Son yılların baş belesı sorunu madde bağımlılığı konusunda öğretmenlere bilgi verildi

Seminere, Kartal Anadolu Lisesi, Sabiha Gökçen Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Semiha Şakir Anadolu Lisesi, Fatma Aliye Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Türk Kızılay Anadolu Lisesi ve Ahmet Şimşek Anadolu Lisesi öğretmen ve idarecileri katıldı. Uzman Doktor Aynil Yenel, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Uzman Eğitimci Recep Söylemez, Uzman Doktor Birsen Ocaklı ve Çocuk Psikiyatri Uzmanı Doktor Veli Kurt’un katıldığı panel yoğun ilgi gösterdi.

İstanbul Times Haber Merkezi

Kartal Belediyesi bu konularda çok duyarlı 

Kartal’daki okullarda uyuşturucu madde kullanımını önlemek ve öğretmen, idarecileri bu konuda bilgilendirmeyi hedefleyen seminer Kartal Hasan Ali Yücel Kültür Merkezi’nde düzenlendi. Seminerde ilk konuşmayı yapan Uzman Doktor Aynil Yenel söz konusu maddelerin verdiği fiziksel zararları anlatarak veliler ve öğretmenlere madde kullanan öğrencilerin nasıl tespit edilebileceği ile ilgili bilgiler verdi. Belirtileri ilk fark edecek grup içinde öğretmenlerin en az aile kadar önemli olduğunu kaydeden Yenel madde ile tanışmanın önlenmesinin en önemli mücadele yöntemi olduğunu söyledi.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görev yapan uzman eğitimci Recep Söylemez ise yaptığı konuşmada uyuşturucu madde bağımlılığından korunma ve mücadele yollarını ve ailelere çocuklarını söz konusu maddelerden uzak tutma yöntemlerini anlattı. Narkotik madde kullanımının artık küresel bir problem haline geldiğini söyleyen Söylemez, ailelerin yüzde 98 oranında çocuğunun madde kullandığı gerçeğine inanmadığını ve bağımlılığı çocuğuna yakıştıramadığını söyledi. Bu konuda ilk mücadelenin madde ile tanışmayı önlemek olduğunu belirten Söylemez tedavi oranlarının yüzde 1.3 gibi çok düşük rakamlar olduğunu söyledi.

Sadece İstanbul’da 128 bin kişi tedavi gönderildi

Türkiye’de 2005 yılında çıkan denetimli serbestlik yasasından önce AMATEM (Alkol ve Madde Bağımlılar Araştırma Tedavi Merkezi) ve ÇEMATEM’e (Çocuk ve Ergen Madde Bağımlılığı Araştırma, Tedavi ve Eğitim Merkezi) başvuranların sayısının yaklaşık 13 bin olduğunu belirten Söylemez şöyle konuştu: “Bu yasanın ardından ilk kez madde kullananlara mahkeme tarafından ceza verilmeyip, ‘Denetimli Serbestlik’ kapsamına alınmasıyla sadece İstanbul’da 2012 yılı verilerine göre 128 bin kişi bu iki kuruma mahkeme tarafından sevk edildi.

Tüm Türkiye’de ise 2014 rakamlarına göre madde kullanımı nedeniyle hakkında işlem yapılan kişi sayısı 273 bin kişi ve bunların yaklaşık 50 bini çocuk. İstanbul çocukların madde bağımlılığı konusunda yine başı çekiyor ve bu 50 bin çocuğun 40 bini İstanbul’da yaşıyor. Cezaevlerine gelecek olursak Türkiye’nin yaklaşık 160 bin kişilik cezaevi kapasitesi var ve şu anda yaklaşık 152 bin kişi hükümlü ve tutuklu olarak cezaevinde. Bu rakamında yaklaşık yüzde 35’i madde kullanma ve satma suçundan dolayı cezaevinde.

Problemin giderek arttığını ve herkesin artık taşın altına elini sokması gerektiğini kaydeden Söylemez, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün bir yılda madde kullanımı ve satışı ile ilgili 48 bin operasyon yaptığını 68 bin zehir tacirinin gözaltına alındığını söyledi. Türkiye’de bir yılda yapılan toplam yakalamaların tüm AB ülkelerinin bir yılda yaptığı yakalamaların 2 katı olduğunu söyleyen Söylemez, madde kullanımı konusunda maddenin piyasa arzı konusunda gerekenlerin yapıldığını ancak maddeye talep konusunda yapılması gereken çok şeyin olduğunu söyledi.

