<strong>Lise son öğrencisi Gizem, geçen yıl <linkz id="linkz86"></linkz> edebiyat <linkz id="linkz82"></linkz> dersinde yazdığı ‘hayali’ mektubunda, <linkz id="linkz72"></linkz> anne babasına lösemi <linkz id="linkz66"></linkz> hastası olduğunu haber <linkz id="linkz60"></linkz> verdi. Ve bu ‘kurgu’ mektubuyla, birinci oldu. Mektubu yazarken sağlığı gayet iyi olan Gizem, bu yıl lösemi olduğunu öğrendi.<br /> <br /> </strong>ÇEMBERLİTAŞ Anadolu <linkz id="linkz90"></linkz> Lisesi son <linkz id="linkz87"></linkz> sınıf öğrencisi Gizem Alp’in (18), geçen yıl <linkz id="linkz74"></linkz> Edebiyat <linkz id="linkz71"></linkz> dersinde kendisine birincilik getiren mektubunda yazdıkları, bir yıl sonra <linkz id="linkz55"></linkz> gerçek oldu. O mektupta, <linkz id="linkz49"></linkz> anne babasına lösemi olduğunu <linkz id="linkz43"></linkz> haber veren Gizem’e bu yıl <linkz id="linkz35"></linkz> üniversite sınavına <linkz id="linkz32"></linkz> birkaç gün kala lösemi teşhisi <linkz id="linkz18"></linkz> konuldu.<br /> <strong><br /> Ödülü de 15 liraydı</strong><br /> <br /> Ders “Dil ve Anlatım”, <linkz id="linkz88"></linkz> konu mektuptu. <linkz id="linkz84"></linkz> Edebiyat <linkz id="linkz80"></linkz> Öğretmeni Erdoğan Karabacak, en iyi mektubu yazana 15 lira vermek üzere öğrencilerden birer lira toplamıştı. Kalan <linkz id="linkz54"></linkz> para <linkz id="linkz52"></linkz> ise, ikinci ve üçüncü arasında bölüştürülecekti. Gizem’in yazdığı mektup, <linkz id="linkz36"></linkz> sınıfta birinci seçildi. Gizem, o <linkz id="linkz26"></linkz> parayla bir kitap aldı. <linkz id="linkz17"></linkz> Aradan günler geçti, YGS’ye birkaç hafta kala, bir sabah <linkz id="linkz8"></linkz> okula giderken, Gizem bayıldı. Kan kustu. Ambulans ile <linkz id="linkz2"></linkz> acil servise <linkz id="linkz1"></linkz> kaldırıldı.<br /> Röntgen çekildi, nabzına bakıldı. “Şimdilik bir şeyin yok” denilerek <linkz id="linkz76"></linkz> evine <linkz id="linkz75"></linkz> gönderildi. Fakat kanaması sürünce, birkaç <linkz id="linkz61"></linkz> doktora daha göründü. Özel bir <linkz id="linkz58"></linkz> hastanede iki gün yattıktan sonra Gizem’e daha <linkz id="linkz46"></linkz> büyük bir <linkz id="linkz44"></linkz> hastaneye gitmesi söylendi. Son test <linkz id="linkz34"></linkz> sonuçlarını alan Gizem’e, <linkz id="linkz27"></linkz> anne ve babası “ <linkz id="linkz22"></linkz> Hastaneye yatacaksın” dedi.