KÜRT SORUNUNA YENİ BİR DİL LAZIM 

Eli kınalı ana kuzuları ardı ardına toprağa düşüyor ve kan kırmızı bayrağımızın alına al katıyor. M. Akif Ersoy’un “Ey şehit oğlu şehit isteme benden makber sana aguşunu açmış bekliyor peygamber” sözünü hafızalarımızda diri tutuyor. Erdoğan’ın şehitlere dönerek titreyen ses tonu ile; “Siz ölüler değilsiniz” demesi izleyenlerin yüreğini burktu. O yüce mevkiinin öneminin yanı sıra anlamsız bir kavgaya kurban gitmeleri bir Kürt yurttaş olarak içimi acıtıyor. Son günlerde uzmanların birleştiği en önemli noktalardan biri olan “Ortak Dil” önerisini biraz derinlemesine ele aldığımızda olumlu sonuçlar doğurabileceğine inanıyorum. Ülkenin üzerine çöken bu karabulutların bir an önce dağılması için herkesin insafa ve izana gelmesi gerekir. Kaybettiğimiz şehitlerin acısı ile kıvranan halkımıza moral gerek. Doğudan batıya hemen her ocağa düşen bu kor ateş insanın ciğerlerini dağlıyor. Öte taraftan Mehmetçik gibi hayatının baharında dağa çıkmış ve öldürülmüş teröristlerinde bir anaya ve babaya sahip olduklarını unutmamak gerek. Başbuğ’un söylediği gibi; “Teröriste insandır.” Teröristin insan olduğunu ve etkin mücadelenin sadece silahla olamayacağını kavramak istemeyenler halen varlığını koruyor.

OHAL’İ İSTEMEK İHANETİR.

Ülkenin yöneticiliğine talip olanlar eski alışkanlıklardan kopamadığı açık. Ohal’i geri getirilmesi gerektiğini savunan bir siyasetçi utanç kaynağıdır. Ohal’in geri gelmesini savunanlar, Doğu ve Güneydoğuya üvey evlat muamelesi yapanlardır. Bu üvey evlat muamelesi yüzünden terör bu hale gelmedi mi? Ohal’i isteyenler terörün bitmesini istemiyor. Buradan da anlaşılacaktır ki bazı kesimler terörden beslenmektedir. Bu besin kaynağını kaybetmek istemeyen siyasi gruplar söylemleri ile ülkeye ihanetlerini ortaya koyuyor. Ak partinin teröre sosyal çareler araması ve bunun için “Demokratik Açılım ve Kardeşlik Projesini” hayata geçirmesi PKK Terör örgütü başta olmak üzere birçok siyasi örgütün de işine gelmedi. Bazıları bunu deklere etmekten hicap etmiyorlar. Bahçeli şunu unutmasın ki; Türkiye eski Türkiye, Kürt haklıda eski Kürt halkı değildir. Artık sindirme politikası ile PKK ve Kürt ayrımı yapmadan herkese züllüme kalkışmak bölünmenin başlangıcı olacaktır. Eğer bu gün Türkler ve Kürtler beraber yaşıyorsa bunu dindar Kürtlere borçluyuz. Şayet dindar Kürtlerde siyasal Kürtler gibi hareket etseydi. Ülkenin bölünmesi kaçınılmazdı. Ama Bahçeli Ohal’i geri gelmesini isteyerek ülkenin bölünmesini amaçlamak da ve en büyük ihaneti işlemektedir. Şimdi soruyorum; “Ey halkım demokratik açılımı başarıya kavuşturmak mı ihanet, Ohal’i geri istemek mi?”

TERÖRÜ BİTİRMEK!...

                Bunun için Kürtlerin siyasi temsilcisinin kimler olduğunu iyi analiz etmek gerekir. Bu analizi yaparken bölgeden oy almış partilere bakalım. Kürtlerin temsilcisi aldığı oy oranı ile başta BDP  ve Ak partidir. Olumlu bir dile katkı yapacak herkesi dinlemek lazım. Bu ülkeyi bölmek isteyen iç ve dış güçlere karşı birlik olmalıyız. Şunu unutmamak gerekir ki; PKK ile Kürtler aynı değildir. Kürtler ülkenin sivil yurttaşları, PKK ise bir terör örgütüdür. Bu örgütün amacını ve istemlerini iyi analiz etmek gerekir. Bu insanlar neden dağı çıktı, sorunları ne? Bu sorunları sırf “Kandırılarak dağı çıkarılmış, beyni yıkanmış” gibi ucuz sözlerle açıklamak güldürücüdür. Beyni yıkanmış 5000 silahlı ve onu destekleyen beş milyon insan gözükmekte. Bu kadar insanı öldürerek mi PKK belasında çözüme kavuşacağız? Çözümün silahla gelemediğini geçen 30 yılık süreçte gördük. Bu yüzden de Ak partinin yapmak istediği açılımı desteklemeli ve daha önce CHP’ninde benzer raporunu derinlemesine ele almak gerekir. Bunu yaparken de “Siyasi kazanım ve siyasi kaybetmeyi” göze almalılar. Başbakan her seferinde bu süreci güzellikle sonlandırmak için her türlü bedeli ödemeye hazır olduğunu belirtmekte. Türk halkı aynı cesareti terörden beslenen BDP ve MHP’den de bekliyor. Terörü bitirme adına atılacak adımlar ayrıca halkın umudu diye deklere edilen ve afişe edilerek pof puflanan Kemal Kılıçdaroğlu’nada bir Samimiyet testi olacaktır. KIlıçdaroğlu gerçekten halkçı ise, halkın ciğerine kor ateşler düşüren bu terör belasını çözümde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde hazırlanan “Demokratik Açılım ve Kardeşlik Projesine” farklı bir dil ve farklı bir çözüm önerisi de ekleyerek destekleyecektir. Eğer Kılıçdaroğlu Baykal gibi mızıkçılık yapacaksa halk onun da Baykal’dan farklı olmadığını anlayacaktır. Kılıçdaroğlu’nun çözüme karşı olumsuz duruşu CHP’de yükselişe geçen oy oranı düşüşe geçirmekle kalmayacak, Baykal’ın oy oranından daha da aşağılara indirecektir. Tüm halkımızın bu konulara karşı sağ duyulu olmasını temenni ederim.

 

Editör: TE Bilisim