Operasyon işgale dönmesin


Uluslararası müdahale her ne kadar insani amaç taşıyor olsa da, kısa sürede sonuçlanmalıdır. Çünkü uzayan operasyon Afganistan, Irak benzeri bir insani travmalara yol açabilir. Kısaca Başbakan'ın ifade ettiği gibi, "operasyon işgale dönüşmemelidir"

Ortadoğu'da son zamanlarda meydana gelen olaylar zinciri dünyanın bakışını internette çevirdi. Yılardır diktatörler tarafından yönetilen halk artık isyan etti. Liderler değişime ayak direttikçe kitleler sokaklara döküldü. Tunus, Mısır'da yönetimi deviren, bazı liderleri reformlar yönünde adım atmaya zorlayan değişim bölgedeki dengeleri de değiştirdi.

Dünyadaki her insan bilir ki üç şeyin önünde hiçbir güç direnemez. Bunlar; "Hak, Halk, Su (Seldir)". Ortadoğu'da meydana gelen olaylar sebebi ise bu üç başlıkta saydığımız "hak ve halkın" ayaklar altına alınmasıydı. Büyük servetler edinen liderler halkın taleplerini görmezden geliyor, sesi yükselenleri ya idam ediyor ya da zindanlara atıyordu.

Ortadoğu halkı ise; "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" mantığı ile sessizliğe bürünüyordu. İşte bu sessizlikleri ve haklarını aramayışları, onları dünyanın eriştiği standatların gerisine attı. Ta ki 2011 yılına kadar. Peki, 2011'de değişen neydi? Ortadoğu'yu karıştırmak isteyenler mi vardı?

DEĞİŞİM ADI İNTERNET

Tunus'ta, Mısır'da olduğu gibi Ortadoğu'ya dokunan sihirli değnek ne büyü, ne karıştırıcı ülke ne de başka bir şey. Ortadoğu'ya değen sihirli değnek, dünya da hızla gelişen teknoloji olan bilişim teknolojileri. Özelikle bu bilişim dünyası Ortadoğulu gençlerinin bilinçlenmesine sebep oldu.

Nitekim Wikileaks belgeleri ile sarsılan dünya gündemi ve ardından twitter ve facebook gibi iletişim yoları yüz binlerin örgütlenmesine yardımcı oldu. Bu sanal örgütlenme her ne kadar amatör olsa da, başarılı oldu. Ama bunu bir türlü anlamayan bir lider vardı ki; o da ülkesine uluslararası güç kullanmasına sebep verdi. İşte o kişi Kaddafi'ydi.

Kaddafi ve oğlu dünya liderlerinin konuşmalarını iç işlerine müdahale olarak değerlendirdi. Oysa dost ve kardeş ülke Türkiye'nin Başbakanı bu müdahalenin geleceğini seziyor ve grup konuşmalarında Kaddafi'yi uyarıyordu.

Sonra anlaşıldı ki; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan grup konuşmaları ile yetinmemiş, 1 Mart'ta Kaddafi ve oğlunu telefonla arayarak bizzat uyarmış. Ama beli ki Kaddafi gitmek için "Su" (Sel veya tsunami bekliyordu).

OPERASYON İŞGALE DÖNMESİN

Oysa Libya halkı, haklarına kavuşmak için sokaklara çıkmış ve daha fazla özgürlük istemeye başlamıştı. Kaddafi, halkın kendisini sıkıştırdığı kapandan halkına karşı silah kullanarak kullanmaya kalktı. Bu açık biçimde sivil halka yönelik şiddet kullanımıydı. Kaddafi yönettiği paramiliter askeri gücünü kendi halkına yöneltti. Bu saldırı, sonuçları telafi edilmeyecek sonuçlaru yol açmaya başlaması uluslararası güçleri harekete geçirdi.


ABD önderliğindeki müttefik güçlerin Libya'ya yönelik başlatmış olduğu operasyon bir anlamda Libya için tsunami anlamını taşır. Ancak etkisinin nasıl sonuçlanacağı şimdilik bilinmiyor. Çünkü bu müdahale insani amaç taşıyor olsa da, buna uygun sonuçlar vermesi ancak kısa sürede bitirilmesi ile mümkündür. Çünkü uzayan operasyon, Afganistan, Irak benzeri bir insani travmalara yol açabilir. Bu örneklerden ders alınmalıdır.

Kısaca Başbakan'ın ifade ettiği gibi, "operasyon işgale dönüşmemelidir". Bunun yolu ise askeri operasyonlara paralel olarak arabuluculuk sürecinin işletilmesidir. Bu arabuluculuğun hedefi de Kaddafi'nin bir an önce görevinden istifa etmesini sağlamak olmalıdır. Bu konuda Türkiye, İran, Rusya görev üstlenebilir. Kaddafi'nin istifası Libya'ya yapacağı en büyük iyilik olacaktır.
Kaddafi bunu yapar mı bilmiyoruz ama uzayan operasyon Kuzey Afrika'da yeni bir Afganistan ya da Irak yaratabilir.

 Bu ise Libya'nın değil tüm insanlığın bir kez daha kaybetmesi olur. Çünkü işgal ile birlikte Libya gene Libyalıların olmayacak, 'uluslararası güçlerin' olacaktır.

Hekimoğlu Süleyman Özcan

 

Editör: TE Bilisim