Bugün KIBRIS`ın TÜRKİYE ile ilgisini kesmek ve Kıbrıs`ta Türklüğü eritmek için ambargo ile başlayan oyun üstüne oyun oynanıyordu. Son oyunun adı “ANNAN PLANI”  plana göre artık Türk ve Rum yoktu. Herkes “KIBRISLI” olacaktı. 24 Nisan 2004 günü plan referanduma sunulacaktı. Kuzey Kıbrıs`ın her köşesinde “YES BE ANNEM” afişleri ile dolduruldu. Sonuç TÜRK tarafı % 65 “EVET”, RUM tarafı % 75 “HAYIR” dedi. Türkler başlarına sarılan beladan RUMLAR sayesinden kurtulmuştu.
Batılı aldatıldığını söylüyordu, son olarak KIBRIS RUM kesimi Avrupa Birliği üyesi olarak taçlandırırken bizlere “EVET” elma şekerini yedirdiler…
 
Girne`deki evinde RAUF DENKTAŞ yıllardır “BÜYÜK OYUN”`un parçası olan KIBRIS politikasından anekdotlar anlatıyordu:
“Adamlara gösteriyoruz 1960 Anlaşması`na göre TÜRKİYE`nin üye olmadığı bir yere KIBRIS üye olamaz. Bunu çiğniyorsunuz diyoruz. Cevap Verheuger`den geliyor: “KIBRIS HÜKÜMETİ beni aldattı” diyor. “Kıbrıs hükümeti iğfal etmiş koca adamı.”
 
Bugün ABD`nin, Büyük İsrail hayallerinin hesabına Kıbrıs ve İzmir`i NATO üssü yapmak istiyorlar. İlk ayak İzmir zaten NATO`nun merkezi adı altında geçmişteki gibi YUNANLILARIN işgali gibi fakat yumuşak bir şekilde kimsenin ruhu duymadan tereyağından kıl çeker gibi koşar adım geldiler. Bu işin ikinci ayağı Kıbrıs ise bugünlerde bu oyunun hayata geçirilmesi ve dozajını arttırarak devam ediyor.
Askerlerimiz üslerden çekiliyor. Maaşlar ödenmiyor.
Bugünlerde KKTC Hükümeti istifa ile değişiyor.
Manavgat suyu KKTC adı altında İsrail`in hizmetine sunuluyor.
İsrail NATO bünyesine dâhil oldu. Artık NATO mu İsrail`e hizmet eder yoksa İsrail mi NATO`ya hizmet eder göreceğiz?
Kıbrıs`ın nüfus yoğunluğu değiştiriliyor. İnanmayanlar araştırabilir. “BU KIBRIS NE YUNAN`A NE DE TÜRK`E KALIR” gerisini var sen düşün eğer aklını işletirsen tabi ki!
 
Kumarhaneleri Türkiye`de yasaklayarak hem Türk Hükümeti iyi iş yaptı gösterildi hem de İsrail`in oraya yoğunlaşması bu kumar bahanesi ile üstü örtülüyor. İnanmayan Yahudilerin Kıbrıs`ın tamamında söz sahibi olacağını şimdiden söyleyelim.
 
Yeni yerleşim yerleri oluşturuluyor. İngiltere, ABD ve İsrail firmaları cirit atıyor. Neden acaba?
Kıbrıs`a sahip olan Akdeniz`e sahip olur. Denizin ortasında doğal bir gemi olarak karşımızda duruyor.
 
“Çözümsüzlük çözüm olamaz” siyaseti ile ben çözerim diyen Recep Tayip ERDOĞAN`a bakın Fatih ALTAYLI o zamanlar ne yazıyor;
“Yıllarca küçümsediğimiz “Kasımpaşalı” Diş işlerine güvenerek kendi sıcak tavrını da ekleyerek ve hepsinden önemlisi “cesaret ederek” büyük iş başardı. Bence, bu yılın Nobel Barış ödülü, Tayip ERDOĞAN`ın hakkıdır.” diyor.
 
