Sancak Hareketi Derneği Genel Başkanı Yaşar Reyhani Bedir, “Çin’de radikal veya ayrılıkçı herhangi bir terör olayı yaşanmadığını düşünürsek, Çin’in ileri sürdüğü bu mesnetsiz iddiaların yalnızca soykırım politikalarına bir kılıf uydurmaktan ibaret olduğunu söylemek gerekir.” dedi. İstanbul Times Haber Merkezi / Müslüm Aktürk Bedir, Doğu Türkistan’da yaşanan zulme ve insanlık dışı işkencelere karşı bir basın açıklaması yaptı. Yıllardır devam etmekle birlikte Çin’in ŞiCinping yönetiminde katlanarak artan, Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur Türklerine yönelik gerçekleştirmekte olduğu baskı, yıldırma ve asimilasyon politikalarını ve uygulamalarını kesin bir şekilde reddettiklerini vurgulayan Yaşar Reyhani Bedir, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: “Hiçbir suça karışmamış masum Uygur halkını kadın, yaşlı veya çocuk ayırt etmeden çeşitli işkenceler ve eziyetlerle sindirmeye yönelik; 21. yüzyıl gerçeklerine, akla, vicdana ve insan haklarına sığmayan politikaların bir an önce terk edilmesi konusunda Çin’i açıkça uyarıyoruz. Sayıları 30 milyonla ifade edilen Uygur Türklerinin neredeyse tamamı bu baskı altında ezilmeye çalışılmakta, bu esnada bazı soydaşlarımız esir kamplarında hayatını kaybetmekte ve işkencelere maruz kalmaktadır. Çin’in Uygur Türklerine yönelik tutumu, emsali görülmemiş bir mahiyette tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşmektedir. Büyük Türk milletini bir aile olarak kabul eden SANCAK HAREKETİ Derneği olarak ; insanlık onuruna, akla ve vicdana aykırı vahşi politikasının meşrulaştırılması için “ayrılıkçılık” veya “radikal terörizm” kılıfları kullanma çabasında olan Çin ve destekçi diğer pek çok devletin bu söylemlerini reddediyoruz. Çin’de radikal veya ayrılıkçı herhangi bir terör olayı yaşanmadığını düşünürsek, Çin’in ileri sürdüğü bu mesnetsiz iddiaların yalnızca soykırım politikalarına bir kılıf uydurmaktan ibaret olduğunu söylemek gerekir. TOPLAMA KAMPLARI Öte yandan Uygur Türklerine yönelik ‘kültürel ve ekonomik oryantasyon eğitimi’ adı altında Sincan’da esir ve toplama kamplarında işkence uygulamak, Uygur Türklerinin evlerine kadar Çin devletinin ajanlarını yerleştirmek ve ufacık çocuklara dahi cebir kullanarak Çin ulusal marşını okutmak gibi eylemler dünyanın herhangi bir yerinde yaşayan Türk için asla kabul edilebilir değildir. Her yaştan, cinsiyetten ve meslekten Uygur Türkünü potansiyel bir tehdit olarak kabul etmekte olan Çin, uyguladığı bu vahşet politikalarıyla esas kendisinin insanlığa ve medeniyete en büyük tehdit olduğunu bilmelidir. Aksi takdirde Türk dünyası başta olmak üzere tüm medeni dünya, bu barbarlığa karşı bir Kürşad tavrını takınmaktan çekinmeyecektir.” Müslüm Aktürk/İSTANBUL