12:25 (1 saat önce)
Alıcı: ben
 Allah Resul’ünün (S.A.V) torunu Hz. Hasan (R.A), zehirlenerek şehit edildiği gibi ve hanımına'da büyük iftira atılmıştır. Hz. Hasan’ı (R.A) kimin zehirlediğinin bilinmemesi için sürekli olarak spekülasyonlar ve komplo teorileri üretilmiş, böylece bu cinayetin muallakta kalması sağlanmıştır.
Cinayete dair bazı ipuçları mevcut olduğu halde Emeviler tarafından gerekli inceleme ve kapsamlı bir soruşturma yapılmadan faili meşhur hale getirilmiştir.?
İslâm tarihinden haberdar olan Mümîn kardeşlerimiz çok iyi biliyorlar ki !
Muaviye’nin, Hz. Ali (R.A) zamanında halifelik makamında gözü vardı.Durup dururken zamanın halifesi Emirü’l-Mümînin Hz.Ali Keremallahü Veche’ye karşı isyan etmiş, bagi (asi) olmuştur. Sıffın Savaşı’n da yetmiş bin sahabenin şehit düşmesine neden olmuştur.Hz.Ali (R.A) şehit edildikten sonra ümmet-i Müslimîn Hz.Hasan’a (R.A) biât etmişler ve O’nu halife seçmişlerdir. Muaviye yine de rahat durmamıştır.!
Hz.Hasan’a karşı da savaş hazırlığına başlamış ve iki ordu karşı karşıya gelmiştir.Fakat Hz.Hasan Müslümanların kanını dökülmesinden taraf değildi.Bu nedenle Muaviye ile sulh için bir araya geldi. Anlaşma gereği, Muaviye’ye Hilafet bırakıldı.Muaviye öldükten sonra Hilafet tekrar Hz. Hasan’a bırakılacaktı. Anlaşma gereği; Muaviye öldükten sonra Hilafet’i Müslümanlar arasından seçilecek altı kişilik bir şura belirleyecekti. Muaviye bu anlaşmayı kabul etmesine rağmen, kurnazca ve sinsice planladığı bir komplo ile Hilafeti oğlu Yezid’e bırakmak istiyordu,Hz. Hasan-ı planlı bir şekilde ortadan kaldırmak istiyordu.
Muaviye'nın Mısırlı münafık bir kadın hizmetçisi bu iş için seçildi. Hizmetçi çok güzeldi ve iyi de yemek yapardı. Yezit’e gönlü meyilli idi. Muaviye bu durumun farkına varınca, bir gün hizmetçiyi çağırdı ve “Seni Hz. Hasan’ın evine göndereceğim. O’nun kapısına git ve O’na de ki: “Ben kimsesizim, sokakta kaldım. Becerikliyim, çok güzel iş ve yemek yaparım.Allah rızası için beni evinize kabul ediniz,sizin evinizde çalışmak istiyorum”.Mısırlı hizmetçi Muaviye’nin söylediklerini tatbik etmiş ve Hz.Hasan hizmetçiye yuvasını açmıştır. Bu münafık hizmetçi zaman içinde Muaviye’den aldığı direktifle Hz.Hasan’ın yemeklerine zehir katmış ve O’nu şehit etmiştir.
Hz. Hasan’ın ailesi ve halk cenaze merasimi ile uğraşırken bu hizmetçi ortadan kaybolmuş ve Şam’a gelmiş, Muaviye’ye: “Bana verdiğin görevi yerine getirdim, sen de bana vadettiklerini yerine getir.” Muaviye bu kez: “Sen münafık bir kadınsın. Peygamberin torununu zehirledin,Yarın ne malum ki, benim oğlum Yezid’i de zehirlemeyeceğin…” Muaviye hemen oracıkta kadının öldürülmesi emrini vermiş ve kadını cellatlara teslim etmiştir. Hizmetçi kadın bu esnada bağırarak: “Ey! Muaviye, Ey! Muaviye, sen beni kandırdın. Peygamberin torununun evine gönderdin.Ben de O’na zehir verdim, O’nu öldürdüm.” Kadının bu feryatlarının orada bulunan halkta duymuştur.
Benim yaptığım araştırmalar,ve edindiğim bilgiler sonucunda Hz. Hasan’ın eşi Cadde,O’nu zehirlememiştir.!! Bu mübarek ve onurlu Hanım’a Emeviler tarafından büyük bir iftira atılmıştır. Yukarıda da bahsettiğim gibi; bugüne kadar Muaviye’yi kurtarmak ve kollamak amacıyla Hz. Hasan’ın (R.A) zehirlenerek şehit olması hadisesindeki bütün delilleri yok ederek,bu hadiseden sanki Muaviye’nin haberi yokmuş gibi Müslümanları inandırmışlardır. Bu kişiler vicdanlarının ve onurlarını satmak suretiyle hadisenin yaşandığı tarihten bugüne değin, böyle kirli, aslı olmayan bilgilerle Müslümanlara: “Hz.Hasan’ı zehirleten karısı CADDE’dir” denilmiştir.”
Hz.Hasan’ın eşine atılan bu itham kesinlikle doğru değildir ve somut bir delili de yoktur. Tamamıyla varsayımdan ibaret ve mesnetsizdir. İftiradır.Bu vicdansız ve İslam’dan yoksun Ehl-i Beyt düşmanları,hem amcamızı zehirleterek öldürmüşler,hem de O’nun eşine de büyük bir iftira atmışlar.Bu hangi vicdana, hangi ahlaka sığar!...Düşmanlarımızın gayesi Ehl-i Beyt’in onurunu kırmak, haysiyetini ve şerefini küçük düşürmektir.
Bu nedenle, Cadde annemize iftira atılmıştır.
Atılan iftirada şöyledir:
“Güya? Muaviye, Cadde annemizle anlaşmış ve O’na demiş ki: “Sen kocanı Hasan’ı zehirlet, ben de seni oğlum Yezid’e alacağım. Kadın da kocasını zehirlemiş. Muaviye’de sen kocanı zehirlettin, yarın bir günde oğlum Yezid’i de zehirlersin, sen bize yaramazsın” diye O’nu kovmuş. (Ya hû! Bu masala insanlar değil, kargalar bile güler.) Siz Peygamber torununu öldürün, şehit edin, yetmiyormuş gibi namusuna da iftira atın.Bugüne kadar yalan bilgi, belge ve hadislerle Emevileri’in yardakçılığını yapan, vicdansızlar, ahlaksızlar ve sözde Müslüman olduğunu iddia edenlere söylüyorum: “Sizler mahşer günü Allah Resul’ünün yüzüne nasıl bakacaksınız, O’ndan şefaat mi umuyorsunuz!” yazıklar olsun size. Siz de hiç mi merhamet yoktur. Allah u Teâlâ sizleri Emeviler ile haşretsin inşallah…”
KAYNAK  Tarihçi:   İbni Kesir, Elbidaye vel Nihaye isimli Kitap Cilt 8.  Sayfa 44
İstanbul Times  /   Dr. Seyyid Hüseyin Zerrakî /  Dünya Seyyidler ve Şerifler Kültür ve araştirma Derneği Genel Başkanı