Gazetemizin yazarı ve değerli dostum Mustafa Kemal Dolaşır’ı geçtiğimiz günlerde evlendirdik. Mustafa evlenirde gazetemizde haberi yapılmazmı ! elbette en iyi şekilde değerlendirmek lazımdı. Ancak öyle sıra dışı bir evlilik hikayesi varki ortada konuya nasıl başlayacağımı ve neleri yazacağımı bir türlü bilemedim. İşin aslı, ta en başından beri masal gibi bir aşk oldu onların hikayesi, ben de bu yüzden size bir masal anlatmak istiyorum :) Biri Moda fotoğrafçısı, diğeri Düğün-belgesel fotoğrafçısı iki insanın normal bir aşkı olması da beklenmemeli belkide...  

* * * 

            Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman değil belki ama güzel bir zaman içinde, fotoğraf kadraj içinde, hobiler popüler iken, fotoğraf büyük bir keyf iken, yakın diyarların birinde bir fotoğrafçı Mustafa yaşarmış... Bu Mustafa bir gün güzeller güzeli,hem de fotoğrafçı güzeli bir kızla tanışmış...  

            Kısa süreli bir arkadaşlıktan sonra Mustafa, Hanife'ye olan aşkını anlattığında ilk zamanlar Hanife biraz kaçak yaklaşmış bu ilişkiye. Çünkü Mustafa çapkınlıkları herkes tarafından bilinen bir durummuş o tarihlerde. Bir kaç aylık arkadaşlık döneminden sonra Mustafanın Hanifeyi ikna çabaları sonuç vermiş ve bir 14 şubat Sevgililer gününde adı konmuş bu aşkın... Ama öyle kolay da değil tabi, Mustafa bırakın çapkınlık yapmayı, etrafındaki normal bayan arkadaşlıklarıyla bile selamı sabahı kesmiş samimiyetini gösterebilmek için :) 

            Ve üzerinden 1,5 yıl geçmiş bu güzel birlikteliğin başlamasından... Gün gelmiş Mustafa kararını vermiş, hazırlıklarını yapmaya başlamış gelecek güzel günlerin...Son 5 aydır her buluşmalarında kendi kamerası ile hayatlarının en mutlu anlarını görüntülemeye başlamış. Ve yeterince çekim yaptığını - beklediğini düşündüğünde kendi sesinden muhteşem bir video klip hazırlamış aşkı için. Hanifeyi hiç beklemediği bir günde florya sahilde bir restorana yemeğe götürmüş. Bembeyaz bir masada yerlere kadar dökülen gül yaprakları içinde yemişler yemeklerini ve birden bire bir kamera çıka gelmiş masaya. Hanife daha "ne oluyor" diyemeden dansa kaldırmış onu Mustafa,dev ekran bir tvnin önünde ve bu tvde başlayan bir klip eşliğinde... Hanifenin, önce kendisini sonra da şarkı söyleyen sevgilisini klipte görünce yaşadığı şoku siz düşünün artık :) Bu esnada bir şok daha geliyor ve diz çöken Mustafanın ellerinde beliren kırmızı, kalp şeklindeki bir kutudaki tektaşla gelen evlilik teklifi, Hanifenin "evet" cevabı ve restorandaki tüm müşterilerin alkışları eşliğinde bir mutluluk şölenine dönüşüyor... Sonrası malum, önce kız isteme sonra nişan, ev hazırlıkları alışverişler derken o özel tarihe kadar geliyor güzel çiftimiz: 18.09.2010 

            Sevgili fotoğrafçı dostları Saadettin Taş'ın elinden çıkan şahane nişan fotoğrafları ile bambaşka bir davetiye hazırlamışlar tüm davetliler için... Ailelerin ve çiftin isteği ile düğün 2 gün ve gece yapılmış. İlk gece kına gecesi diye planlanmış olmasına rağmen, kına ile birleştirilince şahane bir sokak düğününe dönüşmüş.  

            O gece taze gelinimiz önce gelinliğiyle eğlenmiş, sonra da bindallısı ile kınası yakılmış. İkinci günde, kuaför Zamir Kabak ve makyöz Şükran Tokuş gelinin evinde yapmışlar tüm hazırlıklarını, gelin arabalarını ise gelinin en yakın arkadaşı Elif Aslan kullanıyormuş ki, çatalca belki de ilk kez bir bayan şöför görmüş gelin arabasının direksiyonunda... Gece nikah başladığında ise tüm davetlilere güzel bir sürpriz yapılarak başlamış nikahları... Çünkü evlilik teklifi için hazırlanan klipten habersiz olan davetliler, birden bire sönen ışıklar ve karşılarında beliren dev sinema ekranında, -teklif anı da klibe eklenmiş haliyle- bu klibi ilk kez izliyormuş... Klip, defalarca kez alkışlanarak hatta bazı teyzelerin, annelerin gözyaşları içinde izlenmiş... Salonun ışıkları yandığında el ele gelmiş çiftimiz nikah masasına... Ağızlar kocaman kocaman açılarak, neşeyle "evet"  "evet" denmiş ve bu aşıkların yolları resmi olarak birleştirilmiş o gece... Nikahtan sonra, avcılar sahildeki bir gece klübüne geçmişler upuzun bir konvoyla ve sabaha dek bu mutlu birliktelik kutlanmış...  

            Peki ya bu çiftin hikayesi burada bitti mi? Hiç sanmıyorum :)  

            Çiftimiz rahat durmayarak balayına da götürmüşler gelinlik ve damatlıklarını. Tatilleri sırasında gelinlikle girilen havuz fotoğraflarından, damatlıkla girilen gün batımında bodrum plajını da anmadan geçemeyeceğim sanırım...

             Balayı dönüşünde ise sabah erkenden yeniden hazırlıklar yapıldı ve bu kez de Çatalca'dan Kırklareli/Kıyıköy'e doğru yola çıkmış çiftimiz, bu kez tam gün sürecek bir "gelin-damat albümü" için fotoğrafçı Oktay Bingöl ile... 

            Kah yol boyunda gördükleri bir at çiftliğinde kah bir inek sürüsünün içinde fotoğraf çekile çekile ancak akşama doğru varmışlar Kıyıköye. Günbatımı ve liman fotoğraflarını da burada çektirip albümlerini de tamamlamış oldular en sonunda. Ve 4.kez gelinliğini giyen gelinimiz, 4 ayrı fotoğrafçı, 4 ayrı gün, 4 ayrı şehir, 4 ayrı saç ve makyajla, 4 4lük bir fotoğraf albümüne sahip olmuş böylelikle.... 

            Sanırım buradan sonrasını tüm sevenleri yaşayarak görecekler çiftimizin, bakalım daha ne sürprizlerle yaşayacaklar aşklarını... 

            Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine... ;) 

Ferdi TÜRK

Editör: TE Bilisim