CHP Zeytinburnu İlçesi Belediye Başkan Adayı Adil Emecan, birbirinden farklı iddialarla gündem yaratacak bilgiler verdi.
 
BELGELİ MUHALEFET İSTANBUL TİMES’E KONUŞTU
 
CHP Zeytinburnu İlçesi Belediye Başkan Adayı Adil Emecan, siyasetin yükselen yıldızı. Muhalefetin rotasını değiştiren ve “belgeli muhalefet” dönemini başlatan Kemal Kılıçdaroğlu’ndan sonraki isim. Aralarındaki tek fark ise biri CHP Grup Başkanvekili diğeri ise bir dönem Belediye Başkanlığı yapmış, CHP Zeytinburnu İlçesi Adayı. Ortak noktaları ise “Belgeli Muhalefet” yapmaları. Emecan, yıllardır biriktirdiği ve topladığı belgeler ile 1999 yılında görevi teslim alan AK Parti Belediye Başkanı Murat Aydın dönemi ile kendi dönemini anlatarak ciddi anlamda bir kamuoyu oluşturuyor. Emecan, önce hizmetlerinden bahsediyor, sonra da yanlış olan hizmetleri belgeleri ile birlikte açıklayarak, Zeytinburnu’nda ikinci dönem Belediye Başkanlığını yürüten AK Parti’den tekrar aday adaylığını açıklayan Murat Aydın’ı sarsıyor. Emecan ile , yaklaşık iki saat süren röportajımızda sorularımıza verdiği yanıtlardan da anlaşılacağı gibi farklı bir kişilik.
 
RÖPORTAJ /                    Ömer ADIYAMAN/İSTANBUL TİMES
FOTO VE GÖRÜNTÜ /      Ferdi TÜRK/İSTANBUL TİMES
 
 
1-Adil Emecan Zeytinburnu halkı tarafından çok iyi tanınan biri. Zeytinburnu’nda bir dönem belediye başkanlığı yaptınız. Kısaca siyasi özgeçmişinizden bahseder misiniz?
 
Ben 1961 Giresun doğumluyum. Ortaokul ve Liseyi yatılı okul olarak bitirdim. İstanbul Tıp Fakültesi mezunuyum. Ağrı’da mecburi hizmet görevimi tamamladım. Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesinde ihtisasımı yaptım. Daha sonra askeri vazifemi yerine getirdim. Daha sonra Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nde tekrar göreve başladım. 1994 yılında belediye başkanı seçildim. 1999 yılında görevim bittikten sonra tekrar Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nde görevime devam ettim. 2004 yılında tekrar Belediye Başkanlığına aday olmak için CHP’den aday adaylığı müracaatında bulundum. Sonradan adaylığım olmayınca tekrar hastanedeki görevime döndüm. 1 Aralık 2008 tarihine kadar da bu görevimi sürdürdüm. Bu arada daha önceki görevimde Zeytinburnuspor başkanlığı yaptım. Bu günde yine Türkiye’nin en köklü kulüplerinden bir tanesinde özellikle Zeytinburnu’nu temsilen görev yapmaktayım.  
 
2-Zeytinburnu’nda resmi aday adaylığınızı açıklamadan önce halkın nabzını bir şekilde ölçme şansınız oldu. Halkın nabzını 2009 Yerel Yönetim Seçimlerinde nasıl görüyorsunuz?
 
Ben hizmet adamıyım. Ben Zeytinburnu halkına belediye başkanlığı görevimden sonra da hizmetime devam ettim. Yani 1999 yılında seçilmedim diye kızmadım, küsmedim ve darılmadım. Hep hizmet ettim. Elimde bir imkan varsa hiçbir zaman seferber etmemezlik yapmadım. Yada bana bir talep geldiğinde banane demedim. Pozitif yönde düşünerek yapmaya çalıştım. Tabi biz bunları yaparken Allah rızası için yapıyoruz. Bunun dışında tabiki Zeytinburnu halkına bir borcumuz var.
 
“HALK İSTEDİ BENDE VARIM DEDİM”
 
Ben hiçbir zaman belediye başkanlığımdan sonra Zeytinburnu eski Belediye Başkanıyım demeyi hiçbir zaman bir yerde açıkçası ihmal etmedim. Kendimi tanıtırken o görevde bulunduğumu bir çok yerde ima ettim. Mademki ifade ediyorsunuz ve bu halk sizi genç yaşta belediye başkanı olarak seçmiş elbette o halka gücünüz dozunda hizmet etmeye devam edeceksiniz. Biz bunu yaptık. Bizim yaptıklarımızı halkımızın takdir etmesinden dolayı biz bugün ortadayız. Sahadayız. Sokaklarda ve evlerdeyiz. Eğer bizim halkımız takdir etmeseydi bir Adil Emecan ismini kamuoyu oluşturmasaydı elbette belki ben bugün burada olmazdım. Onun içinde halkımıza müteşekkirim.
 
