İstanbul’un haklı şöhreti gerek ülkemizde, gerekse de dünya üzerinde tartışma götürmez. Fatih Sultan Mehmet Han bundan tam 557 yıl önce İstanbul’u köhneleşmiş Bizans’tan alarak ilimde bilimde ve ticarette bir dünya başkenti yapmıştı. 

Fetihten 520 yıl sonra İngilizlerin başını çektiği ihtilaf devletleri 1918’de İstanbul’u işgal ettiler. Bu durumu gören Mustafa Kemal Atatürk aynen şunu söylemiştir “ Geldikleri gibi de Giderler”. 

Beş yıl süren işgal M.Kemal Paşa’nın dediği gibi geldikleri gibi de gittiler ile son buldu. Bir dünya şehri olan İstanbul hakkında Napolyon Bonapart şöyle demiştir. " Dünya tek devletten müteşşekil olsaydı payitahtı İstanbul olurdu"

İstanbul hakkında kısa bir bilgi verelim. İstanbul Türkiye’nin en kalabalık, iktisadi ve kültürel açıdan en önemli şehridir. Belediye sınırları göz önüne alınarak yapılan sıralamaya göre 11 milyonu geçen nüfusuyla dünyada üçüncü, Avrupada birinci sırada gelir.

Yedi Tepe

İstanbul kültürü, tarihi, eğlencesi ile gezilmesi gereken mükemmel bir şehir. Özellikle eski İstanbul bölgesi olan Sultanahmet ise sokaklar binaları ve tarihi yapısı ile görülmesi gereken bir şehr-i cazibedir. İstanbul, insanı içindeyken bıktıran dışındayken özleten şehir.

Bu şehirde yok yok... İsteyene tarih, isteyene eğlence, isteyene kültür... Gündüz Sultanahmet bölgesi, akşam Taksim bölgesi. Dünya’nın en iyi şehirlerinden birisi nereye gidersem gidiyim onsuz olamayacağım bir şehir sanki bir terapi istanbulun güzelliği, tarihi yaşanmışları, benim için.   

(:güzelliklerini övmek güçlüklerine sövmek ve her şeye rağmen huzur verir istanbulda ölmek... Demiş şair :) ne güzel demiş. Benim için İstanbul anlatılmaz yaşanır diyorum. Yaşamayanlara tavsiye ediyorum. Birde istanbulda yaşamak güzel olduğu kadar bir, o kadarda zordur.

İstanbulun aslında birde gerçek yüzü vardır. Gündüzleri sokak çalgıcıları, dilenci çocuklar, merdiven altındaki tinerciler, duraklarda ateme; lerde kendilerine ev yapanlar. kapkaçcılar, Son asayiş raporu, kentteki suç oranlarının endişe verici noktaya geldiğini ortaya koydu. Gasp ve yankesicilikte Beyoğlu, cinayette Zeytinburnu, hırsızlıkta Beşiktaş, kapkaçta Topkapı başı çekiyor. ''İstanbul'da suç olaylarının nasıl azaltılabileceği' sorulduğunda alınan cevaplar son derece ilginç ve isabetlidir. Buna göre yüzde 38,8'i işsizlik, yoksulluk gibi ekonomik sorunlara çare bulunarak şiddetin önlenebileceğine inanıyor. Katılımcıların yüzde 18,9'u şiddetin önlenmesi için göçün durdurulması gerektiğini düşünüyor. Yüzde 15,8'i de toplumun eğitim seviyesinin yükseltilmesi gerektiğini, yüzde 12,8'i cezaların süre olarak da caydırıcı hale getirilmesini, yüzde 7,8'i polisiye tedbirlerin artırılmasını, yüzde 5,3’ü ise ahlak eğitiminin verilmesi gerektiğini ifade ediyor. Aslında tüm bu cevaplar, toplumsal şartların suç ve suçlu ürettiği şeklinde bir algılama olduğunu göstermektedir.'' 

