Habitat Derneği’nin Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ile hayata geçirdiği İMECE Programı, şimdi de sosyal uyuma odaklanacak. Program kapsamında, Suriyeli gençler ve Türk gençler arasında dostluk köprüsü kuracak sosyal uyum etkinlikleri, arabuluculuk eğitimleri, müzik ve film atölyeleri gerçekleştirilecek. İki kültür arasında köprü kuracak, dostluğu pekiştirecek ve arabuluculuk yapacak projeler ile Suriyelilere karşı bakış açısının değiştirilmesi, toplumsal dışlanmanın önüne geçilmesi hedefleniyor. Gençler Çatışma ve Uyuşmazlığa Çözüm Olacak Proje kapsamında uygulanacak olan sosyal uyum programı ile mülteci ve Türk gençler arasında diyaloğun geliştirilmesi ve uzun vadede sürdürülebilir etki yaratacak örgütlenmenin temellerinin atılması hedefleniyor. Bu bağlamda; Türk ve Suriyeli gençler çatışma ve uyuşmazlık çözümü konusunda alanında uzman kişilerden eğitim alarak, yaşadıkları kent ve sosyal ortamlarında ortak diyaloğun geliştirilmesi için çalışmalar yürütecek. Ayrıca, kültürlerarası diyalog ve gençlerin iletişim kurmasına olanak sağlayacak çeşitli kültür-sanat içerikli etkinlikler düzenlenecek, Türk akranları ile birebir çalışma imkanları olacak. Suriyelilerin Yalnızca Yüzde 7’si Kamplarda Göç uzmanlarının farklı ülkelerde yaşanan benzer durumlardan yola çıkarak bu çaplı büyük göçlerin uzun süreli olabileceğini söylediğini belirten Habitat Derneği Genel Koordinatörü ve İMECE Programı Direktörü Başak Saral, “Yaklaşık 7 yıldır savaştan ülkemize sığınan Suriyeliler ile birlikte yaşıyoruz. Suriyelilerin yalnızca yüzde 7’si kamplarda barınırken, yüzde 93’ü 81 ilimizde ikamet ediyor. Bu mülteci nüfusunun da çok büyük bir bölümü 10 şehirde yoğunlaşmış durumda. Yine uzmanların görüşü ve yapılan araştırmalar ışığında, savaş bugün bitse bile Suriyelilerin büyük bir kesiminin önümüzdeki 20 yıl boyunca ülkemizde kalacağı tahmin ediliyor” açıklamasında bulundu. “Barış İçinde Yaşamanın Yollarını Bulmamız Lazım” Karşılıklı olarak birbirimizi tanıma fırsatı elde edemememiz, kamuoyunda yaygınlaşan yanlış bilgi ve algılarla çepeçevre çevrelenmemizi ve sağlıklı bir iletişim ve ilişki kurmamızı engellediğine vurgu yapan Saral, “Aynı ülkede yaşadığımız gerçeğini daha fazla göz ardı edemeyiz. Birbirimizi tanımalı, farklılıklarımızla ortak yaşam için birlikte hareket edebilmeyi öğrenmeliyiz. Bu ilk adımın gençler aracılığı ile daha kolay atılabileceğine inanıyoruz. Bu nedenle Türk ve Suriyeli gençler için bir dizi sosyal uyumu güçlendirici etkinlik planladık. Sosyal uyum kampları, toplum temelli arabuluculuk eğitimleri, film ve drama atölyeleri, yaratıcı müzik çalışmaları bunlardan bazıları. Bu ve benzer diğer etkinliklerimizle önyargıları aşıp ortak bir geleceğin inşasına hizmet etmek istiyoruz” dedi.