 
 
3-1994-1999 yılları arasında Belediye Başkanıydınız. 1999 yılında  Murat Aydın seçimi alınca görevi teslim ettiniz. Sizin döneminizden sonra yapılan hizmetlerle, sizin döneminizdeki hizmetleri karşılaştırdığımızda nasıl bir tablo ortaya çıkıyor?
 
Şimdi gerek Yerel Siyasette olsun gerek genel siyasette olsun hatta bu özel ve ticari yaşamda olsun her devrin kendine göre koşulları vardır. Yapılan hizmetleri değerlendirirken o devirleri göz önünde bulundurmakta fayda var. Herkes şunu çok iyi biliyor ki 1999 yılında Türkiye bir deprem yaşadı. O depremden sonra da gerek şehirleşme politikaları gerek belediyecilik politikaları yeni baştan gözden geçirilmek zorunda kaldı. Bunu sadece Zeytinburnu değil Türkiye yaşadı. 1999 yılından önce de bizim örneğin inşaatlara ruhsat verirken öngördüğümüz bize bilimsel çevrelerden gelen bir takım veriler artık geçerliliğini kaybetti. Sil baştan yapılarak yönetmenlik değişiklikleri yapıldı.  Şimdi biz bizim dönemimize göre hizmet verdik. Bizim dönemimizde Zeytinburnu kuruluşundan beri gelen bir takım sıkıntılarını hala yaşama sürecindeydi. Ama bizden sonra özellikle deprem herşeyi durdurdu ve yeni bir bakış açısı getirdi. Biz o günkü koşullarda hizmet verdik.
 
 
“BİZ SIKINTILI DÖNEMLERİN ACISINI YAŞADIK”
 
Bakın gecekondular yıkılıyordu her sokakta sayısız inşaat vardı. Onun kumu çakılı mıcırı ve çimentosu inşaatın önündeydi. Zeytinburnu şantiye gibiydi. Efendim ben bunu şuna benzetiyorum. Bir evde yaşam sürdürüyorsunuz. Bir anda o evde badana boya yapıyorsunuz. Ama diğer tarafta ise o evde yaşamı sürdürüyorsunuz. Peki boya yapmak o şartlarda mı kolaydır? Yoksa boş bir dairede boya yapmak mı kolaydır? Tabiki boş bir dairede boya yapmak mı kolaydır. Biz işte öyle bir yaşamın olduğu Zeytinburnu’nda hizmet verdik. Bunu biraz daha açarsak bir Beylikdüzü’nü düşününüz. Bir Bahçeşehir’i düşününüz.  Hatta Ataköy’ü düşününüz. Bomboş arazilere yeni şehirler kuruldu. Ama Zeytinburnu’nu biz bulduğumuzda Zeytinburnu öyle kurulmuş bir şehir değildi. 40 ve 50 yıl önce özellikle Türkiye’nin sanayileşme noktasında insanların Trakya’dan Anadolu’dan göç ettiği iş bularak veya iş bulmak hayali ile gelenlerden oluşan bir Zeytinburnu. Çarpık bir yapılaşmanın olduğu bir yerleşim yeriydi. Biz o dönemin sancılarını yaşadık.  Demin söyledim.
 
“PLANDA SOKAK VAR, AMA ORTADA SOKAK YOK”
 
Her sokakta gece konduları vardı. O gecekondular yıkıldı yerine insaatlar yapıldı. Bakın benim dönemimde ben çok net ifade ediyorum. Burada yüzden fazla yeni sokak açtım. En basit örnek. Sümer Mahallesi’nde elektrik idaresinin karşısında üç tane sokak vardı. Sokaklara baktığımız zaman sokağın diğer ucunu göremiyordunuz. Elimde plan var. Planda sokak gözüküyor. Ama ortada sokak yok. İşte ben yüzden fazla öyle sokak açtım.
 
