<strong style="font-family: 'PT Sans', sans-serif; font-size: 15px; line-height: 22px; margin: 0px; padding: 0px; border: 0px; outline: 0px; vertical-align: baseline; background: transparent;">-Atatürk’ün İstanbul’unu bize anlatır mısınız? İstanbul O’nun için ne ifade ediyordu?</strong> <p style="margin: 0px; padding: 0px; border: 0px; outline: 0px; font-size: 15px; vertical-align: baseline; font-family: 'PT Sans', sans-serif; line-height: 22px; background: transparent;">İstanbul Atatürk’ün, hayatının belki de en mutlu günlerini geçirdiği şehir. Ayrıca birçok devrimi de bu şehirde gerçekleştirdi.<br /> 1899- 1919 ve 1927-1938 yılları arasında İstanbul’da geçirdiği her an anılarla dolu. Atatürk’ün ilk kez Harp Okulu’na başladığı günlerde geldiği İstanbul, hayatının önemli bölümünü geçireceği, kendisinde hayranlık uyandıran bir şehir halini aldı.<br /> <br /> Manastır Askeri İdadisi’ni bitirdikten sonra 13 Mart 1899 günü bugün genel merkezi Ankara’ya taşınmış olan o zamanlarda Pangaltı’da bulunan Harbiye Mektebi’nde İstanbul’da okumaya başladı.<br /> 1900’lü yıllardan 10 Kasım 1938’de aramızdan ayrılışına kadar İstanbul’da pek çok anı yaşamış, tarihi günlere şahitlik etmiş, kendisi ve Türk milleti için tarihi baştan yazacak devrimlere İstanbul’da öncülük etmiştir.</p> <p style="margin: 0px; padding: 0px; border: 0px; outline: 0px; font-size: 15px; vertical-align: baseline; font-family: 'PT Sans', sans-serif; line-height: 22px; background: transparent;"><strong style="margin: 0px; padding: 0px; border: 0px; outline: 0px; vertical-align: baseline; background: transparent;">‘SELANİK’TEN SONRA EN SEVDİĞİ ŞEHİR İSTANBUL OLDU’ <br /> </strong></p> <p style="margin: 0px; padding: 0px; border: 0px; outline: 0px; font-size: 15px; vertical-align: baseline; font-family: 'PT Sans', sans-serif; line-height: 22px; background: transparent;">Yaz tatillerinde Selanik’ten İstanbul’a gelen Mustafa Kemal Harbiye’ye gelişinde şöyle söylemişti: ‘Osmanlı Devleti’nin temellerinin daha hızlı çatırdamakta olduğunu bu sefer daha iyi hissettim...<br /> <br /> Rumeli’de Sırp, Rum, Bulgar komitecilerini besleyen Ruslar buraları bizden bütünüyle koparmak çabasındalar, ordularımızın başında bulunan komutanlar aciz. Abdülhamid ise Avrupa’nın politikasından bütünüyle habersiz.’<br /> Trablusgarb savaşı için henüz yola çıkmamış Selanik’te Beyaz Kule’de sınıf arkadaşı Ali Fuat (Cebesoy) ile konuşurken ‘Müteessirim doğup büyüdüğüm Selanik acaba Türklerin elinde kalacak mı?...<br /> <br /> Ah, Selanik, seni bir daha Türk olarak görebilecek miyim?’ derken gözlerinden yaşlar süzülmüştü. Balkan Savaşları sonrası elden çıkan Selanik’in Misak-ı Milli sınırları dışında kalması Atatürk’ün ömrü boyunca içinde bir ukde olarak kalacaktı.<br /> <br /> İstanbul, zaman içinde Selanik’ten sonra en sevdiği şehir oldu. Trablusgarb Savaşı’ndan sonra artık tekrar Selanik’e dönmedi. Zübeyde Hanım ve Makbule Hanım da Beşiktaş’taki Akaretler’de 76 numaralı eve yerleşti.