Ne güzel elma şekerlerim var. Yiyen yok mu? Yiyeyim de sonunda sapı kalıyor beyler bayanlar… Ben yeniden önemle hatırlatayım da; Bahçeli ve Ecevit hükümeti zamanında “Türkiye ve Yunanistan`ın birlikte katılmadığı herhangi bir ortaklığa KIBRIS giremez” şeklinde 1960 Londra antlaşması maalesef, yok saymak ve Helsinki zirvesine katılıp onaylamak suretiyle, Güney Kıbrıs`ın tek taraflı AB`ye girmesinin yolunu açmışlardır. Sonrası malum ANNAN PLANI`na “HAYIR” diyen YUNANİSTAN ve Güney Kıbrıs AB`ye alındı. “EVET” diyen KKTC ve TÜRKİYE elma şekerinin sapını elinde buldu. Ne güzel elma şekeri yiyorduk değil mi?
Bu arada rahmetli Rauf DENKTAŞ`ı dışlayan, itibarlaştıranları hatırlıyorum. Bir de Rauf Denktaş`ın ne söylediğini;
“Ey halkım, sakın ha AVRUPA tuzağına kapılıp bu ANNAN Planına evet diyerek geleceğinizi karartmayın.” Diyen KKTC Kurucu başkanı yok sayıldı. Onun yerine Siyonist rejisörlerin sahneye koyduğu ANNAN tiyatrosunda figüranlık yapanlar, övünüp göklere çıkarılmadı mı?
Rauf Denktaş`ın ve KKTC eski başbakanı Derviş EROĞLU`nun “KIBRIS ELDEN GİDİYOR!” feryatlarına bu topraklarda kulak tıkanmadı mı?
Yunan Başbakanı bu zafer sarhoşluğu ile, Emine ERDOĞAN`ın yanaklarından öperek Yunanistan`dan uğurlamadı mı?
Hükümet, Tsk, meclis, KKTC halkı ve halkımız bunca olanlara bakıp ders çıkaramıyorsa ve bunlara izin veriyorsa daha sonra yaşayacaklarımıza kimsenin ses çıkarmaya hakkı yoktur.
 
 “perşembenin gelişi çarşambadan belli olur.”
 
Artık iç siyaset dış siyaset ayrı bakamayız. Adamlar koşarak geliyorlar.
Kürdistan kuruluyor, ( Suriye ve Irak) ayakları.
Ege`deki adacıklar Yunanistan el koyuyor kimseden ses yok.
Kıbrıs İsrail`in yeni oyuncağı olarak “BÜYÜK İSRAİL HAYALİNİ” gerçekleştirmek için ayan-beyan yaşıyoruz.
Batı Trakya`da soydaşlarımız vatandaş sayılmıyorken; Türkiye`de adamlar okullarını, ev kiliselerini (4000 – 6000) ve misyoner faaliyetlerini “kedilerin olmadığı yerde fareler cirit atar” sözünü yerine getirir gibi dalga geçiyorlar.
 
Türkiye`de bombalar patlaması ile birileri dediğimizi yapmazsanız daha kötü olur diyorsa;
Türkiye `nin bir tarafında iç savaş oluşması için kendi elimizle açılım yaparak bugünü hazırlamak ve yaşamak bile bile… Valiler askerleri kışlalara hapis etsinler. Terörü dağdan şehirlere inmesine izin verin sonra aldatıldık, kandırıldık diyebilme cüretinde bulunabilmek “ne güzel memleket” değil mi? Artık bundan sonra dünya da ve ülkemizde yeni bir savaş başlıyor. “ŞEHİR SAVAŞLARI” benden söylemesi gerisini sen düşün.
 
Bir de Suriye`de dış savaşa gönderilen Amerika`nın paralı askerine dönüşen ordumuz sırf birilerinin açıklarından dolayı, borçlanma ekonomisinin sonucu “EN İYİ İHRAÇ MALIMIZ ASKERLERİMİZİ” bataklığa gönderiyoruz. Sırf Suriye`den gelenlerin savaşmaları yerine bizim çocuklarımızı ateşe atarken; adamlar ülkemizde nüfus patlaması yaşıyorlar. Bu ne rahatlık sorarım size? Biz bu duruma düşsek çocuk yapmayı bırak geleceğimiz ne olacak diye tedbirler alırız. Ayrıca ülkemizi savunmak için savaşmaktan kaçmayız.
 
