Sıcak seçim gündemi üzerine

Bize geren, gerginlik çıkaran, ayrıştıran, kamplaştıran, şucu-bucu yaftası yapıştıran, derin devleti oluşturan, halkı öldürmekten çekinmeyen, kan ve kinin üzerinden rant elde eden siyasetçiler lazım değil.

HEKİMOĞLU SÜLEYMAN ÖZCAN Meselelere doğru bir nazar ile bakmadığımızdan, icmal ve düzlük mülahazası her nedense mümkün olmuyor.

Yalnız fikir halinde olan ve tartışmayı doğru bir arenada yapmayı başaranlar bundan müstesna. Afakî konuların temelini sarsan durum, ortaya atılmış bir bilgi kirliliğinden kaynaklandığından eminim. Yalnız tatbik ve tedarik doğru olursa meydana gelecek sonuçta buna paralel bir nizam gösterecek ve sonucun doğru çıkması muhtemelen vuku bulacaktır. İnkişaf gösteren ani meseleler gündemi meşgul ederse ve akabinde de pratiğe dönüşürse ortak bir merkez elde edilebilir.

Fakat merkeze yerleştirdiğimiz değere göre bu durum farklılık gösterebilir. İşin esası fiili ortaya koymadıkça gerçek tesirini görmemiz mümkün değildir. Geçmiş geleceğin göstergesi olduğuna göre, bu günün sıcak gündemi seçim ve seçim tarafları olan partileri ve yukarıda saydığımız meziyetlerini ele almanın vicdani bir mesele olduğunun kanısına varmış bulunmaktayım. Başlık ile bu yazdıklarım arasında bir bağ kuramayanlar olabilir. Gerçeği anlayabilmenin yolu nasıl sonucu görmekten geçtiğini biliyorsanız, yazımı anlayabilmenin temelinde de finale kadar sabretmekten geçtiğini bilmelisiniz.

Bir sürü alafranga sözü arka arkaya yazmak günümüzde entelektüel olmanın göstergesi sayılmakta, durum böyle olunca ben entelektüelliğin yanında gerçeğin taraftarıyım. Yani gündemimiz olan seçimi değerlendirirken kelimeler takla attırmanın, lafı gevelemenin bir anlamı bulunmamakta. Peki, ne yapmalıyız? Seçim için nasıl önerilerde bulunmalıyız?

PİSTE NE GEREK VAR, YOLA İNSENE

Seçim arifesine girdiğimiz bu günlerde hırçın, haşere, kızgın, gergin, saldırgan, küfürbaz, suskun, sessiz, anlamlı, akılcı, güncel vs. yorumlarla karşı karşıyayız. Barajı aşabilecek partiler aslında az çok tahmin edilmekte. Fakat son güne kadar Türk halkının tercihinde değişiklikler meydana gelmektedir. Geçmişte buna paralel sonuçlar meydana geldi. Siyasetçiler icraatlarını anlatmak yerine, farklı davranışların içine girmeleri bir yönden kutuplaşmayı tetiklemekteyse de, bu siyasetin doğası gereğidir. Ama bir gerçek var ki icraatlarını anlatmaya en muhtaç parti AK Parti'dir. 89 yılık cumhuriyet tarihinde ülke yararına iş yapan ve yaptığı ile tarih sayfasında yer alan liderlerin arasına girip, adını M. Kemal Atatürk, Adnan Menderes, Turgut Özal'dan sonra dördüncü efsane lider olarak yazdıran ve bunu hayata iken başaran tek lider Recep Tayyip Erdoğan'dır.

Bu yüzden Erdoğan Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ile tartışmak yerine icraatlarını doğru biçimde anlatması seçim propagandası için kafi geleceğinin kanısındayım. Nedeni soracak olursanız, ilk kez karayolu ile ülkeyi bir başından öbür başına gezdim. Neredeyse her yere duble yol ile gidiyorsunuz. Malumunuz 81 illimiz arasında hava sahasına sahip olmayanlardan biride Bingöl illimizdir. Düşündüm ki; Bingöl semalarında yakıt tankı delinen ve en yakın hava sahasına ulaşma olanağı bulunmayan bir uçağın akıbeti ne olur? Sonra o duble yolara baktığımda, cesur bir pilot tereddüt etmeden karayolları ile irtibata geçip karayoluna inebilir dedim. Buda ak partinin icraatlarından sadece birisidir. İşin özü asıl meseleye gelirsek, başbakan ortalığı kasıp kavuran ve insanları birbirine düşürmekten geri durmayan liderlerle polemiğe girme yerine icraatlarını anlatmayı tercih etmelidir. Başbakan gönül rahatlığı ile "Uçak mı arızalandı piste ne gerek var yola insene" diyebilir.

TÜRKİYE NEREYE GİDİYOR?

Milletimizin herhangi bir araştırma yapmadan, görüp ya da duyduğu gibi siyasete alet olması ve siyasetçilere inanması ancak bir taklit olsa gerek. İşte bu tür davranışlar taklide göre ayarlandığından onda muhakeme aramak yanlıştır. Onlar grupların akışına ve harici müessirlerin ağır basmasına göre sık sık yer ve yön değiştirmeleri kaçınılmaz olur.

Bize; geren, gerginlik çıkaran, ayrıştıran, kamplaştıran, şucu-bucu yaftası yapıştıran, irticayı hortlatan, derin devleti oluşturan, halkı öldürmekten çekinmeyen, kan ve kinin üzerinden rant elde eden siyasetçiler lazım değil. Bize; bütünleştiren, ayırmayan, günah melaikeleri gibi kusur irdelemeyen, kötülüğe karşı iyilikle muamele eden siyasetçiler lazım. Bu yüzden hür olan milletimiz bir an önce kendine gelmeli ve mukavemet gösteren liderleri ters düz edip kendilerine getirmeli. Yoksa huzur ve sakin olan bu sokaklarda küffarın (fitnenin) gezmesi pek yakın olacaktır.

 

Editör: TE Bilisim