Kontrolsüz GÖÇ , Güç Değildir…

Suriye iç savaşı 8 sene önce başlar başlamaz o zaman başbakan olan sayın Ahmet Davutoğlu’nun Beşar Esad’ın rejimi en geç 6 ayda devrilecek,biz de Şam Emeviye Camisinde namaz kılacağız dediği zaman EYVAH böyle göçmen mi kabul edilir diye hafıflanmıştım.

Göç’ün tarih boyunca değişmeyen bir olgu olduğunu çok iyi bilenlerdenim.

Göç planlı ve düzenli olursa hem GÖÇ edenler hem de göç kabul edenler yani muhacirler ve ensarlar ağır bedel ödemeden bu süreci aşarlar.

Oysa hiçbir hesap kitap plan ve proje olmadan Suriye,Afgan,Türkmen,Ermeni, Azeri ‘ler başta olmak üzere 10 milyon civarında göçmenin ülkemizin her yerinde FİNK atmasının doğurduğu ağır bedellerin ortaya çıkardığı çok olumsuz sonuç var ve daha da olacak.

Meşhur bir sözümüz var zararın neresinde dönerseniz kârdır deriz ya Hükümet yetkilileri de yanlış ve plansız göçten zarar gördük diyenlerin haddini bildirmek yerine kendi yaptıkları yanlışlarını telafi etmek adına hiç zaman kaybetmeden başta Suriye’li sığınmacılar olmak üzere göçmenlerde zarar görmesin bizim yerli halkımızda diyerek akıl ve bilim ile bir çözüm üretmenin vakti geldi geçiyor bence…

Cumhurbaşkanı Erdoğan açık ve seçik bir şekilde başta Amerika,akabinde Avrupa ülkeleri Suriye konusunda bizi yarı yolda bıraktılar.

Biz Suriyeli sığınmacıları kabul ederken iç savaş’ın 6 ayda biteceği ve canını kurtarmak için ülkemize gelen Suryelililerin geri döneceğini hesaplamıştık ama iç savaşın 8.yılında halen ortam düzgün değil, ülkemizin de tek başına bu yükü kaldırması artık mümkün değil.

Bu göçmenlerin tamamını ülkemizde tutamayız Suriyeyi bu hale getiren gelişmiş ülkeler ya paylarına düşen göçmenleri alırlar yada biz artık onların can güvenliklerinin güvende olacağı yerlere gitmelerine bir şey demeyeceğiz derse halkımız bunu anlar ve Erdoğan’ı takdir eder.

Gerçeği kabul etmeyeyip Suriyeli sığınmacılar geri gitsin diyenleri suçlarsak bu sorun daha da başımıza ciddi belalar açacaktır.

Hiçbir zaman göçmenlerin canı cehenneme demedim demem de. Yaşam hakkı her şeyin önünde gelir. Dinimiz olan islam yaşam için haram’ı helal kılarken yaşamı her şeyin önünde tuttuğu içindir.

Kimse üzlümesin bir an önce bütün göçmenler gönderilsin sadece halkımızı rahatsız etmeyecek kadar kişi kalabilir.

Kimse Almanların kendi fabrikalarında çalışacak Türklerin dişlerine bile bakarak aldıkları işçiler ile bir anda 5 milyon Suriyeli’nin ki yarısı üretici değil tüketicidir ülkemize akın etneleri ile Almanların planlı aldığı erkek işçiler ile bu olayı karıştırmasın.

lmanların işçiye ihtiyacı vardı ama bizim genç ve eğitimli nüfusun % 26 sı işsiz. Biz ülke olarak önce kendi işçimize iş bulalım sonra ithal işçiye bakarız diyorum.

Evet bizim yeni gençlik yorulmadan para kazanmak ve zengin yaşamak istiyor. Kimse gidip tekstilde makinacı olmak ve beyaz eşyada ürün indirmek bindirmek istemiyor.

Ama birilerinin de bunu yapması gerek. Devlet ta ortaokulda bunu planlayacak hangi alanda eleman lazım ise ona göre iş yapacak.