</p> <p style="margin: 0px; padding: 0px; border: 0px; outline: 0px; font-size: 15px; vertical-align: baseline; font-family: 'PT Sans', sans-serif; line-height: 22px; background: transparent;"><strong style="margin: 0px; padding: 0px; border: 0px; outline: 0px; vertical-align: baseline; background: transparent;">KURTULUŞ MÜCADELESİNİ ŞİŞLİ’DEKİ PEMBE EV’DE PLANLADI <br /> </strong></p> <p style="margin: 0px; padding: 0px; border: 0px; outline: 0px; font-size: 15px; vertical-align: baseline; font-family: 'PT Sans', sans-serif; line-height: 22px; background: transparent;">Kurtuluş mücadelesine başlayacağı 3 Kasım 1918 günü Üsküdar’dan kayığa binen önder, o gün ‘Düşmanlar geldikleri gibi gidecekler’ demişti.<br /> <br /> Bir tevafuk eseri Mustafa Kemal’in İstanbul’a geldiği gün boğaza demirleyen İngiliz, Fransız, Yunan ve İtalyan kuvvetlerinden oluşan 54 parçalık donanma 3 senelik zaman zarfında geldikleri gibi gitmek zorunda kalmışlardı.<br /> <br /> lkin ülkenin çok da parlak görünmeyen geleceğini İstanbul’da birtakım kurtuluş çareleri araştırarak geçirdi Atatürk. 3 Kasım 1918’den 16 Mayıs 1919’a kadar geçen 6 aylık süreçte “Şişli’deki Pembe Ev”de kaldı.<br /> <br /> Buradan sık sık yürüyerek Süleymaniye’de İsmet Bey’in (İnönü) konağına gelip silah arkadaşlarıyla ülkenin geleceğine dair planları konuşuyordu.<br /> Günümüzde İstanbul Üniversitesi’nin Rektörlük binası olarak kullanılan bina o dönemde Harbiye Nezareti (Genelkurmay Başkanlığı) olarak kullanıldı. Göreviyle ilgili yazışmalar ve görüşmeler için sık sık buraya geliyordu.<br /> <br /> Pera Palas’ın ardından Halep’te tanıştığı Hıristiyan bir aile Arap Salih Fansa’nın Beyoğlu’ndaki konağında bir ay kaldı ve bayan Fansa işte bu süreçte Şişli’deki pembe evi O’nun için kiraladı.</p> <p style="margin: 0px; padding: 0px; border: 0px; outline: 0px; font-size: 15px; vertical-align: baseline; font-family: 'PT Sans', sans-serif; line-height: 22px; background: transparent;"><strong style="margin: 0px; padding: 0px; border: 0px; outline: 0px; vertical-align: baseline; background: transparent;">‘MİLLİ MÜCADELESİNE TANIKLIK EDEN ÖZEL BİR KENT’<br /> </strong></p> <p style="margin: 0px; padding: 0px; border: 0px; outline: 0px; font-size: 15px; vertical-align: baseline; font-family: 'PT Sans', sans-serif; line-height: 22px; background: transparent;">Atatürk bu dönemde annesi ve kız kardeşi Makbule Hanım ile yaşamak yerine yalnız yaşamayı tercih etti. Nedeni ise annesinin oğlunun iyiliğini düşünerek devamlı surette onu uyarmaya çalışması oldu<br /> <br /> Öyle ki Zübeyde Hanım bir gün Şişli’deki pembe evde Mustafa Kemal’in arkadaşlarıyla konuşmalarına şahit olur ve oğlunu; “Yedi evliya kuvveti olan padişahımız efendimize sen ve arkadaşların isyan mı edeceksiniz, aman oğlum!” diye uyardı...<br /> <br /> Milli Mücadele’yi hazırladığı bir başka mekân da Beyoğlu’nda Bursa Sokağı’nda Madam Corinne’in evi. Cenova doğumlu İtalyan Madam Corinne, Beyoğlu Bursa Sokak’ta bugünkü Sadri Alışık Sokak’taki 4 katlı 36 numaralı konağını kulüp haline getirmişti.