Boyun Eğme gazetesinin bugünkü sayısında TKP Merkez Komite üyesi Savaş Sarı ile bu açıklama üzerine bir söyleşi gerçekleştirildi. Bu açıklamayı yayınlamanın ne anlama geldiğinden bahseden Sarı, iktidara talip olan siyasi partilere yönelttikleri sorulara TKP'nin ne yanıt verdiğine de açıklık getiriyor.

Röportajın tamamı şöyle:

TKP neden böyle bir açıklama yaptı?

Zor bir dönemden geçiyoruz. 2018 krizi ile birlikte artan işsizlik ve yoksullaşma, pandemi koşulları da eklenince şimdi geldiğimiz noktada katlanılmaz bir hâl aldı dersek abartı olmaz. Üstüne pandeminin insanların hayatına ve toplumsal yaşama dair yarattığı kaygıları eklemek gerek. Emekçi halkta yaşadığımız düzene ve bu düzenin uzun süredir yürütücüsü AKP iktidarına karşı ciddi bir öfke ve güvensizlik birikti ve birikmeye de devam ediyor. Buna bir de AKP iktidarının siyasi sıkışmışlığını eklemek gerek.

İmamoğlu 23 Nisan İçin Koltuğunu Kime Devretti ? İmamoğlu 23 Nisan İçin Koltuğunu Kime Devretti ?

Bunlar ve başka bir dizi etken bugün Türkiye’de yeni bir sürece mi giriliyor sorusunu gündeme getiriyor. Burada daha da önemli başka bir soru var: Türkiye’yi AKP karanlığının getirdiği yer ve buradan çıkışa dair emekçilerin sözü olacak mı? TKP emekçilerin, halkın sözünün olmadığı bir yarın tarifini ve tartışmasını reddediyor.

Nedir AKP Türkiyesi, ondan nasıl kurtuluruz?

Açıklamada altı çizilen bağımsızlık, laiklik, sömürünün ortadan kalkması, insan hakları önemli başlıklar ama önce AKP’den kurtulmak gerekmiyor mu?

Türkiye’nin getirildiği koşulları tarif ederken zaman zaman AKP Türkiyesi tanımını kullanıyoruz. Nedir AKP Türkiyesi? Piyasacılığın, gericiliğin, işbirlikçiliğin hüküm sürdüğü bir ülke. Patronların borusunun öttüğü, gerici tarikatların at koşturduğu, emperyalizmle iş tutmanın erdem sayıldığı bir ülke. Cumhuriyet değerlerinin yok edildiği, insanların temel haklarının ellerinden alındığı, ülke zenginliklerinin ve doğanın yağmalandığı bir ülke. AKP Türkiyesini tarif etmek için örnekler çoğaltılabilir. Türkiye bu sıraladığımız özelliklerle tarif edilen bir ülke olmaktan çıkarılmalı. Bu anlamda elbette Türkiye AKP’den kurtulmalı.

Emekçi halkımızın soluk alması için AKP’den ve onun temsil ettiği piyasacı, gerici ve işbirlikçi politikalardan kurtulmamız şart. Önce AKP’den kurtulalım sonra gerici, piyasacı ve işbirlikçi politikalarla hesaplaşılır görüşü ise halka kurulan büyük bir tuzak. Bağımsızlık, laiklik, insan hakları ve eşitlik savunulmadan AKP Türkiyesi’nden kurtulunamayacağı açık değil mi?

'Eşitlik ve özgürlüğün hüküm sürdüğü bir Türkiye’yi kurmak istiyoruz'

Peki ya TKP iktidara talip değil mi? Siz bu ülkeyi yönetebilir misiniz? Nasıl yönetirsiniz?

TKP iktidara talip olmaz mı? TKP emekçilerin iktidarını kurmaya talip. Biz eşitlik ve özgürlüğün hüküm sürdüğü bir Türkiye’yi kurmak istiyoruz. Emperyalizmin Türkiye’ye her tür müdahalesinin ortadan kaldırıldığı, ülke kaynaklarının bir avuç patronun değil emekçi halkın çıkarları doğrultusunda kullanıldığı, insanın insanı sömürmesinin yasak sayıldığı, halkın eğitim ve sağlık başta olmak üzere her tür hakka sahip olduğu bir Türkiye. Halkın mahallesinde, okulunda, işyerinde örgütlü olduğu, bu örgütlülüğü ile ülke yönetiminde doğrudan söz sahibi olduğu bir Türkiye. Böyle bir Türkiye’de yaşamak, böyle bir Türkiye’yi yönetmek... Türkiye Komünist Partisi’nin mücadele amacı bu.

Kaynak : İstanbul Times Haber Ajansı (İTHA)

Editör: TE Bilisim