Gelişen teknolojiye göre bugün olan bir çok meslek belki 10 sene sonra olmayacak.

Bunu düşünmeden planlamadan 10 sene sonra olmayacak meslek için gençlere üniversite okutmak ne kadar doğru ?

Plansız kabul edilen Suriyeli Sığınmacıların bugün olumsuz olarak etkilemediği kesim çok az…

Rahmetli Özal 1989’da Bulgaristan’ ın o zaman ki idarecisi Tudor Jivkof’un ülkesinde yaşayan Türklere karşı uyguladığı zülümden sonra ülkemize göç etmek zorunda kalmışlardı.

Özal az sayıda göçmen bekliyordu ama 300 bini aşınca Özal bunların haklarını yaşadıkları yerde korumayadıklarından dolayı yakın çevresine hayıflanmıştı.

Ak Parti’nin en büyük hatası ABD’ye güvenip Esad’ı düşman ilan etmesi oldu…

Arap Baharı başladığı zaman Ak Parti’li idareciler Irak devlet başkanı imha edildi. Mısır ‘ın Hüsnü Mübarek’i devre dışı edildi. Libra Lideri Muammer Kaddafi hunharca öldürüldü.

ABD bu işin içinde Beşar Esad’ın da en geç 6 ay içinde devrileceğini düşündü. Bunun gereği olarak da Esad’ı düşman ilan edip yerine gelecek olan yönetim ile iş yapacağını düşündü.

Tabi evdeki hesap çarşıya uymadı. ABD devrilen Mısır başkanı Hüsnü Mübarek’in yerine gelen Muhammed Mursi’nin Mazlum Filistin halkına destek vermesi ve milli politikalar geliştirmesini gören ABD halkı ezen mevcut Arap liderler bizim işimize daha çok geliyor diyerek Beşar Esad’ı dost olarak görüp Türkiye’yi son anda tek başına ortada bıraktı.

Ak Parti ne yapalı ?

Recep Tayyip Erdoğan ekranlara çıkıp halkımıza ABD başta olmak üzere Arap baharına destek veren ülkeler Suriye konusunda son anda bizi ortada bıraktılar. Biz de milyonlarca Suriyeli ölmesin diye sığınmacı olarak kabul ettik. Avrupa ülkeleri bu sığınmacılara verilmek üzere 6 milyar dolar gönderecekti onu da göndermediler. Hükümet olarak kabul ettiğimiz 4 milyondan fazla Suriyeli sığınmacılar halkımızın hayatını olumsuz yönde etkiledi.

Bu eksikliğimizi ve hatamızı daha fazla sürdürmemiz mümkün değil 1 sene içinde 2 milyon dolardan fazla yatırım yapanlar ve ülkemize yararlı olan bilim ve ilim adamları dışında Suriyeli,Afgan,Türkmen,Azeri,Ermeni ve diğer bütün göçmenleri ülkelerine göndereceğiz deyip halkın yüreğine su serpmeli.

Ülkemizde bir tek vatandaş bu göçmenleri savaş ortamına gönderin hayatlarını kaybetsin diyecek tek bir insan olamaz.

Ama Hükümete açtınız kapıları zaten ülkemizde işsizlik var 10 milyon göçmen geldi.

Yerli halk olarak ev kiralarımız arttı, iş bulamıyoruz. Bunların plansız gelmesi ile hayatımız olumsuz yönde etkilendi hükümet bu sorunlara çare bulsun demeleri yanlış mı ?

Özetle hükümet plansız göç ile alakalı haktan özür dileyip bir an önce hatamızı telafi edeceğiz diyerek göçmenlerinde zarar görmeyeceği bir çıkış yolu bulmasının dışında bir çözüm yok.

Göçmen konusu yakın,orta ve uzun vade de ülkemizi ve halkımızı daha çok üzecek duruma gelmeden ortak akıl ile bir çözüm bulunmalıdır.

Hepinizin mübarek kurban bayramını kutlar,esenlikler dilerim…

İstanbul Times / Hüseyin Çetiner / 31 Temmuz 2019