Kısa bir süre önce Abdi İpekçi Spor Salonunda kongresini yapan CHP.İstanbul il başkanlığının kongresini takip etmiştim.Gerçekten katılım konusunda ciddi eksiklikler vardı. Bunun bir çok gerekçesi olabilir. En önemli gerekçe Mevcut il başkanı Oğuz Kaan Salıcı 39 ilçe başkanı ile katılım konusunda yapacağı çalışma yerine kongreyi kazanmak için çaba harcadı.

Bir kongrenin doğru tahlil edilebilmesi için o kongreye kaç kişinin katılıp  katılmadığından ziyade o kongrede demokrasi işliyormu işlemiyormu ona bakmak gerek. AK Parti kuruldu kurulalı İstanbul ilçe ve il kongrelerinin % 98'ini takip eden bir kişiyim. Doğrusunu söylemek gerekirse demokrasinin işlediğini söylemek çok da kolay değil. 2006 yılında yapılan Zeytinburnu ilçe kongresinde delege tepki olarak 182 tane BOŞ oy kullanmıştı. Kullanıldı da ne oldu koskoca bir hiç 131 oy ile 3 yıl ilçe başkanlığı yapıldı.  Burada demokrasi var denilebilir mi ?

Demokrasi işleseydi O zamanki il başkanı Dr.Mehmet Müezinoğlu ilçe başkanına arkadaş senin yaptığın delegenin yarısı sana tepki olarak boş oy vermiş seni bu şekilde bu makamda tutmamız etik değil.Ya kongreyi yenileyeceğiz veyahut da sen istifa et demeliydi. En azında bu beklenirdi ama hiç bir şey olmamış gibi işin üstüne yatılarak vaziyeti kurtardıklarını düşündüler.

Şimdi bazı okurlarım diyecekler ki altı yıl önceki olayı bugün neden yazıyorsun ? Necip Fazıl Kısakürek derki tefsiri yani açıklaması yapılmayan her olay daima tazedir. Bu bağlamda 2006 da yapılan kongrede taraftım ve bu demokrasi ayıbı için Dr.Mehmet Müezzinoğlu bir açıklama yapana kadar da  bu olay benim için hep tazeliğini koruyacaktır. Bu eski ama açıklaması yapılmayan olayı bir tarafa bırakıp 2012'ye dönelim biz yine.

Kemal Kılıçdaroğlu'ndan demokrasi dersi  

CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ partisnin İstanbul il kongresinde Oğuz Kaan Salıcı ve Ali Özcan'ın elinden tutarak sahneye geldi ve her ikisi de örgütümüzün adayıdır,kim kazanırsa benim adayım odur dedi.  Oy kullanma gizli olduğu halde taraf olmamak için oy da kullanmıyorum dedi.

AK Parti cenahında düşündüğün zaman bu sözü söylemek kolay değil.Bırakın il kongresinde Zeytinburnu ilçe kongresinde iki aday vardı.İlin desteklediği Bahattin Ünver ve diğer aday Aydın Çığrıkçı  kongrede aday oldu.

Kongre gününe kadar Çığrıkçı'yı vazgeçirmek için il yöneticileri çok çaba sarf etti. Çığrıkçı bütün çabalara rağmen vazgeçmeyince Kongre günü oturacak bir sandalye dahi vermedikleri gibi konuşma hakkı da vermediler. Haksızlık nereden gelirse gelsin karşı olmak gerektiği için bu tür yanlışların uzun sürede AK Parti'ye kaybettirdiğini düşünüyorum.Hele Ekrem Erdem'in Sultangazi kongresinde 5 oy ile kongreyi kaybeden muhalif aday Mustafa Günaydın için sarf ettiği sözleri de hiç biz zaman içime sindiremem. Burada Aydın Çığrıkçı'nın da Bahattin Ünver'in de günahı kusuru yok.

Burada günah ve kusur kongrelerde tek aday olsun bize rağmen aday olan kişiye ne konuşma hakkı nede oturacak sandalye vermeyin diyen zihniyette. AK parti şimdi güçlü oduğu için biz böyle istedik böyle olsun diyebiliyor ama yaşamın bir kuralı gereği nasıl ki insan doğar,yaşar ve ölür ise aynı şey siyasi partiler içinde geçerli.Ülkemizde demokrasi geldikten sonra en uzun süre iktidarda duran parti'nin ömrü 10 ile 15 yıl arasıdır.Yani bir gün AK Parti de zayıflayacak ve muhalefete düşecek işte o zaman bugün haksızlığa uğrayanlar  OH CANIMA değdi deme hakkını kendinde bulacak işte bu da o partinin bitmesi demektir.
 
