Türk Polis Teşkilatı’na her zaman güvenmişimdir. Her kurumda rastlandığı gibi içinde çürük elmalar olmasına rağmen emniyet teşkilatımız çok başarılı hizmetlere imza atmıştır atmaya devam etmektedir. Hatta zaman zaman sohbet sırasında ‘akıllarınca gizli suç işlemeye çalışanların bir değil bin defa düşünmesi gerektiğini, artık en profesyonel şekilde suç işleyenlerin bile Türk polisinin yetenek, tecrübe ve teknik donanımı sayesinde bir şekilde yakalandığını’ anlatıyorum…

Demek ki bu başarı hala bütün Türkiye’yi kapsamamış! Küçükçekmece Emniyet Teşkilatı, ya bu büyük başarının içindeki istisnalar bölümünde yer almış ya da, “yakalıyoruz ama yine serbest kalıyorlar” deyip hırsızlık olaylarını önemsememeye başlamış…

Konuyu hemen açıyorum, başlıktaki soruya siz yanıt verin…

Bir çok insan iş yerine uzak olmasına rağmen evlerini yeni yapılan sitelere taşıdı. Amaç; depreme dayanıklı binalarda, daha ferah bir alanda ve en önemlisi daha güvenli bir ortamda yaşayabilmek…

Biz de bir çok insanın bu amaçla taşındığı Atakent Mahallesi 4.Etap 3.Bölge’deki Manolya Sitesi’nde oturuyoruz. Binamız yeni, depreme dayanıklı çok ferah bir ortamdayız ama maalesef güvenlikle ilgili sorunumuz var… Bir ay kadar önce aynı dakikalarda hem de ikisi aynı katta tam üç daire gündüz vakti, çelik kapıları kırılarak soyuldu.

Hırsızlardaki cesareti görebiliyor musunuz?

Aynı hırsızlar mı ya da başkaları mı bilemiyoruz, geçtiğimiz günlerde yine aynı binada yeni bir girişimde daha bulunmuşlar. Bu kez bina sakinlerinden birilerinin gelmesiyle mi ya da başka bir nedenle mi, bu girişimlerinde başarılı olamadan kaçıp gitmişler. Bu hırsızlar sadece bizim bina için mi geliyorlar, yoksa siteyi aralarında paylaşmışlar mı? Bu konuda da bilgimiz yok. Bizim binayı seçmeleri için ya “gözü dönmüş” olmaları lazım ya da “polisle dalgada zirve yapmak” istiyorlar. Çünkü;sitenin en işlek bölgesinde bulunan binamızda bu işi yapmak diğer binalara göre çok daha riskli…

(Site yöneticileri söz konusu hırsızlığın aynı saatlerde bitişik sitelerde de olduğunu ve 4 zanlının yakalandığını anlattılar. Yakalanma duyumu inşallah doğrudur.)

BİR SÖZÜMÜZ DE BOĞAZİÇİ YÖNETİMİNE

Manolya Sitesi’nin bazı binalarında 2008 tarihi yer alıyor. Yani site 3 yıl önce tamamlanmış. Ama gelin görün ki çevredeki diğer sitelerde güvenlikle ilgili bütün tedbirler alınmışken Manolya Sitesi’nde hala bir duvar yok, hala bir kamera sistemi devreye sokulmamış… Site sakinleri aidatlarını sadece çevre düzenlemesi için, sadece temizlik için değil güvenlikleri için de ödüyor...

Kaç evin soyulduğunu, kaç insanın canının yandığını, kaç kişinin huzurunun kaçtığını bilmiyoruz. Ancak Boğaziçi Yönetimi’nin bu konuda sınıfta kaldığını söylememize gerek var mı acaba?

Şimdi bir sürü mazeret üretirler. Oysa o makamda oturanlar mazeret değil çözüm üretmek durumundadırlar, hatta bir adım daha öne gideceğim; çözüm üretmek “zorundalar”. Çünkü bunun için maaş alıyorlar, bunun için o makamlarda oturuyorlar…

Önemli bir hatırlatma: Boğaziçi Yönetimi, evleri soyulanlar tarafından mahkemeye verilseler tazminat ödemek zorunda bile kalabilirler…

Editör: TE Bilisim