İşte İYİ Parti Genel Sekreteri ve parti sözcüsü İzmir milletvekili Aytun Çıray tarafından kamuoyuna sunulan çok önemli açıklamanın tam metni:

BU DEFA DA ERDOĞAN’I TASFİYE EDECEK!

Saray koalisyonunun küçük ortağı 17.04.2018 tarihinde meclis grubunda yaptığı konuşmada, 16 Nisan 2017 tarihli şaibeli referandumda oylanan maddelerden birini tarihe gömdü. Koalisyonun küçük ortağı siyasi partileri 26 Ağustos’ta yapılacak bir erken seçime davet etti.

Sayın Bahçeli bunu yaparken, saray koalisyonunu 3 Kasım 2019’da yapılması muğlak bir hükme bağlanan cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerine kadar sürdürmelerinin imkânsız olduğunu deklare etti.

Yani sayın Bahçeli AKP ile birlikte bu ülkeyi 2019 seçimlerine taşıyamayacaklarını Türkiye’yi yönetemediklerini ikrar etti.

Koalisyonun küçük ortağının bu tür siyasi talepleri yeni değildir ve hiçbiri hayırlara vesile olmamıştır. 2002’de yaptığı çağrı ile kendisi dâhil tüm 57. Hükümetin üyelerini siyasetten tasfiye etmiştir. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sayın Erdoğan için, “senden cumhurbaşkanı olmaz” diye haykırmış, önerdiği ve desteklediği çatı adayı Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu ortada kalmıştır. 7 Haziran gecesi daha seçim sonuçları açıklanmadan yaptığı erken seçim çağrısı ile terörün arttığı bir dönem yaşanmış ve milletvekillerinin yarısını kaybetmiştir.

FETÖ araştırma komisyon çalışmalarının tam ortasında sözde başkanlık sistemi ile ilgili anayasa değişikliğini talep eden küçük ortak bu defa Sayın Erdoğan’ı yakmaktadır. Çünkü önümüzdeki erken seçimde AKP belli sayıda da olsa meclise girecek, ama Sayın Erdoğan siyasetten tasfiye olacaktır.

Yani kendilerine “DOKUNAN YANAR” yazan bir uyarı levhası asılması uygundur.

ERKEN SEÇİM TALEBİNİN NEDENİ İYİ PARTİ KORKUSUDUR

Değerli basın mensupları,

İYİ Parti Başkanlık Divanı saray koalisyonunun küçük ortağının erken seçim talep ve teklifin tamamen danışıklı bir dövüş olduğundan hiçbir kuşku duymamaktadır. Küçük ortak sarayın çıkarlarına ve hedeflerine uygun teklifi ve talebi sanki bağımsız bir aktörmüş gibi dile getirmiştir.

Erken seçim talebinin arkasında iki neden var; bunlardan birisi yükselen İYİ Parti korkusu; ki bu korku, birbirine en ağır sözlerle hakaret edenle iki kişiyi bir araya getirip koalisyon kurdurdu. Erken seçim talebinin ikinci nedeni de başarısızlıklarının artık ellerine geçirdikleri medya gücüyle de örtülemeyecek boyutlara gelmesidir.

Bu yıl içinde ödemeleri gereken dış borç miktarı 185 milyar dolar, finanse edilmesi gereken cari açık 53 milyar dolardır. Önümüzdeki bir yıl içerisinde ekonominin ihtiyaç duyduğu yabancı kaynak, 238 milyar dolar düzeyinde. Saray koalisyonunun üyeleri tükenen ekonomik ve siyasal itibarları nedeni ile bu parayı bulamayacaklarını biliyorlar. Çünkü artık tutarlılıkları bitmiştir, tutarlılık yoksa güvenilirlik de yoktur.

İşsizlik çift haneli rakamlar tırmanmış, enflasyon başını almış gidiyor, atanamayan gençler intihar aşamasına kadar gelmişler, savaş naraları ve şehitler AKP’nin metal yorgunluğunu gidermenin utanç verici aracı olmuş, kesimlik hayvanlardan sonra süt de ithal edilir hale gelmiş.

İşte böyle bir tabloda biliyorlar ki seçimler 3 Kasım 2019’a yapılırsa dolar 7, avro 8.5, benzin 8.5, mazot 8 TL olacak ve ekonomi dipsiz bir çakılışa geçecek. Bir de bu saray koalisyonu uzadıkça problemler çıkmaya başlamıştır, uyumun bozulma emareleri göstermektedir. İşte bu nedenlerle koalisyon ortakları Türk Milletini, daha korkunç ve acı sonuçlarla yüzleşmeden acilen seçimlere götürmek istiyorlar.

ERKEN SEÇİM MERAL AKŞENER’İN ÖNÜNÜ KESMEYE YÖNELİK NAFİLE BİR TEŞEBBÜSTÜR

Değerli basın mensupları,

İYİ Parti başkanlık divanı, varlığını borçlu olduğu ve kendisini adadığı Türk milleti adına seçimlerin erkene alınmasından büyük bir mutluluk duymaktadır. Türkiye’nin yeniden kurtuluşu ve kuruluşu böylece beka meselesini ortaya çıkaranlar tarafından öne çekilmiştir.

Bu takdiri ilahidir. İyiliğin önünü açıyorlar.

