Türk filmlerinin, özellikle siyah-beyaz döneminde şu senaryoyu çok izlerdik: Filmin oğlanı (başrol oyuncusu) bütün kötülerin işini bitirir, kimisini öldürür kimisini de kulağından tutar beklerdi. Sonra, önde bir otomobil arkada bir jeep dolusu polis olay yerine gelir, suçluları filmin jönünden teslim alırdı… 

Bu senaryo o kadar çok uygulandı ki, “olur böyle vakalar Türk Polisi en sonunda yakalar” şeklinde polisi alaya alan bir söylem icat edildi… 

Bu yakıştırmaya katılmamakla birlikte polisimizin o dönemiyle şimdiki dönemi arasında dağlar kadar fark olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

 Her konuda, ama her konuda polisimizin dünü ile bugünü arasında çok büyük değişim olduğunu görüyoruz. Araç gereçten giyim kuşama, nezarethaneden vatandaşa hitaba kadar bir çok konuda polisimiz çok büyük aşamalar kat etti. Ancak bunlardan daha önemlisi; suçlunun yaptığı şimdi yanına kar kalmıyor. Türk Polisi, en profesyonel şekilde işlenmiş suçları bile ortaya çıkarabiliyor. Bu başarı karşısında, suça meyilli insanlar eyleme geçmeden önce bir kez daha düşünmek zorunda kalıyor ve böylelikle suç oranı düşüyor… 

Döven-söven imajından arındırılan polise halk daha sempatiyle yaklaşıyor. Vatandaş bugün polisi huzurun sigortası olarak görebiliyor. Sorunu olduğunda karakola çekinmeden gidebiliyor. Hatta polisin bu hoşgörüsünü suistimal edenler de çıkabiliyor. Ama polisimiz sabırla, üniformanın verdiği sorumlulukla -bazı istisnalar hariç- ağırlığını koruyabiliyor…

Şahsen, bir vatandaş olarak böyle bir teşkilata sahip olmaktan gurur duyuyorum…

  POLİSİN MESAİ SAATİ

Halkın huzurunu sağlayan polis, ne yazık ki çalışma saatleri yüzünden huzursuz... 12-24 mesai sistemine göre çalışan polisin insan olduğu göz ardı ediliyor. Belki özel eğitimden geçmiş birkaç polis için bu tempo normal gelebilir ama teşkilatta görev yapan polis memurlarının çoğunluğu bu yoğun tempodan rahatsız…                                                                               

Fakat Bursa’da uygulanan ve inşallah yakında bütün illeri kapsayacak yeni sistem ile polisin daha başarılı bir grafik çizeceğine inanıyoruz. Zaten Bursa’da alınan sonuçlar da polisin performansının oldukça yükseldiğini gösteriyor. Bazı işler 12 saatlik mesaiyi kaldırabilir. Ancak; görevini sıfır hata ile tamamlaması istenen polis için 12 saat gerçekten çok fazla. Çünkü birçok bünye bu tempoyu kaldıramayabilir… Ayrıca, “12 saat çalış 24 saat dinlen” sistemi de yanlış. Böyle bir çalışma sistemi bünyenin dengesini bozar, bozuyorda…

 

BASİT BİR ÖRNEK

Mesela; otobüs sürücülerine belli bir süreden sonra araç kullanma yasağı getiriliyorsa polisin de makul bir süreden sonra mesaisini tamamlaması gerekir. İşte bu makul süre en fazla 8 saat olmalıdır. Ailesine zaman ayırarak huzurlu bir şekilde mesaisine başlayan polisin, görevini daha başarılı şekilde tamamlayacağı düşünüyoruz.

Türk Polis Teşkilatımızı 166. kuruluş yıl dönümünde en içten duygularımla kutluyoruz…

Editör: TE Bilisim