İstişare sünnet diyoruz ama ben böyle dedim böyle olacak mantığı hakim

İstişare nasıl olacak ? delegenin önüne iki seçenecek koyarsın hangisi sandıkta çıkarsa bu kişi istişareden çıkan kişi olur ve onunla yola devam edersin. AK Parti istişareye okadar karşı ki Ümraniye ve Büyükçekmece'de ilin istemedği aday kongreyi alacak güçte olunca il başkanlığı da işi toptan çözerek kongreyi iptal etti.

Daha sonra da tepeden adaylar getirerek madamki siz anlaşamadınız  işte size yepyeni bir aday dedi. Belki kısa sürede bu sorun çözülmüş gibi oldu ama her iki ilçede de görüştüğüm kişiler var bu uygulamadan hiç de memnun değiller. Bu oldu bittilerin sıkıntısı parti'nin oyları düşünce en şiddetkli bir şekilde hisssedilecektir.

O zaman da yazdım şimdi de Ak Parti kongresi münasebeti ile bir kez daha yazıyorum Kılıçdaroğlu bu hareketi ile delegesinin önüne gerçek bir seçim sandığı koymuştur. Zaten tek liste ile gidilen kongrelere seçim demek ne kadar doğrudur onu da siz okurun takdirine bırakıyorum.  

Seçim olabilmesi için en az iki tercihin olması yaratılış gereği iken tek aday ile yapılan siyasi çalışmalara seçim demenin doğru bir tercih olmadığını ifade etmek isterim.

Kılıçdaroğlu oy kullanmak gizli olmasına rağmen taraf olmamak için oy kullanmayacağını da ifade ederek delegeden oy alan İstanbul il başkanımdır diyerek anlayanlara MUHTEŞEM bir demokrasi dersi verdi.

Oysa 3 sene önce Aynı yerde yani Abdi İpekçi Spor salonunda kongre yapan AK Parti de iki aday vardı. Aziz Babuşçu ve Metin Külünk. Başbakan sadece destek verdiği aday Aziz Babuşçu ile sahneye çıkarak seçimde CHP.ye 7 ilçe belediyesi kaptıran Sayın Aziz Babuşçu'yu çok başarılı bulduğunu ve kendi adayının Babuşçu olduğunu ifade ederek muhalif adayın ismini bile zikretmeyerek Kılıçdaroğlu’nun aksine bir tercihte bulunmuştu.
Başbakan tercihnde haklımı haksız mı bunun kararını ben veremem ama demokrasi gereği ya o kongrede hiç konuşmamalıydı veyahut da her iki aday ile sahneye çıkıp Partimizin İstanbul İl başkanlığına iki arkadaşımız aday olmuştur ben her ikisine de başarılar diliyorum deseydi sanki daha adil ve doğru bir iş yapmış olurdu diye düşünüyorum.

Ak Parti ciddi bir yanlışın içinde sanki Başbakan'ın söylediği her şey ayet veya hadis miş gibi söylenen şeyin sorgulanmamasını düşünmemek telafisi güç hataları doğurur. Peygamber efendimiz sahabelerine bir şey söyleyince onlardan ya resulullah bu söylediğin ayet midir yoksa senin kendi görüşünmüdür diye sorarlar eğer kendi görüşümdür cevabını alırlarsa onlarda kendi fikirlerini ortaya koyar azami müştereklerde birleşirlerdi.

Soruyorum AK
 PARTİ içinde başbakan'ın yanlış söylediği bir sözüne bu hatalıdır diyecek bir kişi bana gösterin....Aşırı yetki ve güç belli bir süre sonra despotizme gider bu sadece başbakan için değil hepimiz için geçerlidir.İnsan fıtratı buna müsaittir. Büyük din alimleri cihadın en büyüğü nefis ile yapılandır sözünü boşuna söylememişler.

