Bu sonuçlar Scotland (İskoçya) Stirling Üniversitesi'nde bir grup bilim insanı tarafından yapılan bir araştırmaya ait. Uzman Klinik Psikolog Mehmet Başkak, bu ilginç araştırmanın detayları hakkında şu bilgileri verdi: SEBEBİ KISKANÇLIK “Araştırma kapsamında iki deney yapıldı. Birinci deneyde, bilgisayar programı kullanılarak kadın yüzlerine standardize edilmiş bir miktarda makyaj uygulandı. Daha sonra bir grup kadın ve erkek katılımcıdan bu yüzleri çekicilik, havalı olma ve baskınlık yönünden derecelendirmeleri istendi. Genel olarak, deneylerin hem kadın hem de erkek katılımcıları makyaj yapılan yüzlerin estetik olarak daha çekici olduğu konusunda uzlaştılar ama havalı ve baskın karakter olma yönünden yaptıkları derecelendirmeler kadın ve erkekler arasında farklılık gösterdi. Sadece kadın katılımcılar makyajlı yüze sahip kadınların daha baskın karakter olduğu yönünde fikir beyan ederken, sadece erkek katılımcılar makyajlı yüze sahip kadınların daha havalı olduğunu düşündüklerini belirttiler. Araştırmacılar, ikinci bir deney yapıp, kadın katılımcılarda makyajlı kadınları daha baskın karakter olarak görme eğiliminin kıskançlıktan kaynaklanıp kaynaklanmadığını anlamaya çalıştılar. Sonuç pek de şaşırtıcı olmayan şekilde "kadınların makyaj yapan hemcinslerine karşı daha çok kıskançlık hissettiği" yönündeydi. Dahası, araştırmacılar yaptıkları araştırmada, kadınların yüzü makyajlı hemcinslerini erkekler için daha cazibeli ve daha hafifmeşrep buldukları sonucuna vardılar. Aslında, kadınlar makyajlı hemcinslerini daha çok rakip gibi algılama eğilimiyle ve baskın bir karakter diye değerlendiriyor. Bir diğerini makyajından dolayı belirli bir mesafe koyarak değerlendiriyor. Bir nevi teyakkuz durumu diyebiliriz. Erkekler açısından ise daha çekici ve aynı zamanda hafif meşrep bulurken, makyajlı hemcinslerini erkekler söz konusu olduğunda yine olumsuz bir alana itiyor. Kıskançlık duygularıyla ele alıyor ve buna göre kategorize ediyorlar.” İŞ HAYATINDA MAKYAJA DİKKAT Psikolog Mehmet Başkak, araştırmanın sonuçları hakkında şu değerlendirmede bulundu: “Kirpiklere maskara, yüze kapatıcı ya da allık sürmek bir kadının sadece görünüşünden duyduğu memnuniyet seviyesini arttırmıyor, makyaj yapmak aynı zamanda bir kadının kişiliğiyle ilgili başkalarının algısını da önemli ölçüde değiştirebiliyor. Bununla birlikte, karşıdaki kişinin cinsiyetine göre makyaj yapmış kişi hakkındaki izlenimi değişiklik gösterebiliyor. Daha güzel görünmek ya da kusurları gizlemek için yapılan makyaj, arzu edilenin tam tersi bir etkiye, bir kusura dönüşebilir. Sosyal konumumuz, bulunduğumuz bağlam kıyafetlerimizi, iletişim tarzımızı belirlediği gibi makyajı da belirlemelidir. Örneğin, iş mülakatlarında, belli bir pozisyon için başvuran bir kadının çok ya da az makyaj yapmış olması onun lehine ya da aleyhine işleyebilir. Mesela, alt pozisyondaki bir iş için başvurup, kadın mülakatçılarla iş görüşmesi yapan bir kadının belki gözlerine daha az rimel sürmesi gerekebilir. Ama mesela bir kadın çalışan terfi etmek ya da belli bir pozisyon için uygun olduğunu kanıtlamak istiyorsa, o zaman canlı bir renk ruj sürebilir ya da göz makyajını daha belirgin yapabilir, özellikle de terfisine karar verecek kişi bir erkekse. Bu, zaten çoğu kadının bildiği bir şey. Tabi ki, bir kadının kişiliği dış görünüşünden ve çekicilik düzeyinden ibaret değildir. Ama yine de bir kadının dış görünüşü, başkaları tarafından onun yetenekli, baskın, çekici ve hatta hafifmeşrep algılanmasında önemli ölçüde rol oynuyor. Elbette iş dünyasında gerçek ve uzun vadeli başarı istiyorsak, sahip olduğumuz yetenekler, zeka ve tecrübemiz, mesela kusursuz bir göz makyajı yapmaktan ya da ışıltılı rujlar sürmekten, çok daha önemlidir. Giyim kuşam kadar makyajın nasıl yapılacağı da büyük önem arz ediyor. İş dünyasına yönelik “Makyajın Psikolojisi ve Nasıl Makyaj Yaparsan Nasıl Bir İzlenim Bırakırsın?” eğitimleri de veriyoruz. Makyaj günümüzde bir maske gibi, nasıl görünmek istersen ona göre makyaj yapabiliyor ve o şekilde algılanabiliyorsunuz. Bir hastanede görev ciddiyetine sahip sağlık görevlisi bir hanımın, düğüne gider gibi saçını şekle sokması ve makyajını da buna göre yapması anında dikkat çekecek, yadırganacak ya da yanlış değerlendirebilecektir. GECE MAKYAJI İLE ALIŞVERİŞE GİTMEYİN Alışverişe, sokağa çıkıldığında uygulanan hafif ve daha çok doğal renklerin seçildiği günlük makyaj belki de belli belirsiz bir yapıdayken, renklerin oldukça belirgin olduğu, daha kalıcı olması arzu edilen, vurgulu ve gece makyajı olarak adlandırılan uygulamalar arasında ciddi bir fark vardır. Bu fark karşıdakinin üzerinde oluşturduğu algıyla da ilgili bir farktır. Özellikle belirli bir duyguyu yansıtma, belli bir izlenim oluşturmak için yapılan şov makyajı da daha çok dikkat çekmeye yönelik daha uzun süre gerektiren bir makyaj türüdür. Öne çıkartmak istediğiniz her ne ise, amaca göre bir izlenim bırakmak tamamlayıcı kıyafetler ve saç stiliyle kolaylaşmaktadır. Ciddi bir iş kadını, kendi halinde bakımlı bir hanım ya da müşteri avına çıkmış bir hayat kadını izlenimi bırakmak makyajla mümkün olabilmekte... Dış görünüşün de başkalarının bizi algılama şekli üzerinde önemli ölçüde rol oynadığını düşünürsek, o zaman bu durumu bir ölçüde kendi lehimize kullanmanın da bir sakıncası yok. Burada bahsi geçen araştırmanın da ortaya koyduğu gibi makyajı gerektiği zaman silmeyi ya da daha az yapmayı bilmek de aynı derecede önemlidir.”