</p> <p style="margin: 0px; padding: 0px; border: 0px; outline: 0px; font-size: 15px; vertical-align: baseline; font-family: 'PT Sans', sans-serif; line-height: 22px; background: transparent;">Burada Corinne piyano çalar Namık Kemal’in torunu Cezmi kemanıyla ona eşlik ederdi. Selim Sırrı (Tarcan), Abdülhak Hamit Tarhan ve eşi Lüsien de bu kulübe devam eden entelektüeller arasındaydı.</p> <p style="margin: 0px; padding: 0px; border: 0px; outline: 0px; font-size: 15px; vertical-align: baseline; font-family: 'PT Sans', sans-serif; line-height: 22px; background: transparent;">Corinne ve Mustafa Kemal 1916’ya kadar Fransızca olarak mektuplaşmıştı.<br /> <br /> Corinne çoğu zaman Mustafa Kemal’in imla hatalarını da düzeltirdi. Mustafa Kemal henüz İstanbul’dayken evi İngilizler tarafından basılmış ve duvarda asılı Mustafa Kemal’in resmini indirmişlerdi.<br /> <br /> Madam Corinne, Mustafa Kemal Anadolu’ya geçtikten sonra sürekli tahkikata maruz kaldığından İtalya’ya kaçmak zorunda kalmıştı.<br /> <br /> Atatürk’le mektuplaşmaları uzun yıllar sürdü. Bu mektuplar, Cumhuriyet Kitaplığı’nda kitap olarak da basıldığı gibi 21 Kasım 1954-6 Aralık 1954 yılları arasında Milliyet Gazetesi’nde tefrika olarak yayınlandı.</p> <p style="margin: 0px; padding: 0px; border: 0px; outline: 0px; font-size: 15px; vertical-align: baseline; font-family: 'PT Sans', sans-serif; line-height: 22px; background: transparent;"><strong style="margin: 0px; padding: 0px; border: 0px; outline: 0px; vertical-align: baseline; background: transparent;">O'NUN İÇİN ÖZGÜRLÜĞÜN VE MUTLULUĞUN ADRESİYDİ <br /> </strong></p> <p style="margin: 0px; padding: 0px; border: 0px; outline: 0px; font-size: 15px; vertical-align: baseline; font-family: 'PT Sans', sans-serif; line-height: 22px; background: transparent;">Atatürk her işin uzmanından faydalanması gerekliliğinin bilincinde okuma âşığı bir karakterdi.</p> <p style="margin: 0px; padding: 0px; border: 0px; outline: 0px; font-size: 15px; vertical-align: baseline; font-family: 'PT Sans', sans-serif; line-height: 22px; background: transparent;">Özellikle çok önem verdiği dil ve tarih çalışmalarında konunun uzmanı araştırmacıları bir araya getirmek amacıyla topladığı kongrelerle İstanbul’un bir kültür başkenti olma özelliğini korumasına katkı sağlayacak çalışmalar yaptı.</p> <p style="margin: 0px; padding: 0px; border: 0px; outline: 0px; font-size: 15px; vertical-align: baseline; font-family: 'PT Sans', sans-serif; line-height: 22px; background: transparent;"><strong style="margin: 0px; padding: 0px; border: 0px; outline: 0px; vertical-align: baseline; background: transparent;">ATATÜRK’ÜN EN ÖNEMLİ ANLARI İSTANBUL’DA GEÇTİ <br /> </strong></p> <p style="margin: 0px; padding: 0px; border: 0px; outline: 0px; font-size: 15px; vertical-align: baseline; font-family: 'PT Sans', sans-serif; line-height: 22px; background: transparent;">Atatürk için özel bir kent olan İstanbul en önemli olayların da şahidi oldu. İstanbul’da bulunduğu sürelerde Atatürk akademisyenlerle görüşmüş...</p> <p style="margin: 0px; padding: 0px; border: 0px; outline: 0px; font-size: 15px; vertical-align: baseline; font-family: 'PT Sans', sans-serif; line-height: 22px; background: transparent;"></p>