Çift aday AK Partiye ters mi ? 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 3 sene önceki İstanbul İl kongresinde sahneye çıkıp sadece Aziz Babuşçu adaymış gibi tek yanlı bir konuşma yaptı ve delegeye adayım Aziz Babuşçu dedi. Bir anlık düşünelim eğer başbakan da CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu  gibi kim seçilirse benim adayım odur deseydi Metin Külünk 157 oy mu yoksa daha fazlamı alırdı bunu da okurun tercihine bırakmak isterim.

Bunları yazarken Aziz Babuşçu veya Metin Külünk’ü suçluyor değilim. Amacım sadece AK Parti ile CHP arasındaki farkı sizlere sunabilmektir. Doğrucu Davut olmanın bana maddi kaybı da çok ama haksızlık karşında susup dilsiz şeytan olacağıma başbakan bile olsa yaptığı yanlış ve hatalıysa ona bunun yanlış olduğunu söylemezsem ilmin izzetini ayaklar altına almış olurum.

Ümraniye ve Büyükçekmece de neler oldu ?

Hem tek aday hem de demokrasiden nasıl bahsedileceğini anlayabilmiş değilim. Böyle bir şekle ancak formaliteden onay denilir.

AK Parti Büyükçekmece ve Ümraniye ilçelerinde ilin adayına karşı seçimi kazanacak başka bir aday çıkınca il başkanlığı DUR hemşehrim bu partinin sahibi var sende kim oluyorsun ki bize rağmen aday oluyorsun diyerek her iki ilçede kongreyi iptal etti.

Sular durulunca da y
ep yeni sıfr model bir aday ile ahan da sizin ilçe başkanınız dedi ve bu ilçelerde sorunu da bu şekilde çözdü. Tabi arkasında kalbi kırık binlerce teşkilat mensubu bırakarak.

Muhalif adayın kazanma ihtimali olan ilçelerde başka adaya şans verilmeyen bir yerde demokrasiden bahsetmek mümkün mü ? 

Bir kaç ilçede diğer adaylara kongreye girme izni verildi. Çünkü muhalif adayların kongreyi alamayacaklarını il başkanlığı biliiyordu.

AK Parti de bir çok güzel çalışma var ama  “biz böyle dedik böyle olsun” tarzı bir yaklaşım  partiyi güçlendirmekten çok zayıflatıyor diye düşünüyorum.

Başbakan’da çift liste olursa partiye katkı yapacak bazı kişiler dışarıda kalır endişesi taşıdığı için tek liste ile kongre yapın diyor ama  yine de bir çok işe yarar kişi liste dışı kalıyorken sırf torpili olanların yönetime girdikleri de az değil.

27 Mayıs Ak Parti İstanbul il kongresi ile yönetime girenlerden yarısının hangi özelliklerinden dolayı tercih edildiklerini merak ediyorum. Mesela denilebilir mi Ahmet bey'i yapacağı maddi destek için aldık veya Mehmet bey teşkilatçıdır onuda bu özelliği için listeye aldık. Yeni yönetim kurulu üyesi yapılan kişilerin özgeçmişlerini ve parti için bugüne kadar ne yaptıklarının açıklanmasını istiyorum.

AK Parti girdiği her seçimde güçlü olarak çıkmış biz ne dersek diyelim teşkilatımız buna uyacak mantığı güttüğü beelli. Belki şu an bu formül geçici olarak işe de yarıyordur. Ama bumantık ile daha sonra bir çok sıkıntının da 
ortaya çıkacağı muhakkak .

Ak Parti İstanbul il başkanlığının 3 yıl önce Abdi İpekçi Spor salonunda yaptıpı kongrede yaşanan olayları gören kim il başkanlığına aday olur ben merak ediyorum ?

Doğusu ben bu şatafat ve tek aday ile yapılan dayatmayı sağlıklı görmüyorum..Şu an AK Parti güçlü olduğu için belki sıkıntı yaşanmıyor olabilir ama yarın öbür gün şimdi yapılan hata ve yanlışların bedeli toptan ödenecektir.

Şatafat,şow ve gösterişin sonu felakettir 

Osmanlı İmparatorluğu yani genç padişah Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u almak için plan proje yaparken Bizans sarayında şatafat,şov ve gösterinin kralı vardı. Yine Şeyh Şamil ve bir avuç yardımcısı ile koskoca Rus ordusunu yıllarca perişan ederken Kremlin de daha doğrusu o günkü şatolarında yine her türlü şatafat vardı. Ama gün geldi şatafatlar işe yaramadı.