Erken seçim talebi İYİ Parti'den duyulan korkunun sonucu ve Sayın Meral Akşener’in önünü kesmeye yönelik nafile bir teşebbüstür. Darbe dönemlerinde yeni kurulan partilere dahi reva görülmeyen zulüm, eziyet ve baskıları aşarak geliyoruz. Bu cesaretimizin, direncimizin ve gücümüzün kaynağı milletimizdir.

İyi Parti Başkanlık Divanı, bu vesileyle, İYİ Parti’nin seçimlere katılması konusunda yaratılmak istenen ayıplı kuşkuyu gidermek için Türk milletini demokrasi mücadelesinin bir gereği olarak görmektedir. Çünkü 1 Nisan 2016’da Ankara’da yaptığımız 1. Olağanüstü kurultayımıza milletimizin gösterdiği olağanüstü katılım ve teveccüh, müstakbel cumhurbaşkanımız Meral Akşener liderliğindeki İYİ Parti’nin Türk milleti için kurtuluşun yegâne adresi olduğunu ortaya koymuştur.

Erken seçim talebi yakın dönemde güvenlik, ekonomi ve dış politika alanında karşılaştığımız sorunların, o sorunların sebebi olan mevcut iktidarla çözüm bulamayacağının açık bir şekilde kabulüdür. İyi Parti bu anlamda bu sorunlara yönelik açık ve önceden tanımlanmış çözümleriyle iktidarın en güçlü adayıdır.

İYİ Parti’nin erken seçimlere katılacağı gerçeğinin bulandırılmasına bundan ötürü asla tahammül ve müsamaha göstermemiz söz konusu olamaz.

Bu çerçevede

  1. Yeni kurulmuş bir partinin seçimlere katılma yeterliliği asla bir yorum meselesi değildir. Doğrudan doğruya ilgili yasanın hukuki şartlarını yasal süreçler ve sınırlamalar içinde yerine getirmekle ilgilidir.
  2. Mevcut yasalarımızda söz konusu hukuki şartlar, yasal süreçler ve sınırlamalar, siyasi partilerin seçimlere katılma koşullarını belirleyen 2820 sayılı siyasi partiler kanununun 36. Maddesinde belirlenmiştir.
  3. İlgili 2820 sayılı kanunun “siyasi partilerin seçimlere katılması” başlığını taşıyan 36. Maddesi “siyasi partilerin seçimlere katılabilmesi için illerin en az yarısında, oy verme gününden en az altı ay evvel teşkilat kurmuş ve büyük kongrelerini yapmış olması veya Türkiye büyük millet meclisinde grubu bulunması şarttır. Bir ilde teşkilatlanma, merkez ilçesi dâhil o ilin ilçelerinin en az üçte birinde teşkilatlanmayı gerektirir” hükmünü getirmiştir. Yani bir siyasi partinin seçimlere katılabilmesi için 81 ilin yarısında yani 42 ilde teşkilatlanmış olması gerekmektedir.
  4. Aynı hüküm 298. Sayılı yasanın 14. Maddesinin 11. Fıkrasında da aynen tekrarlanmıştır. Buna göre “ siyasi partilerin milletvekili genel ve ara seçimlerine belediye başkanlığı ile belediye meclisi, il genel meclisi üyelikleri genel ve ara seçimlerine katılabilmeleri için illerin en az yarısında, oy verme gününden en az altı ay evvel teşkilat kurmuş ve büyük kongrelerini yapmış olmaları veya Türkiye büyük millet meclisinde guruplarının bulunması şarttır.”
  5. İYİ Parti Başkanlık Divanı İYİ Parti’nin ilgili yasalardaki hukuki şartları yasal süreçler ve sınırlamalar dâhilinde tamamen, yani hiçbir yoruma tabi tutulamayacak bir kesinlik ve açıklık içinde eksiksiz olarak yerine getirmiştir. İYİ Parti’nin hukuksuzluğun adeta kural haline getirildiği izleniminin bir alışkanlığa dönüştüğü bir siyasi vasatta dahi seçimlere girmesinin engellenebileceği düşünülemez. Çünkü Partimizin seçime katılmanın tüm hukuki şartlarını yerine getirdiği Yargıtay cumhuriyet başsavcılığının kayıtlarına geçmiştir. Yani en yüksek yargı kurumunca tescillidir.
  6. Sonuç olarak İyi Parti Başkanlık Divanı, İYİ Parti’nin seçimlere katılmak için bütün yasal koşulları yerine getirdiği 10 Aralık 2017 tarihinden altı ay sonra yani 10 Haziran 2018 tarihini izleyen her seçime katılabileceği gerçeğinin her türlü tartışmanın ötesinde olduğunu deklare eder. Bu konuda şüphe uyandırmaya çalışanlar, Başkanlık Divanımıza göre, ya korku dağları bekler sözündeki kadar büyük bir korkuya düşmüş olanlardır veya milletimizin zihnini bulandırmaktan medet umacak kadar acizlik içindedirler. Bu iki grubun ortak özelliği tutumlarının iyi niyetli olmaması ve Türk milletinin iyiliğine hizmet etmemesidir.
  7. Sonuç: Türk Milleti medeni ülkelerin standardını herhangi bir sınırlama olmaksızın hak etmiştir.

Hiçbir güç İYİ Parti’nin seçimlere girmesini engelleyemez, engelleyemeyecektir. Türk Milletine ve özgür kamuoyu bilgilendiricilerine en derin ve iyilik dolu saygılarımızla duyurulur.

Editör: TE Bilisim