AMATEM'ler çalışıyor

Talep azaltma çalışmasının arz ile mücadeleden daha önemli olduğunu vurgulayan Söylemez, tedavi oranlarının da iç açıcı olmadığını ve AMATEM rakamlarına göre madde bağımlılığından kurtulma oranının yüzde 1.3 olduğunu, yani 100 kişiden sadece ikisinin maddeden kurtulabildiğini aktardı.

Öğretmenlerin de maddeyi çocuklarından uzak tutulması konusunda yapması gerekenler olduğunu belirten Söylemez, bu tür bir madde ile yakalanan çocuğu okuldan uzaklaştırıp başka bir okula vermenin ateşi başka bir yere sıçratmadan başka bir işe yaramadığını söyledi.

Bu tür durumlarda aile işbirliğine girilerek çocuğun mutlaka uzman yardımı ve tedavi yardımı almasının sağlanması gerektiğini kaydeden Söylemez, riskli öğrencilerin belirlenerek sosyal aktivitelere yönlendirilmesinin de ateşi başlamadan söndürmek anlamına geldiğini söyledi. Okul içindeki gruplaşmaların da dikkatli takip edilmesini öneren Söylemez, ani ruhsal değişimler geçiren, dikkat problemi yaşayan, madde bulamadığı zaman gerginlik ve tahammülsüzlük gösteren ve suça yönelen öğrencilerin dikkatle takip edilmesi gerektiğini kaydeden Söylemez, en etkili çözümün hiç başlamamak olduğunu söyledi.

Çocuk Psikiyatrisi Uzmanı Doktor Veli Kurt ise 0-2 yaş arası çocuklar için ‘güvenli bağlanma’ diye bir kavram olduğunu ve çocuğun bu dönemde kendisine bakan anne ve babasına bağlanma ihtiyacı hissettiğini belirten Kurt, bu dönemde kurulmamış ilişkilerin çocukları madde kullanımı konusunda riskli hale getirdiğini söyledi.

İki -Altı yaş arası çok önemli 

Çocuğun kendini merkeze koyduğu 2-6 yaş arası döneminde çok riskli olduğunu ve özellikle imkanları uygun ailelerin bu dönemde çocuğun her istediğini yapmaması gerektiğini kaydeden Kurt, ‘hayır’ kavramının bu dönemde yerleştirilmesi gerektiğini söyledi. Çocuğun nerede duracağını bu dönemde öğrendiğini kaydeden Kurt, sadece madde kullanımı değil internet ve telefon bağımlılığının temelinde de bu dönemde yaşanan sınırsızlığın yatabileceğini söyledi.

Ailelerin evde öğretmen, öğretmenlerin de okulda anne-baba gibi düşünmesi gerektiğini kaydeden Kurt şöyle konuştu: “Başarı sadece ders üzerine değildir. Herkesin içinde bir cevher vardır. Anne- babalara ve öğretmenlere düşen görev bu cevheri ortaya çıkarmaktır. Çocukların çocuk olmak gibi bir hakkı var. Yatana kadar ödev yapan çocuktan bir şey beklemeyin. Çünkü ilk fırsatta kendisine haz verecek şeylere yönelecektir.

Ergenlikte da bu fırsatı ele geçireceğine emin olabilirsiniz. Bu konuda herkese iş düşüyor ve madde kullanan-kullanmış çocuğu okuldan uzaklaştırmak çözüm değil. Bu büyüyen bir risk size de gelmesi olasılığı büyüyor. Öğretmen olarak bir şeyden şüpheleniyorsanız öncelikle yargılamadan dinleyin. Gençlerin en çok önem verdiği değerler gizlilik ve güvendir. Bu konuda onları yanıltmayın. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite rahatsızlığı yaşayan çocuklar da risk grubunun en tepesinde yer alıyor. Bu rahatsızlık ilaçla tedavi edilebilen ve psikiyatride organik olarak beynin hangi bölgesinden kaynaklandığı bilinen ender rahatsızlıklardan bir. Tedavi edilmediği takdirde bu çocukların maddeye yönelme riski çok fazla.”
 
Kaynak: İstanbul Times Haber Ajansı (İTHA)
Editör: TE Bilisim