“DOĞALGAZ BENİM BELEDİYE BAŞKANLIK DÖNEMİMDE GELDİ”
 
Bizim zamanımızda ilk ciddi altyapı çalışmaları başladı. İSKİ tarafından su boruları değiştirildi. Ama bu su borularının kazıldığı yerleri ben asfaltı ile kapattım. Aslında o İSKİ mütehidinin göreviydi. Maalesef biz kapattık. Sonra Sümer Mahallesi ve Nuripaşa Mahallesi’ne doğalgaz geldi ve Türkiye’nin aldığı doğalgaz miktarı yetmediği için İGDAŞ yeni yatırımları durdurdu. Doğalgaz’ın Sümer ve Nuripaşa Mahallesine gelmesinde benim çok büyük emeğim var. Bunu hem İGDAŞ’ın o günkü yetkilileri çok iyi biliyor hemde o dönemdeki zannediyorum Refah Partili Belediye Meclis üyeleri çok iyi biliyorlar. Bizim bunlar ile ilgili anılarımız vardır. Doğalgaz’ın gelmesinde benim çok etkim var. Ama sonra ne oldu. Özellikle 1999 yılında kaybettiğim seçimlerde Seyitnizam’ a Telsiz’e ve Merkezefendi Mahallesi’ne gittiğim zaman özellikle ablalarımız ağabeylerimiz Adil Bey sen getirmemişsin diye itamda bulundular. Yinede bunun propagandasını ve antipropagandasını yaptım. Hak etmediğim eleştiriler aldım. Ne oldu İGDAŞ’ın yöneticileri dedi ki “Adil bey seçimden sonraki aylarda doğalgaz verilmesi devam edecek” dedi. Gerçekten de öyle oldu. Bizim bir günahımız yoktu.
 
 
“İSKİ YAPMADI BİZ YAPTIK”
 
Doğalgaz programlandı ve yetmeye başlayınca arkası geldi. Benden sonra devam etti. Bizim zamanımızda İSKİ Zeytinburnu su kanalını ve atıksu kanalını yapmadı. Ama ben özellikle atıksu konusunda çok problemler yaşadığım için bir çok sokakta kanalizasyon yapmak zorunda kaldık. Aslında İSKİ’nin yapması gerekiyordu. Ama biz yaptık. 1999 yılından sonra İSKİ hem atıksu kanalını tamamladı hemde diğer eksikleri tamamladı. Alt yapı çalışmaları büyük ölçekte Zeytinburnu’nda bitti. Bizim o dönemde yaşadığımız başka bir sıkıntı belediyelerin kanunlarla harcama kalemleriydi. Bakın okul, cami, cemevi, yöre dernekleri, amatör spor kulüpleri hepsi taleplerle bize geliyorlardı. Belediyenin kasasından çıkarıpta bunlara beş kuruş verme yetkimiz yoktu. Kanun bunu sınırlamıştı. Ama biz onlara kaynak bulmak zorundaydık. Ama Allah’a şükürler olsun hiçbirinin altında kalmadık. Hepsine bulduk buluşturduk ve hepsini de idare ettik. Yani o zamanlar yasalar sınırlıydı. 5 Nisan Ekonomik tedbirleri Tansu Çiller zamanında bizim yasa gereği belediyeye bir tane kalem alma yetkimiz yoktu. Biz o şartlarda Belediyecilik yaptık. Ama beş yılda birçok hizmet ürettik. Bugün bunları sayarken ben yoruluyorum, insanlarda dinlerken yoruluyor. Hiçbir yükün altında da kalmadık. Bizden sonra dediğim gibi depremden sonra duran bir konutlaşma hem bir silbaştan anlayışı bir taraftan İGDAŞ ve İSKİ tarafından altyapılar tamamlandı. Bu arkadaşlarımıza da süsleme kaldı.
HAFTAYA
1- CHP Zeytinburnu İlçe Teşkilatında son haftalarda parti içi demokrasi ile bağdaşmayan iddialara Emecan ne yanıt verdi?
2-  Mevcut Belediye Başkanı Murat Aydın ile ilgili belgesini göstererek hangi iddialarda bulundu?
3-   Belediye Başkanı Adayı olması halinde hangi projeleri hayata geçirecek?
4-   Yeşil alan düzenlemesi ile ilgili hangi çarpıcı iddialarda bulundu?
5-   Belediye Başkanlığı döneminde Turgay Ciner'den hangi araziyi ne amaçla aldı?
Birbirinden farklı iddiaların yer aldığı açıklamalar haftaya www.istanbultimes.com.tr ve İSTANBUL TİMES GAZETESİ VE ZEYTİNBURNU GAZETESİ'nde siz okurlarımıza aktaracağız.
 
HABERİN İLK BÖLÜM VİDEOSU ;
Editör: TE Bilisim