İstanbul’da Ramazan manzaraları
Dostluk tatile çıktı.. Aşk sizlere ömür.. Sabır tükendi.. Anlayış sıfır.. Mutluluk yok.. Tebessüm hasta.. Saygı raporlu.. Yalan diz boyu.. Adam harcamak gündemde.. Seviyorum sözü son moda.. Yalandan kim ölmüş ki.. İnsanlığın dışında... Başımız sağolsun.((…)
Birkaç gün önce Zeytinburnu Belediyesi’nin yaptığı sokak iftarlarının Nuripaşa Mahallesindekine katıldım.
 
Menüde Çorba,Bezelye yemeği ve Erişte vardı.Belediye çalışanlarının erkenden malzemelerini getirip sokakta hummalı bir çalışma  yapmaları iftar saatine kadar sürüyor.
 
İftar’a az bir süre kala Belediye başkanı Murat Aydın ve kurmayları da alana girerek masalarında iftar saatini bekleyen halk ile selamlaşıyor.Daha sonra ise iftar ediliyor.İftardan sonra lokma dağıtımı yapılıyor.Genelde iftarın yapıldığı mahallede bir camide teravih namazı kılınıyor.Bu esnada Belediye camii cemaatine buz gibi limonata ikramı yapıyor.
 
İçilen limonataların ardında teravih namazı eda ediliyor.Başkanla halkın buluşması güzel neticeler veriyor.Ancak Belediyenin basın danışmanı arkadaşım kendisini aşmış bir şekilde ilçenin her türlü sorunu ile hem hal olan yerel basın’ı adeta yok sayıyor.Şahsen yok sayması veya önem vermesi benim için çok da önemli değil.
 
Ancak alçak gönüllülük ve samimi yaklaşımları ile üçüncü kez yüksek bir oy ile halkın desteğini alan Murat Başkan’ında merkezi ilçede olan yerel gazete temsilcilerinin basın danışmanı arkadaş ile alakalı sıkıntılarını dikkate almaması anlaşılır bir durum değil. Aslında danışman arkadaş ile 4 sene birlikte görev yapmış birisi olarak neden yerel basındaki arkadaşlara böyle yaklaştığını da çözebilmiş değilim.
 
Neyse bizim yapabileceğimiz en önemli şey sadece durum tespiti yapar kararı Murat başkan’a bırakmaktır.
 
Birde bu sene belediye ek hizmet binası önünde kurulan Çadırı adeta İBİŞ’ in kaderine terk etmiş durumda.Stantların yarısı boş.Oysa biz basın mensuplarına bir yer verilebilseydi bizler buraya bir renk katabilirdik. Zeytinburnu’ nda sokak iftarları güzel ancak Seminer,konser,panel,vs.vs.konusunda sanki sıkıntı var gibi.
 
Başakşehir Sular Vadisi kültürel etkinlikler
 
Burada ise anfi tiyatro da iftardan sonra çocuklara yönelik etkinlikler yapılıyor.Asıl etkinlikler ise teravih namazından sonra yapılıyor.Ben Ahmet Özhan ,Abdurrahman Dilpak ve Nihat Hatipoğlu’nun davetli olduğu programları baştan sona kadar izledim.
 
Özellikle Dilipak CİCİ MÜSLÜMANLAR’a verdi veriştirdi.Tabi gündeme getirdiği konuşmalarda da haksız sayılmaz.
 
Bu konuşmaların detayı haberimizde mevcut dileyen okurlarımız oradan okuyabilirler.
İlçe belediyesi Bahçeşehir’de ayrı formatta,Güvercintepe de ayrı etaplar bölgesinde ise daha ayrı bir formatta programlar tertip etmesi çok faydalı ve güzel olmuş.Mevlüt başkan ve ekibi orijinal ve güzel programlar yapıyorlar lakin bu programların ilçenin sınırları dışına çıkması adına basın mensupları ile hiçbir toplantı ve istişarenin yapılmayışını da henüz anlayabilmiş değilim. Eleştirdiğimiz zaman başkan acaba nerede eksik ve hata yaptık diyeceği yerde “beni Aydın Doğan’ın yayın organlarından daha fazla yıpratıyorsun diyor”  Oysa ki benim ne böyle bir derdim var dene gayretim.sadece ve sadece özgürce haber yapıyor ve köşe yazıları yazmaya gayret ediyorum.Yayın grubu olarak amacımız bu olmuş olsa hiç bir zaman belediyenin tüm haberlerine dokunmadan www.basaksehirtimes.com ve Başakşehir Times gazetesinde yer vermeyiz.
 
