Aynı Gemideyiz: Ayrışarak Büyüyemez, Ötekileştirerek Var Olamayız

Her büyük medeniyetin temelinde bir ortak akıl, ortak vicdan ve ortak hedef vardır. Türkiye, tarih boyunca zorluklara karşı direnirken, iç barışını ve birlikte yaşama kültürünü ne zaman kaybetse, yara almış; ne zaman bu birlik duygusunu tazelemişse güçlenmiştir.

Bugün geldiğimiz noktada ülkenin en derin yarası ekonomik kriz ya da dış tehdit değil; toplumsal kutuplaşmadır. Birbirine düşman gibi bakan kesimlerin, farklı düşünceyi “ihanet”, farklı yaşam tarzını “tehlike”, farklı kimliği “terör” olarak damgaladığı bir iklimde ne iç huzur olabilir ne de büyük hedefler gerçekleştirilebilir.

Birlikte yaşama iradesi, farklılıkları bastırmakla değil; onları anlamakla mümkündür. Ülkeyi yönetmekle görevli olanlar da, muhalefet rolünde olanlar da bu hakikati görmek zorundadır: Aynı gemideyiz. Bu gemi su alırsa hepimiz batarız. Bir kısmını “hain” ilan edip dışlamak, sadece ayrışmayı derinleştirir ve toplumsal çöküntüyü hızlandırır.

“Büyük Türkiye” hayali, sloganlarla değil, ortak değerlerle kurulur. Bunun yolu da insani temellere dayalı bir politik duruş geliştirmekten geçer. İnsan onurunu öncelemeyen, farklı kimlikleri tanımayan, toplumu sadece ‘biz ve onlar’ şeklinde bölen her söylem, Türkiye’nin kendi geleceğini sabote etmesidir.

Devletin görevi; güvenliği sağlamakla birlikte, toplumun her kesimine kulak vermek, her vatandaşının onurunu korumaktır. Bu da ancak; siyasi hesaplardan uzak, samimi bir toplumsal uzlaşı iradesiyle mümkündür. İktidar ve muhalefet, bu konuda bir araya gelmeli, el ele vererek yeni bir toplumsal sözleşmenin zeminini hazırlamalıdır. Çünkü bu ülke ne sadece bir partinindir, ne de sadece bir kesimin.

Geçmişte bizi ayakta tutan şey ortak acılardı. Şimdi bizi birleştirecek olan ise ortak umutlar olmalıdır. Toplumun her kesimi için adaletin, ifade özgürlüğünün, eşit yurttaşlık hakkının tesis edilmediği bir ülkede huzur, ancak hayal olur. Ve huzurun olmadığı bir yerde büyüklükten söz edilemez.

İç barış olmadan büyük hayaller kurulamaz. Önce kalplerde barış inşa edilmeli, sonra meydanlarda birlikte yürünmelidir. Unutmayalım ki; ayrışarak büyüyemeyiz, ötekileştirerek var olamayız.

İstanbul Times - Mehmet Sebah Yiğit