İnsanı çileden çıkaran bir diğer olayın adı cinnet değil, tabii ki araç park sorunu. Bakıyorum da birçok yerde otoparklar olmasına rağmen nedense otopark yerine sokaklar dolu.

İstanbul Times Haber Merkezi / Hüseyin Çetiner

Bir yere gidiyorsunuz aracınızı bırakacak yer bulamıyorsunuz. Gideceğiniz yere en az 10-15 dakika yürüme mesafesinde bir yere aracınızı bırakmak zorunda kalıyorsunuz. Sokaklar ise iki sıra araçlar park etmiş vaziyette araçlarla dolu. Sokak aralarında insanlar yürüyemez halde.

Kaldırımlar bile otopark oldu şehirlerdeki otopark yetersizliğini gören bazı kişiler, otopark yetersizliğinden dolayı her yeri otoparka dönüştürüyor.

Her akşam araç park sebebiyle kavgalar çıkıyor. Akşam 18:00 dan sonra park yeri bulmak zorlaşıyor. İnsanlar araçlarına dönüşte yer bulamayacağı için evlerinden çıkarken akılları park yerinde kalıyor.

Belediyeler yol kaldırım düzenlemesi yapıyor, kaldırımlar demir vidalı dubalarla muhafaza ediliyor. Bir süre sonra o dubalar sökülmüş kaldırımlar arabalar ile doluyor. Maalesef bu takip edilmiyor. Belediyenin yapmış olduğu otopark düzenlemeleri de mevcut fakat insanların bütçelerine uygun planlama yapılmamasından dolayı insanlar otopark yerine mahalle aralarındaki kaldırımları tercih ediyor.

Bırakın da sokaklarda çocuklar rahatça oynasın, her gün geleceğe umut olacak evlatlarımız doğuyor ve biz onları küçücük evlerine hapsediyoruz. Mahaller araçların yeri değil insanların evlerinin bir parçasıdır. İnsanların evlerinden çıkarken arabaların kenarlarından sürtünerek geçmeye çalışmamalı, evdeki hastalarının herhangi bir sağlık sorununda nasıl binadan çıkaracaklarını düşünmemeliler. İtfaiye olası bir acil durumda araçlar yüzünden müdahale etmekte geç kalmamalı, insanların yerleşim alanları bir otopark olarak kullanılmamalı. Olası bir doğal afet durumunda bu insanlar nasıl olacakta araçlarla dolu mahallelerinden canlarını kurtarmaya çalışacaklar.

Sene olmuş 2021 bu gelişi güzel plansız yapılanma insanı üzüyor geleceğe göre yapılanma yapılmalı ben gelecekten umutsuzum, insanlar evinin önüne park etme diye otuz senelik komşusuyla kavga ediyor. Ne kadar acı herkes kapısının önünü muhafaza etmeye çalışıyor. Hem de bunlara hakları yokken.

Tedbiri alınmazsa ilerde çok sıkıntı olacak bir sorun olacak her geçen gün nüfus yoğunluğu artığını düşünürsek bir an önce ileriye dönük tedbir alınması gerekir. İstanbul’da araç park etme tartışmalarında yüzlerce kişinin çıkan kavgalarda vefat ettiği iddialar arasında.

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2020 yılı aralık ayı motorlu kara taşıtları verilerine göre, İstanbul'da trafiğe kayıtlı 4.187.776 bini aşkın araç bulunmasına rağmen ne yazık ki bu araçlara yetecek kadar otopark yok.

Türkiye’de genelindeki 20 ilin toplam nüfusu hesaplandığında ortaya çıkan rakamın İstanbul un araç sayısına denk geldiği görülüyor.

Araştırmalara göre, şehir içindeki caddelerde ve sokaklarda oluşan trafik sıkışıklığının %70 derecesinde oranı park etmeye çalışan veya yanlış şekilde park eden insanlardan dolayı oluşuyor.

Çözüm olarak ise hükümetin iş birliği ile kentsel dönüşümü Avrupa standartlarına göre kat sayısına göre sitelere dönüştürmek üstü yeşil alan altı otopark olacak şekilde yeni yapılanmaya geçmek. Şehrin içerisinde azalan yeşil alanların otopark yapılırken arttırılması geleceğimiz için gereklidir. Bunları yaparken de insanların bütçelerini göz önünde bulundurmak en önemli konular arasında gelmeli. Kentsel dönüşümle birlikte doğal afetlere dayanıklı yapılarak inşa ederek insanlarımıza güvenli ve yaşanır bir ortam oluşturmak olacaktır.

Günlük yaşantımızı bu kadar olumsuz etkilediği halde otopark sorununun ilgililerce öylesine görmezden gelmesine rağmen STK'ların ve medyanın bu konudaki duyarsızlığına şaşmamak mümkün değil. Otopark sorunu belediyelere yüklenmiş bir sorumluluktur. Ancak bunun artık belediyelerle çözümleyemeyeceği açıkça ortaya çıkmıştır. Özellikle otopark sorunun çözümü ile görevlendirilmiş bir yeni kuruma ihtiyaç vardır.

Otopark ihtiyacının yarattığı olumsuzlukları şehirlerde ki yaşam konforunu yok etmesini yolların mahallelerin yaya yollarının otoparklara dönüşmesinin yarattığı gerginliğin insan sağlığı üzerinde ki kötü etkilerini gündeme taşıyacak bir mekanizmanın hayata geçirilmesini sağlamalıyız. Partilerin programlarında seçim bildirgelerinde belediye Başkanları’nın vaatlerinde olmayan bu sorunun artık çok ertelenmesine onay verilmemelidir.

Saygılarımla

Ömer Kantemür

Kaynak: İstanbul Times Haber Ajansı (İTHA)

Editör: TE Bilisim