Rahmetli Bektaş Erdoğan’dan sonra Göreve atanan yeni basın danışmanı Sadettin Acar kardeşim ne yapar onu da henüz anlayabilmiş değilim.Bence yeni basın danışmanının görevinin hakkını yapmak istiyorsa ilçesi ile alakalı yoğun yayın yapan basın mensupları ile zaman zaman bir araya gelip birlikte neler yapabileceğini konuşmalı.

Aksi halde basın kurumları ile ilgilenmek dışında her işi yapan basın danışmanı olması yarardan çok zarar getirir.Gerçi at sahibine göre kişner diye bir atasözümüzde yok değil.Patron istemezse ve basını düşman olarak görürse personeli ne yapmaz orası da ayrı bir mevzu.

Benim burada yaptığım tavsiyeler hem başkan hem de basın danışmanı arkadaş için çok önemli ama anlayabile…Neyse biz söylememiz gerekenleri söyleyip dilsiz şeytan olmak istemediğimiz için söylüyoruz gerisi Şehremenimize ve matbuat sorumlumuza kalıyor. 

Bu arada Başakşehir Belediye başkanı Mevlüt Uysal ve ekibinin spor etkinliklerine ve gençlere çok önem verdiğini belirtmek gerekir.Bu konuda haklı bir şöhrete sahip olan başkan ve ekibini kutlamak gerekir.

Bağcılar Belediyesi tam bir profesyonel 
 
Ancak Bağcılar Belediyesi başta olmak üzere bir çok belediye Ramazan’dan birkaç gün önce yaptıkları basın toplantılarında bir ay boyunca yapacakları çalışmalarının detaylı olarak anlatıldığı kahvaltılı bir toplantıda basın mensuplarını bir araya getirdiler.Başakşehir belediyesi ise bu etkinlikleri dört ayrı yerde yaptığı halde ne hikmetse bir tanıtım yapma gereği duymadı.

Burada şu ortaya çıkıyor ya öteki belediyeler basın mensupları ile bir araya gelerek çalışmalarını anlatarak hata yaptılar ya da Başakşehir Belediyesi yaptığı güzel organizasyonların medya’ya taşınmasını yapmayarak hata yapmıştır.
 
Yani özetle Başakşehir’de icraat var ama tanıtım yok. Keşke yapılan bu güzel organizasyonların daha geniş kitlelere ulaşması adına Başakşehir Belediyesi de TANITIM’a önem verseydi.
 
Belediye başkanı Lokman Çağrıcı ve basın danışmanı Abdullah Arıdoru ve basın büro çalışanları basın mensupları ile o kadar yakından ilgileniyorlar ki Ramazandan iki gün önce iftar ve İrfan çadırında yaptıkları kahvaltılı basın toplantısında yaklaşık olarak 150’den fazla Ulusal ve yerel basın temsilcisinin katıldığı toplantıda Belediye başkanı,Çağrıcı,İlçe kaymakamı,Müftü,Milli eğitim müdürü,İlçe emniyet müdürü,İski müdürü başta olmak üzere mülki idare amirlerinin tümü basın mensuplarına kısa bir   konuşma yaparak Bağcılar’ı anlattılar.
 
Arıdoru ve ekibi o kadar güzel bir organizasyona imza atmışlardı ki bir çok basın mensuplarını tahsis ettikleri araçlarla toplantı alanına getirip tekrar yerlerine götürmeleri müthişti.Saat 9.00 da başlayan toplantı tam 12.30’a kadar sürdü.Anadolu Ajansı dahil tüm ulusal TV.ve Gazetelerin temsilcilerinin yanı sıra onlarca Radyo programcısı,Gazete yöneticisi ve internet sitesi yöneticisinin bulunduğu toplantı müthiş oldu.
Tabi aynı anda İstanbul’un değişik yerlerinde yayın yapan 150 tane mecra’da Bağcıların adının geçmesinin ilçeye kattığı değeri varın siz hesap edin.
 