Birazda İstanbul’un nasıl fethedildiğinden bahsedelim 

İstanbul'un Fethine geçmeden önce, 1408 sene önce zuhur eden ilahi Mu'cize ve Müjdeyi inceleyelim. Ondan sonra Fethi anlatalım Peygamber Efendimiz Hadis-i Şeriflerinde; “Konstantiniyye(İstanbul) elbet Feth olunacaktır. Onu Feth eden Kumandan ne güzel Kumandan, Feth eden Asker, ne güzel Askerdir” buyurmuşlardır.

--Kur'an-ı Kerim'de, Sebe Süresi'nin 15. Ayetinde geçen; “Allah tarafından koruma altına alınan güzel bir belde vardır.” Bu Ayette geçen “Tayyib” çok güzel, “Belde” yaşanılan yer. “Beldetün Tayyibetün”de ise; Yaşanılan çok güzel bir belde(yer) ye işaret ediliyor.

--Molla CAMİİ Hazretleri (İslam Aleminin büyük Alimlerinden) bu Ayet-i Kerime'yi incelemiş ve “Beldetün Tayyibetün” cümlesinin harflerinin “Ebced ” Heasbına göre toplam, 857(hicri) Miladi 1453 yılını gösterdiğini ortaya çıkarmıştır.

Bu Ayet-i Kerime’de Fethin Mu'cizesi gizlidir. Ancak Kalp Gözü açık olan Din Alimleri bu sırrı çözebilmiş. Biz müjdelerin kısa olanına alışmışız ve hemen olmasını isteriz. Ancak Fethin Müjdesi yaklaşık 857 yıl sonra gerçekleşmiştir. 

İkindi Namazı:
--Fatih, “Kevser Süresi”nin gereğini yerine getirerek, Fetihten hemen sonra İkindi Namazını kılarak Secde’ye vardı. Ayasofya Kilisesi’ni Cami’ye çevirerek İlk İkindi Namazında kendisi İmam oldu. Namaz’a durunca “Tekbir” aldı, “Allahu Ekber” dedi ve el bağladı. Tekrar “Tekbir” aldı, el bağladı. Üçüncü defa “Tekbir” aldı ve el bağladı, ondan sonra Namaz’ı kıldırdı. Askerler şaşırmışlardı.. Alışılmışın dışında “Üç Tekbirle” Namaz’a başlanmıştı. Namaz’dan sonra Fatih’e sordular; “Sultanım niçin Üç Tekbir aldınız? ” Fatih: “İlk Tekbir’den önce niyet ettim; Allahım Kabe’yi bana göster dedim, olmadı. Tekrar Tekbir aldım, yine Kabe’yi göremedim. Üçüncü Tekbir’de; Allahım, İstanbul’un güzelliğini gözümün önüne perde yapıp Kabe’yi bana unutturma! .. Arada mekan ve mesafeyi kaldır, Kabetullah’ı bana göster Allahım, dedim ve Üçüncü Tekbir’i aldım. Kabe karşıma geldi ve ondan sonra Namaz’ı kıldırdım.” Dedi.
 

 Ve Fatih Öldürülüyor:
--İstanbul’un Fethi başından sonuna kadar Mu’cizeler’le doludur. Fatih, hayatı boyunca düşmanları tarafından 13 defa zehirlenmiştir. Sonuncusunda Doktoru, Ermeni Asıllı YAKAPO adındaki YAHUDİ tarafından KAHVE içirilerek zehirlenmiş ve öldürülmüştür. Dr. Yakapo’nun, Kahve’nin içrisine koymuş olduğu bir zehirle, Fatih’in ciğerleri adeta parça parça ağzından çıkmıştır. Şimdinin 400 bin altın değerinde rüşvet karşılığında Yakapo zehiri Fatih’e verir... Sonra Dr. Yakapo, Müslüman Türkler tarafından linç edilerek öldürülür. İtalya’da Papa ve Dünyadaki Kiliseler, “Fatih Öldü” diye “Şükür Ayinleri” yaptılar. Eğlenceler düzenlediler.

İşte dün İstanbul’un kurtuluş etkinlikleri kutlandı.İstanbul ile alakalı bilgileri gençlere aktararak buranın ne kadar önmeli olduğunu daima hatıralarda taze tutmak gerekir.