayı dolduran kaplayan bir madde var birçok bilim adamı karanlık maddeyi çalışıyor.

Bilim adamları dünyayı ve evreni nasıl hackleriz onun derdinde. Bazıları da tanrıcılık oynuyorlar ve çok ciddi paralar harcıyorlar

1900 yıllardan sonra teknolojik çalışmalar çok hızlandı. Bütün bilgisayarlar ağ üzerinden birbirlerine bağlandı. Bizide birbirimize bağlayacaklar yakın bir zamanda

Şuan biz bilgisayarlarda bakır kullanıyoruz iletkeni düşük hızı düşük ve ısınıyor bu sebepten dolayı cihazlara fan koyuyoruz.

Peki süper iletken kablolar işin içine girince ne olacak? Işık hızında bilgisayar olacak. ABD'nin bir kısmı DNA ile bir kısmı virüsle, bir kısmı kansere odaklanmış, bir kısmı yapay zekâya, bir kısmı teknolojiye, bir kısmı askeri alanlara, son kısımda HAARP teknolojisine odaklanmış durumda.

Bilgi teknolojilerinde adama, bilim alanında çalışmaya, üretmeye, buluşa ihtiyacımız var. Biz üretken olursak 50 yıl sonra korkutan bir Türk nesli ortaya çıkar. Bizim tek sıkıntımız bilime yatırım yapmıyoruz. Üniversiteleri çok iyi hale getirmemiz gerekiyor. Üniversiteler bilim öğretecek ve bilim sahaya yayılacak. Bu görevi üstlenecek insanları yetiştirmemiz gerekiyor.

Biz uyanıyoruz ve daha iyi olacağız.

Unutmayalım Kİ; Tesla deneyimini başarı ile tamamlamıştır. Yapay bir deprem oluşturmuştur. Deney bittikten sonra: "İsteseydim Manhattan’ı yerle bir edebilirdim." diye açık şekilde dile getirmiştir ve yapabileceklerini ve bu proje ile bugün inanılmaz bir şekilde devam etmektedir. Bunun ismi HAARP'dır.

HAARP teknolojisi ile birçok ülkeye diz çöktürmek isteniyor. Uzaktan bir şekilde müdahale edilecek, ileriki yıllarda bizleri neler bekliyor bilmemiz gerekiyor ve bu konuda gerekli tedbirler almalı yoksa aylak aylak yeryüzünde dolaşabiliriz.

İstanbul Times /Ömer Kantemür