“Cemaatte ne istedinizse vermedik” de sonra bu tarafa yine aldatıldık, kandırıldık “ne güzel memleket” zaten millet seni oraya ne diye seçti veya sen halka beni hükümet yapın en iyi ben yönetirim demedin mi? Yoksa ben çok güzel aldatılırım, çok güzel kandırılırım… Bunu çocukta yapar beeee….!
Suriyelileri kontrolsüz alarak girişlerini ve onların güvenliğini sağlarken; kendi güvenliğimizi ve sistemimizi yok saymak nasıl bir yönetim şeklidir anlamış değiliz. Sen bu zeminin hazırlanmasına izin ver, görmezden gel, sonra bombalar neden patlıyor değil mi?
 
Azerbaycan Ermenistan arasında Karabağ Savaşı ayrı bir muamma olarak karşımızda duruyor. İran Ermenistan ve Rusya ile birlikte arkamızı oyarken; Allah yardımcımız olsun. Nerede olursa olsun oyun TÜRKLERE oynanıyor beyler bayanlar görüyor musunuz? Dünyayı yönetenler kafayı bize takmışlar da biz ne yapıyoruz? Artık birleşme zamanı “atı alan Üsküdar`ı geçiyor.” “KARDEŞ ÜLKELER BİRLİĞİ” tek çözüm olarak önümüzde duruyor. Neden mi?
 
Bugün TÜRKİYE emperyal (yayılmacı) Amerikan kapitalizmi ile Emperyal (yayılmacı) Rusya komünizmi arasında kullanılmaya ve yok edilmeye çalışılıyor. Herkes çıkarları doğrultusunda hareket ederken; bizler dost dediğimiz stratejik ortağımız bir bakıyorsun PYD – PKK teröristlerine kendi ordusu diyerek ağır silahlar ve eğitimle düzenli bir ordu ile karşımıza çıkıyor.
Yeni yeni ilişkiye girdiğimiz Rusya ise PYD`nin terör örgütü olmadığını,  bu aralar CENEVRE`de yapılacak toplantıya Kürtlerinde katılması gerektiğini söyleyerek nasıl bir kumpasın içinde olduğumuzu göstermektedir.
 
Bunların üzerine bizi yönetenler komşumuz IRAK`ın kuzeyinde oluşan bir yapıyı sanki bir devlet gibi karşılayarak ve bayrağını havaalanında dalgalandırarak, hatta başbakanın savunması KUZEY IRAK KÜRDİSTAN ÖZERK BÖLGESİ tabirini kullanarak yanlış bir şey yapmadıklarını ilan ediyorlar. Eğer Irak bölündüyse veya toprak paylaşılmışsa bizler MUSUL VE KERKÜK BÖLGESİNDE garantör devlet olarak söz sahibi olduğumuzu birileri TÜRKİYE devleti ve hükümetine hatırlatsın. Yok eğer böyle bir şey değilse bu bayrağın IRAK BAYRAĞI olarak gönderde olması gerekmez mi?
 
Bu yapılanlar bilinçli yapılıyorsa ve her şey REFERANDUM için ve “EVET” oyları için Türkiye`deki Kürt kökenli vatandaşların oylarına talip olmak için bu oyunlar oynanıyorsa; o zaman durum daha vahim değil mi?
 
Bu referandumun amacından çıkıp bir ülkenin bekasının parçalanması için oylandığı söyleyebiliriz. Hatta bizim ülkemizde ve bu bölgede oyun kuranlar emeklerinin karşılığını görmek adına bu referandumu önümüze getirmiş olmasınlar. Bizlere eğer “EVET” çıkarsa sorun yok çünkü halk böyle istedi diyerek yapmak istediklerine emin adımla devam ederler. Yok eğer “HAYIR” çıkarsa işte o zaman iç savaş çıkartırız demeye gider. Çünkü iktidar “HAYIR” diyenler “TERÖRİSTİR” imasına hatta açık dille ifade ediyorsa bu artık referandum olmaktan çıkar. Hatta bunu söyleyenlere diyeceğim “O ZAMAN HAYIR`I MİLLETİN ÖNÜNE GETİREN REFERANDUMA NE DENİR?”
 