<br /> <br /> <strong>Hâlâ çevreye neşe saçıyor</strong><br /> <br /> “Söylesenize neyim var” diyen Gizem, ailesinin ağladığını gördü. Anlamıştı. Babasının <linkz id="linkz70"></linkz> boynuna sarılıp, “Ne <linkz id="linkz65"></linkz> ağlıyorsun öyle... Kalkın gidelim” dedi. Tıpkı <linkz id="linkz57"></linkz> kaleme aldığı <linkz id="linkz50"></linkz> ödüllü mektubundaki gibi, <linkz id="linkz47"></linkz> doktorlar Gizem’e lösemi teşhisi koymuştu <linkz id="linkz42"></linkz> . <linkz id="linkz37"></linkz> İstanbul <linkz id="linkz33"></linkz> Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi <linkz id="linkz24"></linkz> Hastanesi Hematoloji <linkz id="linkz16"></linkz> Servisi’nde <linkz id="linkz13"></linkz> tedavisine başlanan Gizem, ilk kemoterapi <linkz id="linkz7"></linkz> öncesi, <linkz id="linkz6"></linkz> doktorların özel izniyle YGS <linkz id="linkz3"></linkz> sınavına girdi.<br /> <br /> Sınav <linkz id="linkz92"></linkz> öncesi üzmemek için arkadaşlarından <linkz id="linkz83"></linkz> hastalığını gizledi. İlk <linkz id="linkz77"></linkz> sınavdan 374 <linkz id="linkz73"></linkz> puan alan Gizem, gazetecilik okumak <linkz id="linkz62"></linkz> istiyor. Dökülmeye başlayan saçlarının ve <linkz id="linkz56"></linkz> hastalığının kendisini üzmesine, tıpkı mektubundaki gibi izin vermiyor, <linkz id="linkz41"></linkz> hastalığı üzerine şakalar <linkz id="linkz31"></linkz> yapıp, çevresine <linkz id="linkz29"></linkz> neşe saçıyor. <linkz id="linkz20"></linkz> Tatile çıkma hayali kuran Gizem, “15 Lira için başıma gelene bak” diyor.<br /> <br /> <strong>İşte o mektup</strong><br /> <br /> “ <linkz id="linkz94"></linkz> SEVGİLİ <linkz id="linkz91"></linkz> Anneciğim ve Babacığım,<br /> <br /> Tahmin edebiliyorum. Posta kutusunda benim mektubumu görünce çok şaşırdığınızı biliyorum. Bu deli kız <linkz id="linkz67"></linkz> telefon, <linkz id="linkz63"></linkz> internet varken, neden taa Amerika’lardan buraya mektup attı diye. Aslında bu <linkz id="linkz48"></linkz> haberi nasıl vereceğimi bilemediğim için bu yolu <linkz id="linkz40"></linkz> seçtim. Tamam tamam, uzatmadan yazıyorum. Çünkü sizi <linkz id="linkz19"></linkz> daha fazla üzmek <linkz id="linkz14"></linkz> istemiyorum. İki hafta önce rahatsızlandım <linkz id="linkz12"></linkz> <linkz id="linkz11"></linkz> . <linkz id="linkz9"></linkz> Hastanede yatıyorum. Lösemi teşhisi <linkz id="linkz4"></linkz> konuldu. Ama üzülmeyin. Erken teşhis ettiler. <linkz id="linkz0"></linkz> Tedavime başlandı bile.<br /> <br /> Çatlak kızınız, Gizem..<br /> <br /> Anne <linkz id="linkz93"></linkz> ağlama lütfen. Şu anda tahminice ağlıyorsundur. Ama ben hiç <linkz id="linkz78"></linkz> ağlamadım biliyor musun? Her <linkz id="linkz68"></linkz> zamanki benim. Neşeli, şen şakrak. Saçlarım dökülmeye başladı bile. Oh <linkz id="linkz53"></linkz> canıma minnet, kıl, tüy derdim de bitti :) Hep söylenip dururdum. Sonunda kurtuldum. Bir de <linkz id="linkz30"></linkz> kilo verdim sormayın. Sülalede lakabım “Tosun Paşa”ydı. Artık zor derler :) Abim, ablam artık dalga geçemezler benimle. Bu <linkz id="linkz5"></linkz> konudan da yırttım. Beni merak etmeyin. En kısa sürede yanınıza geleceğim. Şimdilik bu kadar... Sizi çook seven çatlak kızınız. Gizem Alp”<br />