Koronavirüs ile eve kapanan çocukların ekran süreleri uzaktan eğitimin de etkisiyle önemli ölçüde arttı. Zamanlarının yoğun bir bölümünü sosyal çevrelerinden uzakta ve ekran başında geçiren çocuklar, hareket alanlarının kısıtlanmasından kaynaklı zorlayıcı bir dönemden geçti. MEB, okulların kapanacağı tarihi 22 Ocak 2021 olarak açıkladı. Üç hafta sürecek tatil için İstanbul Bilgi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nilgün Sarp anne babalara önerilerde bulundu.

Ödevlere ara verilmeli

Prof. Dr. Nilgün Sarp, çocukların ödev temposu olmaksızın keyifli bir tatil geçirmesi gerektiğini vurgulayarak “Böylesine yoğun, stresli ve kısıtlamalarla dolu bir dönemin ardından çocukların ağır bir ödev temposu olmaksızın keyifli bir tatil geçirmesi hedeflenmelidir. Gönlümüzden geçen aşılama sürecinin başarıyla sonuçlanması ve normal hayatımıza bir an önce dönmemiz. Yine de önlemlerin devam edeceği düşüncesi ile ailelere bazı tavsiyelerde bulunabiliriz” dedi. 

Anne babaların çocuklarıyla sağlıklı bir bağ kurabilmelerinin önemine değinen Prof. Dr. Nilgün Sarp, “Çocuğa şefkatle yaklaşmak, onun nasıl hissettiğini tanımlamasına izin vermek ‘bu süreç sana kendini üzgün hissettiriyor, biliyorum, zorlu bir süreç ancak seni anlıyorum, yanındayım’ şeklinde yaklaşmak çocuğun kendini değerli hissetmesi, güven duygusunun pekişmesini sağlayacaktır. Çocuğu aktif bir şekilde dinlemek, anlamak, göz teması kurmak çocuklarla sağlıklı bağ kurma konusunda anne babalara fayda sağlar. Kaliteli vakit geçirilmesi ve etkili iletişim kurulması çocuğun pandemi sürecindeki duygu durumlarını anlamlandırmasına yardımcı olacaktır” diye konuştu. 

Evde sorumlulukları paylaşın

Yoğun okul programları nedeniyle ertelenen aktiviteler tatil döneminde hayata geçirilmeli önerisinde bulunan Prof. Dr. Sarp, “Günlük yaşamdaki işleri beraber yapmak, sorumlulukları paylaşmak önemlidir. Sofrayı kurmak, yemek yapmak, bir aleti tamir etmek, ev temizliği gibi alanlarda çocuğa sorumluluk vermek ve yaşamdaki bazı rolleri paylaşmak çocuğun sorumluluk ve kendine güven duygularını pekiştirir. Makineye çamaşır koymak, bulaşık dizmek, temizleri katlayıp koymak, bu işlerin birlikte yaşamak için ortaklaşa yapılmasının cinsiyetten bağımsız bir durum olduğunu ve ne kadar önemli olduğunu kavraması açısından önemlidir” dedi.

Yaratıcı aktivitelere, oyunlara daha fazla vakit ayırın

Prof. Dr. Nilgün Sarp, “Çocuğun ilgi alanında örneğin resim varsa birlikte resim çizilebilir, müzik varsa birlikte dans edilebilir. Evdeki atık malzemeler kullanılarak çocukla beraber sanat atölyesi yapılabilir. Her yaş çocuğu oyundan ve dramadan hoşlanır. Çocuğun hayal gücüne yönelik olarak bazı kitaplar beraber okunabilir ve eğlenceli bir yolla kitaplardaki olaylar canlandırılabilir. Anne ve baba eskiden oynadıkları oyunlar hakkında konuşabilir ve o oyunları günümüze nasıl uyarlayabiliriz diye düşünüp yeniden beraber oynanabilir. Bu durum yaratıcılık açısından önemlidir. Beraber zaman zaman yakın çevreye doğa gezileri yapılabilir, eğer bu mümkün olamazsa dışarıda yürüyüş, egzersiz yapılabilir. Çocuğun mutlaka hareket etmesi, fiziksel gelişimini destekleyecek aktiviteleri ihmal etmemesi ve enerji sarf etmesi gerekir. Sosyal medyadan faydalanarak çocuklar için spor videoları izlenip birlikte de yapılabilir. Birlikte aile filmleri, çocuk temalı filmler izlenebilir ve üzerine tartışılabilir.   Çocuğun yakın bir arkadaşı ile zaman zaman pandemi kurallarına uygun bir biçimde görüşmesine (bilgisayardan , telefondan, imkan sağlanabilirse yüz yüze) izin verilebilir. Bu akran iletişimi açısından önemlidir” şeklinde konuştu.

Sokak hayvanlarını unutmayın

Prof. Dr. Nilgün Sarp, “Sokak hayvanları için kapıya ya da sokağa mama ve su bırakmak çocuğun sorumluluk bilincinin gelişmesine yardımcı olacaktır. Duygusal olarak da çocuğun kendini iyi hissetmesine katkıda bulunacaktır” diyerek sözlerine şöyle devam etti: “Son olarak belirtmekte fayda var ki; çocuğunuz hangi yaşta olursa olsun eğer bir davranış problemi gözleniyorsa bir uzmanla görüşmesi faydalı olacaktır.”

Detaylı Bilgi: 

Gökçe Kopuk / İstanbul Bilgi Üniversitesi / 0538 095 61 56 / [email protected]

İstanbul Bilgi Üniversitesi Hakkında:

İstanbul Bilgi Üniversitesi, 1996 yılında Türkiye’de üniversite yaşamına yeni bir soluk getirmek amacıyla “Okul için değil yaşam için öğrenmeliyiz” ilkesiyle yola çıkarak kurulmuştur. Yaklaşık 1500 kişilik bir öğretim kadrosuna sahip olan üniversitenin 20.000’e yakın öğrencisi ve 45.000’e yakın mezunu vardır. İstanbul Bilgi Üniversitesi, Sosyal ve Beşeri Bilimler, Hukuk, İşletme, İletişim, Sağlık Bilimleri, Mimarlık ile Mühendislik ve Doğa Bilimleri fakültelerinin yanı sıra yüksekokulları, meslek yüksekokulları ve enstitüleri çatısı altında 150’yi aşkın ön lisans, lisans ve doktora programı sunmaktadır. Kurulduğu günden bu yana öğrencilerine uluslararası gelişim fırsatları sunan İstanbul Bilgi Üniversitesi, Yükseköğretim Derecelendirme Kuruluşu QS’in 2020 yılı “Gelişmekte olan Avrupa Ülkeleri ve Orta Asya Üniversiteleri Sıralaması”nda en iyi 130 üniversite arasında yer almaktadır. İstanbul’un merkezinde, santralistanbul, Dolapdere ve Kuştepe olmak üzere üç kampüsü bulunmaktadır. İstanbul Bilgi Üniversitesi hakkında ayrıntılı bilgiye www.bilgi.edu.tr adresinden ulaşılabilir.

Editör: TE Bilisim