İyi İnsan Olabilmeyi Başarmak
İstanbul’a ilk geldiğim yıllarda üç sene Bahçelievler’de ikamet ettim.O zamanda işyerlerimiz Zeytinburnu’ndaydı. Aradan geçen 30 yıla rağmen halen vaktimin önemli bir kısmı burada geçiyor.
İlçemizin en kaliteli ve en önemli hastanesi olan Avrasya’a ilk kurulduğu yıllarda kurucu başhekim olan Hastanenin sahibi Hüseyin Urlu akut apandis ameliyatımı yaparak sağlığıma kavuşmama vesile oldu.
Yıllar sonra ciğerparem oğlum Yusuf Sıddık'ta yine burada fıtık ameliyatı oldu.Son kızım Zeynep Nisa da,ki şu an bir buçuk yaşında AVRASYA’da gözlerini dünyaya açtı.
Yani Avrasya Hospital ailesi ile yakından tanışan Nadir basın mensuplarından birisi olduğuma inanıyorum.
Bu kanıya da öyle bir günde varmış değilim.1999’dan günümüze geçen 11 yıllık sürede hemen hemen her hafta bir şekilde hem Hüseyin bey ile hem de İbrahim bey ile bir şekilde görüştüm. Yoğun işleri olmalarına rağmen o kadar alçak gönüllü ve cana yakınlar ki benimle sohbet etmeden ve bir çay ısmarlamadan beni bırakmazlar.
Hatta bazen Basın yayın ve halkla ilişkiler sorumlusu Emre bey ile görüşüp İbrahim bey’i meşgul etmek istemediğim için ofisine gitmediğim zaman özellikle beni davet ederek onore etmesi karşısında hep hastane ve hastalara ayıracağı zamanı bana ayırdı diye üzülür hayıflanırım.
Ek Hastane binalarına başladıkları zaman yanı başındaki Batı Trakya Spor kulübü sahasında 4–5 metre arsaları olduğu halde sadece sahanın bozulmaması adına kendi arsalarına bile inşaat yapmaktan vaz geçen Nezih ve asil insanlar olduğunu da yakinen biliyorum.
Onlarca sosyal sorumluluk projesine destek ve katkı yaptıklarını biliyorum. Mesela çok yakın bir süre önce İstanbul’ın 39 ilçesindeki halk Eğitim merkezleri kursiyerlerinin yaptığı el emeği göz nuru ürünlerin sergilendiği HEMFEST fuarının tanıtım sponsoru olan AVRASYA Hospital Gebze’den Silivri’ye kadar her tarafı bez pankartlarla donatarak hem el emeği göz nuruna destek oldu,hem de ZEYTİNBURNU’nun ismini milyonlarca insana duyurdu. Şimdi vicdan sahibi bir insan yapılan bu etkinliğe kötü diyebilir mi ?
Vicdanımdan ve kalbimden gelen bu duygularımı burada yazarken Hüseyin Urlu’nun da,İbrahim Urlu’ nun da,AVRASYA gibi bırakın Zeytinburnu’nu İstanbul ve Türkiye mal olmuş Marka bir Hastanenin benim bu kelimelere hiç ihtiyaçları yoktur. Ama milyonlarca insana şifa dağıtan bir kuruma hepimizin çok ihtiyacı var.
Urlu ailesi Ekonomik özgürlüklerini elde etmiş eğitimli ve onurlu insanlardır.Bunlar kendi arsalarına kendi özkaynakları ile ek bir bina yaparak başta Zeytinburnu halkı akabinde diğer insanlara şifa dağıtacak bir mekan yaptıkları için yapılması gereken tek şey bir çok insanın yatırım yapmaktan çekindiği bir ortamda elini taşın altına koyup risk anlanlara ancak TEŞEKKÜR EDİLİR.
İstanbul’un tüm ilçelerini işim gereği gezen birisi olarak Avrasya gibi sosyal projelere destek olan ve ilçesinin tanıtımını bu derece yapan başka bir hastaneye rastlamadım dersem abartı olmaz. Zaten yapılan anketler de beni doğrular nitelikte.
Urlu ailesi o kadar kibar ve nazik ki hastanenin yeniden dekore edilmesine katkı yapan firma idarecilerine teşekkür belgesi vererek emeklerini unutmaması ne kadar güzel bir davranış. O törene sağ olsunlar bizi de davet etmişlerdi.Hastaneye iş yapan firmalara size para ödemediler mi dedim hepsi terimiz soğumadan paramızı aldık dediler.Peki hem paranızı alarak kazanç elde ettiniz hem de ödül aldınız bu nasıl iş dediğimde işte bu da AVRASYA farkı dediler.
Bazıları Avrasya’nın Haberleri Sizde çok Çıkıyor Onun İçin Bu Kadar Olumlu Yazı Yazdığımı İddia Edebilirler Onlara da Birkaç Sözüm Var
Avrasya ve markalaşma yolunda ilerleyen bir çok firmanın kriterleri var.Avrasya’nın haberleri bizde yayınlanmadan önce uzun süre gazetemizi incelemeye almışlar.50.Sayıdan sonramı veya ondan birkaç sayı öncemi bize siz rüştünüzü ispatladınız zaman zaman ilanlarımızı ve haberlerimizin gazetenizde yayınlamak isteriz dediler.
Avrasya ile sağlık bilgileri alma konusunda mutabık kaldık. Bizim Avrasya ile ilişkimiz budur. Anket yapılsın inanıyorum ki halkın % 95’i URLU ailesinin dürüst ve hak hukuk bildiğini söyleyecektir. Bu vesileyle Zeytinburnu kitabının yazarı olarak ilçemizin adı ile özdeşleşen güzel ve kaliteli bir hastane kurdukları için Hüseyin ve İbrahim Urlu başta olmak üzere tüm Urlu ailesine saygılarımı sunuyorum.
Yazımın Başlığına Gelirsem ….
Gözümle ve gönlümle tanıdığım insanlar derken birkaç tane daha ilkeli ve iyi insanın ismini zikredeyim de iş sadece URLU ailesi ile sınırlı kalmasın. Geçen gün Mimar Süleyman Uluocak ile alakalı minicik bir izlenimimi yazdım bir çok yorum geldi.Ve dediler ki senin yere göğe sığdıramadığın Uluocak referandumda HAYIR için çalıştı.Yahu arkadaşlar bir insanın iyi veya kötü olmasının tek ölçüsü referandum da EVET veya HAYIR demekle mi belli oluyor yani !...
Bugün Gözümle ve gönlümle beğendiğim insanların sadece Zeytinburnu’ ndakiler den bir kısmının ismini yazacağım;
Abdurrahman Damaoğlu,Muzaffer Uçar,Süleyman Oluocak,Celal Gülbaş,Cahit Bayram, Sefer Kocabaş,Engin Şen,Gökalp Mahalle Muhtarı Celal Ertuğrul, Sümer Mahalle muhtarı Akın Coşkun,Cemal Taşdemir,Hakan Yıldırım,Bekir Eğerci,Ali Kulil, Yüksel Durmuş,Mehmet Karaca,Hasan Sertçelik, Taccettin Akdağ,Fikret Konya,İlkay Biber,Yaşar Dindar,Kadem Emanet, bunlar sadece ilk etapta aklıma gelen dostlarımın isimleridir.Yoksa Zeytinburnu’nda beni tanıyan en az 50 bin kişi vardır,benimde isimle olmazsa bile simaen tanıdığım en az 10 bin kişi vardır.
İsimlerini yazamadığım dostlarım haklarını helal etsinler.
[email protected] 17.10.2010 Hüseyin Çetiner