Siraç Dergi 2014 yılının Mayıs ayında yayın hayatına girerek diğer dergilere nazaran bilimden sanata, edebiyattan kültüre tüm alanları kapsayarak herkese hitap eden bir dergi teması ortaya koymaktadır.
İstanbul Times Haber Merkezi / Söyleşi : Ziya Gündüz
Böylece hem bilimi hem de kültür, edebiyat ve sanatı birleştirerek ecdadımızın bizlere miras olarak bıraktığı özümüzü yeniden yakalamak ve aksiyona çevirmek üzere bir lokomotif görevi görmektedir. Ve en büyük amacımız Türkiye’nin en iyi teknolojik dergisi olup bütün kesimlere ulaşabilmektir.
İnternet üzerinden yayın yapıyorsunuz. Bir dergi için internet üzerinden yayın yapmanın avantaj ve dezavantajları nelerdir ?
İnternet yayını, çağımızın şart ve koşullarına göre insanlara bir tuş kadar yakın olma olanağı sağlar. Bu iletişim ağı içerisinde sanal ortamda buluşan kesime kelamınızı daha hızlı ve daha rahat şekilde aktarabilme şansını elinizde bulundurursunuz. Ayrıca maddi ve manevi olarak en kolay ve en hızlı hizmet yolu da artık internet ve sosyal medya üzerinde bulunmaktadır. Bunun yanında “dergi” gibi bir ilim müessesesine genç dimağlar olarak gereken ilgi ve önemi verememiş olmamız, internet üzerinde yayınlanan gayri ahlaki ve anlamsız fıkralar kadar okunma oranlarına ulaşamamıza neden oluyor. Hepimizin bildiği gibi teknolojinin hızla ilerlemesi her bireyin kendi düşüncelerini farklı mekânlarda neşretmesi ve daha çok insanın yayınlamasına imkân tanıyor. Oluşan bu bilgi kirliliği internetin her koluna yansıyarak bir virüs gibi asıl bilgiyi kendi içerisinde hapsediyor. Bu oluşumu da internet yayıncılığının en büyük dezavantajı olarak görmekteyim.
Derginizde isteyen herkes yazı yazabilir mi? Yazar kriterleriniz nelerdir?
Siraç Dergi’ ye gönül dostlarından hüzün elçilerine, öğrencilerden akademisyenlere, âlimlerden üstadlara, çocuktan yaşlısına kadar herkes yazı gönderebilir ve dergimizde gönüllü olarak görev alabilir. Tek ölçüt olarak yazarlarımızdan görevli arkadaşlarımıza kadar herkesin siyasi bir tutum sergilemesi ya da eserlerine yansıtmasına asla müsaade etmiyoruz ve aramızda yer vermiyoruz.
Dergiyi takip eden ne kadar takipçiniz var?
Şu anda aylık ortalama 2.500 kişi dergimizi okumaktadır. Öte yandan istatistiklere göre 5 ayda 50.000 kişi sitemizi ziyaret ederek yazılarımızı okumakta ya da son iki aydır yenilenen sitemizle blog olarak yayınladığımız eserlere ulaşmaktadır.
Dergiyle ilgili eleştiri alıyor musunuz?
Tabii ki. Tamamen kendi imkânlarımızla çıktığımız bu uzun yolda daha 6 aylık bir dilimi aşmış bulunuyoruz. Bu aşamaya kadar teknolojik olarak bazı teknik aksamalar meydana geldi, takipçilerimiz eserlerimize ulaşamadı ya da sağlıklı olarak inceleyemediler. Ayrıca internet dergisi olmamızın kalemin kalitesini düşürdüğüne neden olduğunu düşünen bazı yazar ve takipçilerimiz de bu hususta bizlere dönüş yapmış bulunmaktadır. Ama şu konuya değinmem gerekir ki bizler zamanın şartlarını da en üstte tutarak sağlam kalemler ortaya koyabiliriz. Bu durumun internet yayınıyla alakası olmayıp teknoloji çağının verdiği bir “tembellik” ürünüdür.
En çok hangi sayılarınız ilgi gördü?
En çok Ağustos ve Eylül sayılarımız ilgi görmüştür. Bence bizi sembolize eden ve birbirlerini tamamlayan iki sayımız olarak da sizlere aktarabilrim.
Edebiyat dergiciliği hakkında neler söylemek istersin?
Edebiyat dergiciliği, sadece üstadların hakkını verebileceği bir meşakkattir. Cemil Meriç “… Bir neslin vasiyetnamesidir dergi; vasiyetnamesi, daha doğrusu mesajı” olarak dile getirirken edebiyatın derin duygu ve derin mevzuuna hayatını adamaktan bahseder. Çünkü bir sonraki nesle bir nefer bırakmak her yiğidin harcı olmadığı gibi her kalemin de gücü değildir. Bu mirasın varisine ateşten gömlek bırakmak, bir neslin yeniden dirilişi manasına gelir. İnşallah bizlere o günleri görmek nasip olur.
Kaynak:İstanbul Times Haber Ajansı (İTHA)
