Enerji dolu bir şekilde evden ayrılıp bina önüne çıkmamla toz banyosu yapmam bir oldu. Minibüslerin aceleci müşteri kapma telaşıyla payıma düşen toz yanıma kar kalan oldu... Mevsime göre bu pay değişkenlik gösteriyor kış olsaydı ıslanırdım oyuklarımız çukurlarımız nede olsa bol. Şimdi kim yukarı çıkacak üstünü değiştirecek ‘ boş ver Eda’ dedim… Çöplerin kurmuş olduğu barikatlar da olmasa çocukluğumda oynadığım sekseği başka nerde oynayacağım, arada uzun atlama sporuna taş çıkaracak atlamalarda olabiliyor ayak kayıp su birikintilerine düşmekte mümkün tabi!
Köyler de kasabalarda dahi artık çöp konteynırı varken bizim çöplerimiz apartman önlerine bırakılıyor. Akşamdan koyulan çöplerin dağılmasını yemek artıklarının saçılmasını, kötü kokuları, sergilenen görüntüler Şirinevler’ e ne kadar şirin bir görüntü veriyor anlatamam. Bir kaç çöp konteynırı koyulması bu kadar zor olmasa gerek!
Biraz daha ilerleyince bali kokusu ile tiner kokusunun keskinliği uygu sersemliğim biraz daha artırdı. Etrafta tamir ya da montaj işi olduğunu düşünmeyin sakın! 6-7 yeni yetişen genç, fırının dışarıya vermiş olduğu sıcaklıktan üşümemek için geceden kendileri ne konaklamak için seçtikleri yerin önünden geçince bu kokuya maruz kalınıyor.
Kimsesizliğe ter edilmiş çocukların tiner âlemlerini yaptığı barındıkları yer: yakınlığından herhalde biraz da konforundan olsa gerek Şirinevler. Tinercilerin burada inanılmaz bir dokunulmazlığı var! Polis müdahalesi pek olmadığı gibi toplanılan tinercileri ertesi gün aynı noktalarda görmek mümkün oluyor. Toplanılan tinercilerin Ama tem’e yatırmak kimsenin aklına gelmiyor mu acaba?
Bahçelievler sanayi bölgesi olmayla oturma bölgesi olma arasında gidip gelmiş sonunda ikisini de yapısında barındırmış. Sokaklarda binalarla araba tamiri yapan ustalarla güzel bir harmoni oluşturmuş. Araba tamircilerinin çıkarttığı sesler teneke mahallelerini aratmıyor.
Tamirin yanında bu araçların birde modifiyesi var; araçlara ses sistemi bağlandıktan sonra denemeleri defalarca yapılarak bas sesinin vermiş olduğu basınç insanlara depremle yaşamayı öğretmiş.
Bazen isimler aksini ifade eden özellikleri bünyesinde barındırır; Bahçelievler ‘de maalesef isminin aksini sergiliyor, bırakın bahçenin olmasını araçları park edecek yer bulmak imkânsız gibi. Özel Otoparklar fazlasıyla mevcut, bu otoparklarda yıkamalar da yapılıyor bu yıkamalar araç yıkamakla da sınırlı değil. Araç yıkamanın yanın da halı yıkamaları da yapılıyor. Çeşitlik açısından kendini sınırlandırmayan bu arkadaşların işlerinde başarılar bol kazanç diliyoruz da… Suyun tazyik sesinden de durulmuyor ki arkadaş! Apartman sakinleri, sakinliklerini çevreden aldıkları huzurla değil sorunlara karşı göstermiş olduğu sakinlikle mi sağlıyorlar acaba?
Bahçelievler Belediyesi Sn Osman Develioğlu’nun kucağına hasta bir çocuk verildi bunu iyileştir diyorlar ama Bahçelievler’in sorunlarını çözümünde yetersiz kaldıklarını ifade ediyorlar.
Devlet otoritesinden uzak bir yapılaşma, bırakınız yapsınlar mantığıyla ucubeyi Karsta değil burada aramamız gerektiği gerçeğiyle bizi karşı karşıya bırakmıştır.
Tinercilerin Ama tem’e yatırılma konusun da götürmek istiyoruz ama gitmiyorlar denilip etrafa korku, tehlike saçılmasına göz yumulunu yor.
Park alanlarının olmamsından şikâyetçi olan insanlarımız belediyeye şikâyetlerini belirttiği zaman ki yaklaşım da: ayaküstü caydırma taktiğinin ötesine gitmeyen öneriler; senin evini istimlâk edelim bedelini de öderiz… Parktan cayan halkımız evine tıpış tıpış gitmekten başka bir şey yapamıyor.
Adnan Kahveci ve Talat Paşa bulvarının kesiştiği noktada yapılan köprü trafiğe çözüm olması için sözüm ona yapıldı… Trafiği düzeltmediği gibi çevre esnafının kepenk kapatmasına neden oldu.
Bu köprü de mi devlet otoritesinden uzak bir mantıkla yapıldı? Ekonomik yetersizlik nedeni ile Yayla’dan itibaren alt geçitti olması gereken köprüyü yarım yamalak yaparak yaptık oldu demek için mi yaptınız? Yoksa çevre düzenlemesi olmayan hasta çocuk olarak nitelendirdiğiniz Bahçelievler’e uyum sağlasın sorunlara sorun eklesin diye mi?