Pınar Gültekin için yapılan eylemde polisin müdahalesi ile bugün Ayasofya’nın girişinde onlarca insanın birbirlerine çarparak hızlıca ilerleyişinde izlediğimiz polis müdahalesi aynı mı?

Pardon! Ayasofya’da polis müdahalesi var mıydı?

**

Bir mahalli Gazetede yazdığım “Her şey pahalı, çok pahalı” başlıklı yazımı okuyan hatırlar; Yedi Numara dizisinin bir sahnesine yer vermiştim.

Tekrar aynı diziden bir örnek daha vereceğim. Bu dizi benim çocukluğumun dizisidir. Ve bende ki yeri çok özeldir. Seneler geçtikçe, yeni diziler yazılıp çekildikçe Yedi Numara’nın değerini daha da iyi anlıyorum. Ve o yaşlarımda izlerken verilen mesajların alt metinleri de şimdi daha iyi idrak edebiliyorum.

Dizide Recep şöyle demişti: “Bizim memlekette erkekler kadınları döver. Daha sekiz yaşında filandım. Babam gözümün önünde anama bir yumruk vurunca kendimi dışarı attım. Etrafıma baktım tavuklar köpekler koçlar sığırlar... Hiçbir hayvanın erkeği dişisine kuvvetinin denemiyor. O zaman dedim ki: dişisine vuran erkeğe hayvan demek yanlış; hayvana haksızlık!”

**

PINAR GÜLTEKİN

Boğarak öldürülüyor!

Cansız bedeni yakılıyor!

Ardından varile koyularak üzerine beton dökülüyor!

Suçu ne? Reddetmek...

Reddedilmeyi, erkekliğine yapılmış bir darbe olarak gören zavallı beyin yoksunları yüzünden kaç kadın hayatını kaybedecek?

Böyle erkeklere hayvan demek yanlış değil mi? Hayvana haksızlık!

Pınar Gültekin’in katili ve onun gibi milyonlarca erkek:

Reddedilmeyi öldürür.

Kabullenmemeyi öldürür.

Kıskançlığı öldürür.

Yenilgiyi öldürür.

Kendi hırsları ve çıkarları için milyonlarca KADINI öldürür!

**

Gelelim İstanbul Sözleşmesine...

İstanbul Sözleşmesi nedir?

Kadına karşı şiddet ve aile içi şiddet konularında temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen bir uluslararası insan hakları sözleşmesidir.

Sözleşmede şu maddeler yer alıyor:

- Kadınları her türlü şiddete karşı korumak, aile içi şiddeti önlemek veya ortadan kaldırmak!

- Kadınları güçlendirmek, kadınlarla erkekler arasında önemli ölçüde eşitliği yaygınlaştırmak! Mağdurları korumak, politik tedbirleri tasarlamak!

- Uluslararası işbirliğini yaygınlaştırmak! Kolluk kuvvetleri birimlerinin birbiriyle etkili biçimde işbirliği yapmalarına destek ve yardım sağlamak…

Tabii yine sözleşmenin devamlılığı ile ilgili istemeyenler, sözleşme için elini taşın altına koymaktan çekinenler olacaktır!

Ama biz yine de #istanbulsözleşmesiyaşatır diyoruz!

**

2011’de 121 kadın cinayeti

2012’de 210 kadın cinayeti

2013’de 237 kadın cinayeti

2014’de 294 kadın cinayeti

2015’de 303 kadın cinayeti

2016’da 328 kadın cinayeti

2017’de 409 kadın cinayeti

2018’de 440 kadın cinayeti

2019’da 474 kadın cinayeti

2020’de .............................

Bu rakamlar bildiğimiz kadarı!

Neden azalacağı yerde artıyor?

Cinayetler her geçen yıl daha da artarak devam ediyorsa bunun sebebi toplumdaki yozlaşmanın karşılığını bulamayan ceza sistemi ve insanların eğitilemez oluşudur!

Maalesef atılan birkaç tweet ile baş sağlığı dileyip, lanetleyip beş dakika sonra normal hayata devam etmek ile çare olunmuyor bizlerin derdine!

Her şeyin temeli eğitimde yatıyor. Ailenin verdiği eğitimde bu noktada en önemli olanı...

Aileden sonra devam eden eğitim geliyor ardından.

Ama bu eğitim de her boş binaya üniversite açmakla olmuyor.

**

Yazıya başlarken bahsettiğim karşılaştırmaya geri dönersek eğer ülkedeki eşitsizliği görebiliriz.

Pınar Gültekin için yapılan eylemde polislerin tepkisini öfkeyle izledik. İnsanların durdurulmaya çalışılmasını, çıkan büyük kargaşayı ki zaten her kadın eyleminde karşılaştığımız manzara bu!

Polisin “kadına şiddete hayır” eyleminde kadına davranış şeklini...

Ve aradan 2 gün geçti.

Bugün, Ayasofya Camii bahçesinde sosyal mesafeye dikkat edilmeden bekleyişi izledik. İnsanların orada dip dibe sabahladıklarını gördük.

Ve yine bugün, Ayasofya’ya girişi de izledik. Polisin müdahalesini de gördük. İnsanlar hiçbir engel tanımaksızın geçip gittiler. Aradaki fark ne!

Karşılaştırın şimdi. Eşitlik nerede?

Soruyorum size, bu ülkede kadınlar için ne yapılıyor?

Bu ülkede gerçek anlamıyla kadına;

Evde

Cafede

Caddede

Ofiste

Sokakta

Parkta

Restoranda

YASADA yer var mı ?

İstanbul Times    /  Hande Balcan