Bir Kürt atasözü derki dilini tut ki başın rahat olsun.Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ülke için yaptığı bir çok çalışmasını takdir eder ve beğenirim. Ancak bazen her konu hakkında fikir beyan etmesi yarardan çok zarar getiriyor.

Mesela hiç gereği yok iken bizim için ha ISID ha PKK sözü de barış süreci için iyi bir izlenim oluşturmadı. Barış süreci belki daha hızlı işleyebilirdi. Bunun sebebi hem Hükümet kanadından hem de PKK kanadındaki bazı kişilerin çok konuşmalarından dolayı  yavaş ilerlediğini düşünüyorum.

Eğer ortaklık yapacaksanız bir ayağınız topal,bir gözünüz kör ve bir kulağınız sağır olacak

Merhum Diyarbakırlı Ahmet Kaymaz amcamın güzel bir sözü vardı. Bana derdi ki oğlum eğer ortaklık yapacaksan bir ayağın topal,biz gözün kör,bir kulağın sağır olmalı. Yani her şeye koşmayacaksın,her şeyi görmeyeceksin ve her şeyi duymayacaksın. Teşbihte hata olmasın Ak parti ve PKK bir şekilde Barış süreci gibi haklarımızın en acil ve en önemli  sorunu olan kardeş kavgasının önlenmesi adına TARİHİ ve çok önemli bir süreci başlattılar. Halkımız artık ölüm ve kan istemiyor.

Bundan dolayı Ak parti’ye seçim sandıklarında hep destek veriyor. Türkiye ama öyle ama böyle PKK ile 30 yıl sonra çok haklı olarak müzakere masasına oturmuş. Ve bir çok risk alarak da görüşmelerin  belli bir aşamasın gelmiş iken Cumhurbaşkanının zamanı ve yeri olmadığı halde bizim için ha ISID ha PKK demesi yarardan çok zarar getiriştir barış sürecine.

Bu sözden sonra HPD eş genel başkanı  Selahattin Demirtaş’ta mademki PKK ISID ile aynı ise neden görüşme yapıyorsun diyerek tepkisini ortaya koydu. Birisinin Cumhurbaşkanına biz PKK ile çözüm masasına oturmuşsak bir ayağınız topal,bir gözünüz kör ve  bir kulağınızın sağır olması gerekir misali konuşmalarınıza dikkat edin.

Türkiye KOBANİ için çok ama çok önemli destekler veriyor…

Türkiye’nin kurucu iradesi Kürtleri hiçbir zaman azınlık değil asli unsur olarak görmüştür. Ki doğrusu da budur. Bugün Kobani deki savaşçı Kürt kardeşlerimiz çoluk çocuğumuz ISID tarafından katledilecek korkusu yaşamıyorsa Türkiye’nin 200 Bin ‘e yakın KOBANİ’liye kapılarını açmış olmasıdır. Yine Koban i’de savaşın Kürt güçleri yaralanan arkadaşlarının hemen Türkiye’deki hastanelerde tedavi edildiklerini bilmesi azımsanmayacak bir destektir.

Bu iki önemli destekten dolayıdır mi 40 gündür Kobani’ li Kürtlerin ellerinde kalan toprak parçalarını barbar ISID’a  karşı kahramanca savunuyorlarsa burada Türkiye’nin desteğini unutmak mümkün değil.

Türkiye de bu desteği veriyor diye iki de bir Kürtleri hadi bakalım erkekseniz ISID’ a karşı savaşın diyerek Kürtlerin onuru ile oynamalıdır. İnşallah Kobani düşmez ama düşse bile Kobanili Kürtlerin savunması Gazi Osman Paşa’nın Plevne savunmasından faksız olarak telakki edilmeyecektir.

Kobani ile Ankara kardeştir

Bazı Kürt siyasetçilerin Kobani düşerse Ankara’da düşer sözünü tehdit olarak değil bu her iki toprakta yaşayan insanlar akraba. Bir yerde acı yaşanırsa diğeri de üzülür. Sevinç yaşarsa diğeri de sevinir. Manasında söylenmiş bir söz olarak değerlendirilmelidir.

Ak Parti’nin bazı idarecileri de Kandil de ki bazı PKK temsilcileri de Kürt atasözü gereği “ZIMAN GIRTI SER RAHATİ” yi uygulamaya koymaları gerekir. Yani dillerini tutarlarsa baları rahat eder. Aysel Tuğluk’da el,ne aş alıp askere atmayacak. Bu olunca Hükümet üyeleri de kamuoyu baskısını azaltmak için bazı sert ve milliyetçi açıklamalar yapıyor.

Barış sürecini bozman isteyen çok düşmanımız vardır dikkat edelim…

Türkiye’nin kaynaklarını yatırım ve üretim yerine silah ve güvenlik ilerini ayırıp gelişime ve kalkınmaya para ayırmamak için sürekli terör ve savaş ile zaman ve para harcamamızı isterler. Ak Parti Hükümetinin iki sene önce başlamış olduğu barış sürecinde hayat var. Ak Parti bu zor ve çetrefilli işi başarırsa hem bu dünya da hem de öteki dünya için çok dua alacaktır.

Bu kanın durmasına kim katkı yapmışsa halkımız ona da dua edecektir.  Ama barış sürecinde olduğumuz bu dönemde ülke karışıyor ve 36 vatandaşımızın içinde bazıları hunharca bir şekilde katlediliyorsa da sebep olanlar cehennemdeki yerini hazırlasın. Maddi ve siyasi ukbaları için daha çok kan akmasını isteyenler de az değil.

Genel seçim muhtemelen Nisan 2015 içinde yapılacak. Siyasi partiler seçmenin aklına ve cebeni hitap ederse iyi oy alır. Kavga ve ayrıştırıcı siyaset yapanlar er yada geç kaybedecektir.

Rabbim ülkemizi kaza ve belalardan korusun…

İstanbul Times /Hüseyin ÇETİNER