Malum Hz.Harun Hz.Musa’nın kardeşi ve kendisi de bir peygamberdir.Peygamber olarak geldikleri Yahudi halkının kendilerine karşı sürekli inkar ve isyan içinde olmalarından dolayı hayatları sıkıntı ve ızdırapla geçmiştir.Zaten hayatı lüks ve şatafat içinde geçen peygamber de yoktur.

 Harun’un sıkıntılı hayatına karşılık Karun ‘un hayatı ise bolluk ve bereket içinde geçmiştir.Hatta hazinelerinin anahtarlarını ancak develerin taşıdığı bile söylenir.

Türkiye’deki Müslümanlar’ da Turgut Özal’ın İktidara geldiği 1983 yılına kadar tam anlamı ile Harun gibi bir hayat yaşarken bu tarihten sonra neden bizde şatafat ve rahat içinde yaşamayalım fikrine kendilerini inandırdılar.

1990 yılında Rusya da komünizm’in çökmesi sonucu her türlü ürüne aç olan bu devasa piyasa ülkemiz ile ticaret yapmaya başladı.Rus firmaları ile iş yapan Türk firmalarından çoğunun sahibi de  dini bütün Müslüman insanlardı.Bu küçük ve orta ölçekli firmalar kısa sürede mal mülk sahibi oldular.

1994 yılına kadar doğru dürüst yerel yönetimlerde iş başına gelemeyen İslami partilerin öncüsü Refah partisi İstanbul dahil birçok büyük şehir belediye başkanlığını kazandı.İyi kötü paraları olan ve bu tarihten sonra makam ve mevki sahibi olan Müslümanlar o güne kadar yaşamış oldukları sıkıntılı ve

ızdıraplı günlerin bitmesi gerektiğine inandılar.Bunu yaparken de kendilerine bir çıkış yolu buldular.

Ve dediler ki Müslümanlar her şeyin en iyisine layıktır diye.

O güne kadar İsraf,şatafat,haram,kul hakkı,ve hak etmeden kazanmak gibi kavramlara çok uzak olan Müslümanlar kendilerini bu işlerin ortasında buldular.Pek tabi olarak o eski saf ve temiz dini bütün kardeşlerimiz bozulmaya başladı.

…Ve Mücahitler Mütahhit Oldu

Varsa para pulun el alemdir kulun,yoksa para pulun cehennemdir yolun,mantığı mücahitlerin beynini kurcaladıkça mücahit olacağımıza müteahit olalım daha iyidir dediler ve oldular.Bu değişim sürecinde Belediye başkanlığı makamına oturan birçok başkan ilk başlangıçta fazla yanan belediye lambalarına bile israf haramdır diye karşı çıkarken(Ki doğrusuda budur )daha sonra o kadar gereksiz  yere  harcamalar yaptılar ki bugün bu  israfın boyutunu tahmin etmek bile çok zorlaştı.

Sadece makam ve mevkilerini beş yıl daha garanti altına almak için mahalle muhtarlarını tatillere mi götürmediler,mensup oldukları partinin üyelerini turistik yerlere tatile mi dersiniz her şey var.Yüzlerce hatta bazen binlerce insanı tatile götürürken bir de kıytırık isimler bularak eğitim semineri veya parti içi çalışma programı adı altında ne paralar aktarılıyor tahmin etmek bile zor.

Gazete ihbar hattımıza gelen bilgilerde belediye çalışanlarını Antalya ve Dubai dahil dünyanın bir çok yerine gönderen belediye başkanlarının hiç de az olmadığını hep duymaktayız.

TASARRUF YAP IMF YE BOYUN EYME

İddia ediyorum belediyelerdeki israf ve yolsuzluklar önlensin IMF dahil hiçbir uluslararası kuruluşun yardımına ihtiyacımız kalmaz.Bizim ülke olarak sorunumuz kaynak yetersizliği değil bu kaynakları adil ve doğru olarak kullanamamaktır.

Bu yapılamayınca da ABD ve İsrail’in güdümünde olan IMF üç beş kuruş parayı hem de en yüksek faizi ile bize vermek için başbakanımız dahil en üst düzey devlet büyüklerimize elli dereden su getirip yüzlerce talep sıralamaları bir yurttaş olarak benim onurumu zedelerken aynı partiye mensup olan belediye başkanları kılını kıpırdatmıyorsa burada durup düşünmek gerek.

BELEDİYE BAŞKANLARIMIZA

Her ne kadar Başbakan Erdoğan bulunduğu makam’ın gereği olarak olumlu konuşmak zorundaysa da dünya ile birlikte Ülkemiz de çok sert şekilde bu küresel krizden etkileniyor ve ilerleyen sürede de daha da etkilenecektir.Lütfen Belediye çalışanlarınızı Antalyalara bodrumlara gönderip kamu kaynaklarını gece kulüplerine ve barlara kaptırmayın.İşin en acı tarafı bazı belediyelerin çalışanlarını DUBAİ’ ye bile göndermek üzere hazırlık yaptığını duyduğum zaman tüylerim diken diken oldu.Toplantı,istişare ve iş çalışmasına elbette karşı değilim en azında bu kriz ortamında biraz daha dikkat ederek bu tür çalışmalarınızı kendi sosyal tesislerinizde yaparak milyarlarca paranın tasarruf edilmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Hatta paranız çoksa Turistik gezilere ve ağırlama harcamalarına vermeyin hazineye borç vererek IMF nin bize yapacağımız işleri dikte etmesinin önüne geçin diyorum.

Büyükşehir ve onların sınırlarında yer alan ilçe belediye başkanlıkları iki üç sene samimi bir şekilde gereksiz harcamalardan kaçınsınlar iddia ediyorum dünyada hiçbir yere kuruş dış borcumuz kalmaz.

Ülkesini seven bir yurttaş olarak yirmi beş otuz yaşlarındaki ki IMF Türkiye masası şeflerinin

Başbakan ve bakanlarımızı hesaba çekmelerini içime sindiremiyorum.Bunun için de Belediye başkanlarımıza sesleniyorum öteki belediye başkanları yapıyor bende panayır fuar ve turistik seyahat yapayım yarışına girmeyin.Siz doğru olanı yapın Hz.Ömer’in kendi işini yaparken devletin mumunu söndürmesini lütfen UNUTMAYIN diyorum.

Hepinize yeni dönemde bol şanslar diliyorum.

Editör: TE Bilisim