CHP’DE HAYAL KIRIKLIĞI

12 Haziran seçimlerinin galibi AK Parti’ye dünya şapka çıkarıyor. Kurulduktan yakın bir süre sonra girilen bütün seçimleri kazanmak ve hele hele üçüncü kez oyunu daha da yükselterek, ülkedeki her iki seçmenden birinin tercih ettiği bir başarıya ulaşmak kolay kolay elde edilemeyecek bir zafer…

Aslında AK Parti’nin 12 Haziran seçimlerinden böyle bir sonuçla çıkması kamuoyu tarafından sürprizle karşılanmadı, anketlerin birçoğunda aşağı yukarı zaten bu oranda rakamlar öngörülüyordu. Halk, denenmiş, başarılı olduğu tescillenmiş bir hükümet dururken niçin kendini maceraya atsın ki? Akıl var mantık var; bir tarafta güven veren AK Parti, diğer tarafta uçuk kaçık vaatlerde bulunan diğer partiler…

Baraj altında kalan diğer partileri yazmıyorum, onların hangi akla hizmet ettiklerini anlamak gerçekten çok güç. Yüzde 5’i bile bulamayacakları gün gibi ortada dururken “iktidara gelirsek şunu yapacağız, bunu yapacağız” demeleri bana çok komik geliyordu. Siyasete yıllarını vermiş koskoca adamların saygınlıklarını korumaları gerektiğini düşünüyorum…

Neyse bunları geçelim, biz gelelim asıl konumuz; CHP’deki hayal kırıklığına…

EN FAZLA ALINACAK OY BUYDU

Aslında CHP’lilerin bayram etmesi lazım. Çünkü CHP’nin alacağı en fazla oy oranı ancak bu kadar olur. Halk, CHP’nin nasıl bir statüko muhafızı olduğunu unutmadı. Kılıçdaroğlu’nun bazı söylemleri kulağa hoş geldi ama partinin sicili, daha düne kadar yaptığı icraatlar yüzünden vatandaş bu söylemlere hep şüphe ile baktı. Kılıçdaroğlu, seçmenini beklenti içine sokmasaydı CHP’liler hayal kırıklığına uğramazdı, hatta 25.9’u buldukları için bayram bile ederlerdi. Ancak Kemal Bey öyle uçtu ki yüzde 40’ları, inanmadığı halde iktidar iddialarını sık sık ağzına aldı.

CHP’li kamuoyu kendilerini öylesine şartlandırdı ki, bazı kelli felli işadamları bile hayallerin gerçekleşeceğine inan-arak! bahis riskine girdi.

Kemal Bey, bu yenilgiyi partililerine başarı diye yutturmaya kalkıştı. Zaman kazanabilmek için de “yükselişe geçtik 4 yıl sonra iktidarız” dedi. 12 Haziran’daki iktidar hedefi tutmadı, 4 yıl sonrasına randevu verildi, 4 yıl sonraki seçimlerde sonuç alınamazsa -yılların suyu mu çıktı- bir dört yıl daha beklenilse ne olur ki?  

Seçmen belki bekletilir de, Baykal, Sav ve diğer muhaliflerin bu kadar sabırlı davranacaklarını sanılmıyor. Daha ilk günden Kılıçdaroğlu’na karşı kılıçlar çekildi bile. Şimdi merak edilen soru şu: Gandi balonunda 12 Haziran günü açılan delik kapatılacak mı, yoksa büyüyerek patlayacak mı?

 

Editör: TE Bilisim