Atalarımız boşuna iş bilinen kılıç kuşananın dememişler.Teşekkürler başkan Çağrıcı teşekkürler Abdullah Arıdoru ve ekibi. Bunları yazdım diye işlerini yapmadıkları için eleştirdiğim basın danışmanları biz reklam vermiyoruz onun için bizi eleştiriyorlar ucuzluğu yaptıklarını da duymaktayım.Yerel gazeteler içinde bu tür basit işler yapanlar olabilir.Ancak İstanbul Times Gazetesi gibi kurumsal bir şirketin hiçbir zaman böyle ucuz düşünmediğini de yeri gelmişken belirtelim.Biz her şeyden önce muhataplarımızın edep ve ahlakına önem veriyoruz.Kazanç bu hasletlerden sonra gelir bizim için.
 
Can Ataklı Ramazan’ı sulandırmaya çalışıyor
 
Vatan Gazetesi yazarı Can Ataklı birkaç gün önce saçma sapan bir yazı kaleme alarak Ramazan ayını sabitleyelim dedi. Ataklı gerekçe olarak da 1.400 yıl önce teknoloji bu kadar gelişmemişti.şu an Arabistan’a 13 ile 15 saat arasında oruç tutulduğu halde biz 16 saat tutuyoruz dedi.
 
İslam alimi değilim ama Can Ataklı’nın öne sürdüğü talebin saçmalık olduğunu kabul etmek için alim olmaya da gerek yok.
 
İşte efendim 1.400 yıl önce teknoloji gelişmemişti Ramazan’ı sabitleyelim dediğiniz zaman yarın Can Ataklı gibi akıllı bir zat daha işte 1.400 yıl önce Ekonomi bu kadar gelişmediği için Faiz haramdı gelin bir değişiklik yapalım bugün faiz için helal diyelim derse önünü nasıl alacağız ?.
 
Dinde Reform yapalım demek koskocaman bir yalandır.Neyin reformunu yapacaksın kardeşim.Namazı 3 rekate mi düşüreceksin.Ramazan orucu 10 gün mü olacak ? böyle saçmalık olur mu ? Can Ataklı gündeme gelmek adına böyle saçma bir yazı yazmıştır.Cenab-ı hak son din İslam’dır diyor.
 
Yarattığı insanların 14 asır veya 24 asır sonra nasıl bir yere geleceklerini bilmiyor mu ki Can Ataklı Ramazan’ı sabitleyelim diyor.Ramazan’ın sabitlenmesi demek bir zulüm olmaz mı ? Düşünsenize Almanya daki Müslümanlar her yıl Temmuz ayında oruç tutarken Türkiye nin Ekimde oruç tutmasının neresinde adalet var Allah aşkına.
 
Ama ramazan’ın her sene 10 gün önce gelmesi demek 33 yılda bir yılın her döneminde oruç tutmuş olacağız.Burada ki adalet ve ahenk hiçbir yerde yok.Can Ataklı böyle basit ve saçma bir iş ile uğraşacağı yerde ekmeği ve suyu olmayan Somali’li bebeklerin karnına nasıl bir lokma ekmek ulaştıracağına baksın.Hiç bir müslüman’ın gündeminde ramazan’ı sabitleyelim gibi bir mesele de yok.Allah kabul ederse ilkokul 4.sınıftan beri yani tam 30 yıldır oruç tutarım hiçbir zaman bir veya 2 saatin hesabını da yapmadım.
Aklı selim bir şekilde düşündüğünüz zaman İslam dininin hiçbir yerinde fazlalık veya eksiklik yok.Eksiklik biz insanlarda var işimize gelmediği zaman kendimize göre bir kulp bulma arayışına giriyoruz hepsi bu.Can Ataklı da kendisine başka bir konu bulsun…             
 
İstanbul Times yepyeni projelerle yoluna devam ediyor
 
Her gün on binlerce kişinin ziyaret ettiği www.istanbultimes.com.tr haber portalı yenilendi.Çalışma binamız yenilendi.Yeni ilçe temsilcilerimiz aramıza katıldı. Kadromuzla İstanbul başta olmak üzere dünya gündemini daha yakından takip etmeye başladık.
Şu an açıklamak istemediğim müthiş projelerimiz bir bir hayata geçiyor.Yerel mantıkla profesyonel hareket eden İstanbul Times’ın çok güzel işler yaptığını okurlarıma duyurmak isterim.
 
Sonuç olarak siz okumazsanız biz yazamayız diyerek her okurumuzun en az beş tane arkadaşına www.istanbultimes.com.tr yi takip etmesini söylemesini rica ediyorum.
 
Hüseyin ÇETİNER / İstanbul Times