İBB ve HÜKÜMET kaynakları kullanıldı iddiası 

Gerçi hangi siyasi iktidar AK Partinin yerinde olsa il kongresi için İBB ve Hükümet kaynaklarını kullanırdı. AK Parti İstanbul İl başkanı Aziz Babuşçu’da gerek katılım gerekse de ulaşım konusunda İBB ve Merkezi hükümetin her türlü imkanını kullandı. CHP.nin elinde İBB.olmadığı için araç konusunda sıkıntı yaşamış olabilirler kongrelerinde.

CHP’nin kongresine gelenler bilinçliydi 

CHP.nin de AK Partinin de kongrelerini takip edip katılımcılarla  konuştum.Abdi İpekçi Spor salonuna gelenlerin büyük çoğunluğu ne için geldiklerinin farkındaydı. Ama AK Parti kongresinde samimi ve gerçekten parti aşığı olanlar olsa da bir çoğu ya İBB çalışanıydı,ya müteahhit’in personeliydi ya da diğer bir ekonomik bağ nedeni ile oraya geldiğini gözlemledim. Bütün bunlara rağmen Aziz Babuşçu ve çalışma arkadaşlarının katılım ve şow olarak  iyi bir kongre yaptıkları kabul etmek gerekir. Bu konuda sayın Babuşçu'yu en kalbi duygularımla tebrik ederim. Hele kongrede aksaklı yaşanmasın diye binlerce kişi ile yaptığı prova tam bir profesyonellik örneğiyid. CHP'de kongresinde ÇARŞAF listede nasıl oy kullanılırın provasını yapsaydı 190 civarında tecrübeli, siyasetçilerden oluşan il delegeleri yanlış oy kullanmazdı.

İslamın ilk savaşlarında düşman daima 3 misli fazlaydı

Şatafat ve hakka dayanmayan güç işe yarasaydı Bedir harbinde 300 Müslümana’a karşılık 900 müşrik galip gelirdi. Aynı mantık UHUD ve HENDEK içinde geçerlidir.  Her üç savaşta da düşman techizat ve insan gücü olarak en az üç misli daha güçlü olmasına rağmen harpte başarı elde edememişlerdir. Bu örnek belki direkt olarak kongre ile bağlantılı olmayabilir ama katılımın sandığa aynen yansımayabileceğini beyan etmek için bu örneği verdim.  

Sözün özü şatafat ve gösterişten kaçınmak gerek…. Zira ruzi mahşerde  mecbur olmadığımız halde yaptığımız harcamalardan dolayı hesap vereceğiz. Netice olarak demokratik gözle baktığım zaman tam içime sinmezse de kongrede onaylanan yönetim kuruluna seçilen arkadaşlarımıza başarılar dilerim.

Ayasofya  namazımız hayırlara vesile olsun 

Geçen Cumartesi günü Anadolu gençlik derneğinin yaptığı "Zincirler kırılsın Ayasofya açılsın" eyleminde biz de öğle namazımızın farzını binlerce kardeşimiz ile birlikte kılmak için katıldık. 

Alsında tek başıma 29 Mayıs’ta eylem yapacaktım. Saadet Partili arkadaşlar hem bize destek ver hem de cemaat sevabından yararlan ve 26 Mayıs’ta kılacağımız namazımıza katıl dediler bizde bu makul ve mantıklı talebe evet dedik.Kalabalık ve heyecan muhteşemdi Anadolu Gençlik derneği bu tür çalışmaları belli aralıklarla yapmalı ki AYASOFYA mevzusu zihinlerdeki yerini korusun..

Hükümet yetkilileri de bir an önce açıklansın AYASOFYA'nın müze olması LOZAN anlaşmasının bir gizli maddesi geremidir ?  Yoksa bizlerin bilmediği başka oyunlar mı var ? Kendi topraklarımıza ve İstanbul'u alan komuta kademesinin camiye çevirdiği AYASOFYA neden kapalı birileri bunu bize açıklasın artık.... 

 
İstanbul Times / Hüseyin Çetiner