“Bir devlet ve toplumun refah ve uygarlığa çıkmasının üç temel şartı var. 
1. Toplumda huzur ve barışı sağlama 
2. Adil bir yargı (bağımsız ve tarafsız evrensel yargı )
3. Ödenebilir makul bir vergi “   
Adele Schmid
On üç yıl önce Prof. Dr. Şükrü Kızılot hocayı ziyaret etmiştim. Vergi ve devlet anlayışı ve devlet kurumlarının vatandaşa bakış açısı hakkında çok yerinde tespitleri mevcut. Saygıdeğer duayen çok beğendiğim bir anekdot anlatmıştı;
 “ Vergi mükellefi biri vergi dairesine defter belgelerini incelemek için çağrılmış. Mükellef panik bir halde muhasebecisine gitmiş ne yapması gerektiğini sormuş? Mali müşavir; eski kıyafetli, garip, miskin bir vaziyetle vergi dairesine git, incelemede her halükarda sana ceza yazacaklar bari az bir miktar tarh etsinler demiş. Daha çok panik olan vergi mükellefi kişi, hukuk müşavirine kısaca vaziyetini ve mali müşavirinin telkinini anlatmış, ne yapması gerektiğini avukatına sormuş. Avukatı ise, ne münasebet sen çok namuslu, düzgün bir insansın, aynı zamanda yıllarca vergi veren mükellefsin kendinden emin bir eda ile son derece şık kıyafetlerinle vergi dairesine git, burası hukuk ülkesi sana ceza kesmezler olası bir ceza tarh ederlerse biz hukuka atar düzeltiriz diye öneride bulunmuş. Kafası temelli karışan mükellef bu kez işini iyi bilen bir meslektaşına gider, malum sorunu meslektaşıyla paylaşır, avukat ve muhasebecinin fikir ve önerlerini meslektaşına aktarır. Mükellef soruna karşı ne yapacağına dair meslektaşına akıl danışır? Meslektaşı der ki, bana sorduğun soruda aklıma; gerdek gecesine girecek gelin kızın arkadaşına kapalı siyah gecelik mi veya açık kırmızı gecelik mi giyeyim zifaf gecesinde diye kız arkadaşına  sormasına benzer. Buna kızan şaşkın esnaf ne alaka? Arif olan arkadaşı, vergiciler bir mükellefi çağırdığı takdirde mutlaka başına gelecek belli, giyimin edan hiç fark etmez. Mutlaka başına gelecek bellidir.“
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay “Allah vatandaşı devletten korusun “ diye çok isabetli doğru bir söz etti.
Zamanında müfettişlerden çok sıkıntı çeken Başbakan ilk iktidarı döneminde “ Tüm teftiş kurullarını müfettişlik müesseselerini, denetim kurumlarını lav edeceğini bildirdi, ülkeye getiriden ziyade zarar verdiklerini biliyordu. Basında bu konu bir hayli işlendi ilgi çekti. Açıkça kamuoyunda bu tarz haklı bir beklenti de oluştu. Çünkü “Bağımsız ve tarafsız adil bir yargı ile tüm hukuksuzluklar bu ülkede çok rahat giderilir. Suç işleyenlere karşı aynı şekilde hukuk çerçevesinde etkin caydırıcı mücadele çok rahatça yapılır.” Kısaca etkin adil bir yargı hiçbir boşluk bırakmaz. Teftiş kurullarını bir nevi mahkemeler yerine ikame etmek veya öyle bir işlev yükletmek yanlıştır.  Çünkü müfettiş denetmen hazineden geçinenlerin yazdıkları çalakalem raporlardan hiçbir sorumlulukları olmadığından rapora muhatap olan vatandaş hukuka gidip raporu çürüttüğü zaman, dönüp o raporu düzenleyen müfettiş kişi, kişiler veya kuruma yaptırım şansı olmadığından muhatap vatandaş yaşadığı mağduriyetle kalır. Kaldı ki devletçi bir yargı sistemimiz istatistiklerle ortada davalara bakan çoğu hâkim savcı kendini devlet memuru gibi gördüğü için kararlarına karine sadece yanlı raporları kabul edip dolayısı ile ön yargı ile karar devletten yana çıkar, genelde devletin tahsildarı gibi çalışan yargı sistemimiz mevcut. Sadece bu tarz yanlı tarafgir yazılmış raporlara dayalı birçok mahkûmiyetler, mağduriyetler maalesef bu ülkede yaşandı. Birçok haklılık payı yüksek davaların bile vatandaş aleyhine sonuçlandığına canı fena yanan insanların mağduriyet yaşadığı canlı kötü örneklerle şahit olmuşuzdur. 
Ne olduysa iktidar nimeti ve müfettiş müessesi birazda iktidarların demoklesin kılıcı gibi hep muhaliflerin başında sallanması gereken bir tehdit aracı olmasındandır ki iktidar bu sözünü tutmadı.  Şimdi devletin farklı tüm kurumları vergi dairelerinde genelde alakasız, haksız, araştırılmadan temelsiz soyut kavramlarla çok yüksek para cezaları vergi mükelleflerine tarh ediliyor. Bu absürt cezalar için haklıysanız hukuki yollara başvurun, bu yanlış ceberut devlet anlayışı tüm devlet kurumları ve vergi dairelerinde ne yazık ki mevcut. Gerçekten bütün vatandaşlar Bakan Günay’a yüzde yüz katılıyor. 
 “Allah, vatandaşı hukuksuz ceberut devletten korusun duasına âmin diyorum.”
                                                                                                                                    Maksut Konyar