EY HALKIM ARTIK BU REFERANDUM DEĞİL BİRİLERİNİN KENDİNİ KURTARMA, ZAMAN KAZANMA, GÜNDEMİ OYALAMA, GERÇEKLERİN GÜN YÜZÜNE ÇIKMASI ENGELLENMEK İÇİN YAPILIYORSA; İSTER EVET DEMİŞSİN İSTER HAYIR DEMİŞSİN NE ÇIKAR…
İÇ VE DIŞ SAVAŞ VARKEN, PEMBE DARBENİN NE OLDUĞU BİLİNMEZKEN, EKONOMİ İFLAS ETMİŞ, GÜVEN KALMAMIŞ, CİNAYETLER, CİNNETLER ARTMIŞKEN; NEYİN REFERANDUMUNU YAPIYORSUN?
 
Dünya üzerinde bütün darbelerin arkasında olan veya bilgi dahilinde yapılmasına izin verenler veya bundan faydalananlar 11 EYLÜL "İKİZ KULERİ olayı ile "DÜNYAYA DARBE" yapan zihniyet; 15 TEMMUZ TÜRKİYE`ye yapılan "PEMBE DARBE" aynı torbadan çıkarak hem dünya hem de Türkiye`nin başına bela olmaya devam ediyor.
ANLAYACAĞIN: “GÜÇLÜ OLMAZSAN KOCAN ÇOK OLUR.”
Geldiğimiz nokta 21/22 Haziran 1919 – AMASYA GENELGESİDİR.
 
1.Vatanın tamamı ve milletin istiklali tehlikededir.
 
2.Mevcut hükümet yüklendiği sorumlulukların gereklerini yerine getirmekten acizdir. Bu durum milletimizi bitmiş ve tükenmiş ve teslime hazır hale gelmiş göstermekte ve dış güçlere cesaret vermektedir.
 
3.Milletin istiklalini ( birlik, bağımsızlık ve bekasını) yine, milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
 
4.Milletin (Durumunu ve sorununu ortaya koyup, değerlendirmek) ve (temel hak ve hürriyetlerini içeren sesini ve isteklerini bütün dünyaya iletmek için her çeşit dış etkilerden ve güç merkezlerinin kontrolünden uzak Milli bir Meclis ve Hükümetin kurulması mutlaka gereklidir.)
Ey halkım bu bildirge Atatürk`ün Amasya tamimi tarihi bir ihtilal uyarısı ve mevcut teslimiyetçi iktidara karşı bağımsız ve milli bir direniş çağrısı değil de nedir. Bugün demokrasi ve barış adı altında ülkemizi elimizden almaya çalışıyorlar.
 
BAŞKANLIK SİSTEMİ, REFERANDUM, ANAYASA, EVET – HAYIR HEPSİ BİR OYUNUN PARÇASI İSE; HALKI DÜŞÜNEN YOKSA! MECLİSTEKİLER HALKA HİZMET YERİNE BAŞKALARINA HİZMET İÇİN YARIŞIYORSA VEYA BU REFERANDUM SONUÇLARI ÜLKENİN KAÇTA KAÇI YILLARDIR YAPILAN BÖLÜNME ÇALIŞMALARININ SONUCUNU İÇİN OYLUYORSA;
 
EY HALKIM BUNA İZİN VERECEK MİYİZ?  “EVET BE ANNEM Mİ?” YOKSA “HAYIR BE ANNEM Mİ?”
 
NE OLURSA OLSUN BİRLİK VE BERABERLİĞİMİZ KAZANSIN… TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞLARI BİZLER NE FIRTINALAR ATLATTIK YİNE ATLATIRIZ, TOPRAĞIMIZA, KARDEŞİMİZE, KOMŞUMUZA, ÜMMETİMİZE, İNSANLIĞIMIZA SAHİP ÇIKIN… GERİSİ TEFFERRUATTIR…
 
Sevgi ve saygılarımla nereye kadar beyler bayanlar… atamirasıulus… muratakbaş
 
 KAYNAKÇA:KÜRESEL GÜÇ İLE SON TANGO – FETHİ ALİKOÇ – TOGAN YAYINCILIK
 
KÜRESEL ÇETENİN ŞAMAROĞLANLARI – ADNAN BİNGÖL – KENDİ YAYINI