İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ata Özer:

“BEN ÖĞRETMENLERİN AYAĞINA AYAKKABIYIM” 

İstanbul Milli Eğitim Müdürü Ata Özer, İstanbul Times Gazetesi’nin sorularını yanıtladı. Eğitim sistemi ve çalışmalar ile ilgili bilgi veren Özer, öğretmen, öğrenci ve velilere mesajlar verdi.

HABER: Ömer ADIYAMAN/ISTANBUL TIMES

FOTO : Ferdi TÜRK/ISTANBUL TIMES

İstanbul Milli Eğitim Müdürü Ata Özer, İstanbul Times Gazetesi’nin sorularını yanıtladı. Eğitim sistemi ve çalışmalar ile ilgili bilgi veren Özer, öğretmen, öğrenci ve velilere mesajlar verdi. Özer, öğretmenlere verdiği ilginç mesajda, “Ben öğretmen camiasının devamlı olarak yanındayım. Onların ayağına ayakkabıyım. İstedikleri yerde beni giyerler. Bir tek şartım var. “Ayakkabıyı boyalı veriyorum ve boyalı olarak alırım” dedi.

TOPLUMA “OKU” ÇAĞRISI

Kendisi ile ilgili bilgi veren Özer, 1947 yılında İstanbul^da doğduğunu, evli ve iki çocuk babası olduğunu kaydetti. 35 yıl okul müdürlüğü görevi yürüttükten sonra, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü olduğunu vurgulayan Özer, bütün toplumu okumaya çağırdı. Kendisinin de hergün bir kitap okuduğunu kaydeden Özer, “Toplum okumuyor. Eğitimsiz bir toplum suç oranının artmasına sebep olur. Bu nedenle ne olursa olsun okuyun. Gazete, dergi ne bulursanız okuyun” dedi.

“BEN ÖĞRETMENLERİN AYAĞINA AYAKKABIYIM”

Sistemde yapılan değişikliklerle ilgili bilgi aktaran Özer, “Son dönemlerde şikâyetlerin olduğunu söylüyorsunuz. Özellikle eğitimci camiasından geldiğini vurguluyorsunuz. Benim için idarecinin veya öğretmenin memnun olup olmaması önemli değildir. Benim için önemli olan halkın memnun olması çocukların memnun olması ve idarecilerin memnun olmasıdır. İdareci veya öğretmen, işine geleni beğenip veya işine gelmeyeni beğenmezse eğitim sisteminde başarıya ulaşmak mümkün değildir. Bizim yaptığımız icraatlar, zil çalıp okula gelen öğretmen yerine zil çalıp okula geldiğinde zil çalıp okuldan gitmeyen, çocukların sorgu ve suallerine açıklık getiren , onlarla ilgilenen ve öğrencilere karşı sevecen olan icraatlardır. Ben öğretmen camiasının devamlı olarak yanındayım. Onların ayağına ayakkabıyım. İstedikleri yerde beni giyerler. Bir tek şartım var. “Ayakkabıyı boyalı veriyorum ve boyalı olarak alırım” şeklinde konuştu.

İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLERİ ZORUNLU ALINAN PARALARI ÖNLEYECEK

Okul kayıtlarının İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri kapsamında yapılması ile ilgili bilgi aktaran Özer, “İlçe Milli Eğitim Müdürlerinin görevi, ilçesinde okuyan çocukların mutlu ve huzurlu bir şekilde okullara kayıtlarını sağlamasıdır. Kayıtların sistem ve statüsü bellidir. Adrese dayalı sistem icabı en yakın okula çocuğun kaydolması gerekir. Burada İlçe Milli Eğitim Müdürüne bir yük yüklenmeyecek. Ancak burada usulsüz ve veliyi sömürecek bir şekilde, velinin gönül rızası olmadan bağış adı altında kayıt parası almak isteyenlere engel olmak için bu sistem oluşacaktır. Bu İlçe Milli Eğitim Müdürlerinin aslı görevidir. Burda İlçe Milli eğitim Müdürleri bana destek ve yardımcı olacaklar” dedi.

“BAKANLIK YAYINCILARLA BİRARAYA GELDİ”

Devlet tarafından öğrencilere verilen kitapların yayıncı sektörüne darbe vurduğu sorusuna ise Özer, “Kitap olayı ile ilgili olarak üç yılda bir kişi geldi. Ancak bakanlık bu olayı çözdü. Bir aylık kısa bir süre içerisinde Bakanlık, yayıncılar birliği ile protokol imzaladı. Her halde bu protokol içerisinde her iki taraf memnun olmuştur” dedi.

“GENÇLER ÖĞRETMENLERİNİZİ SEVİN”

Gençlere mesaj veren Özer, “Öncelikle gençlere, bana  emanet edilen gençlere birkaç sözüm olacak. Öğretmenlerinizi sevin ve onlara güvenin. Planlı ve programlı bir şekilde çalışın. Zayıfı getiren de öğrencidir. Zayıfı silecek olanda öğrencidir” dedi.

“ÖĞRENCİLERE İNSANİ İLİŞKİLER İÇİNDE DAVRANIN”

Öğretmenlere mesaj veren Özer, “Öğretmenlere söylüyorum. Öğretmen arkadaşlar kendilerine emanet edilen öğrencileri sevgi yumağı içerisinde kucaklasınlar. Onların bu ülke için önemli değer olduklarını hissettirsinler. Not ile korkutan öğretmen yerine bilgi ile donatan öğretmen olsunlar. Kızdıkları veya gücendikleri zaman “Çık dışarı” veya “Kalk ayağa tek ayak üzerinde dur” gibi çağ dışı kalmış olan cezalarla çocuklarımızı cezalandırmak yerine onlarla bir arkadaş gibi iletişim kursunlar. İnsani ilişkiler içerisinde onlara davransınlar” dedi.

“ÇOCUKLARINIZI TAKİP EDİN, OKULLAR ÇOCUK ESİRGEME KURUMU DEĞİL”

Velilere de seslenen Özer, “Anne babalara sesleniyorum. Çocukları okullara gönderdikleri zaman kontrol etsinler. Okullar çocuk esirgeme kurumları değildir. Birer eğitim yuvalarıdır. Öğretmenlerde mürebbiye ya da çocukları muhafaza eden bir sistemin içerisinde değillerdir. Öğretmen camiası bilgilerini ve becerilerini kendilerine emanet edilen öğrencilere aşılar” şeklinde konuştu.  

 

 

Editör: TE Bilisim